Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | tightly adv. | sıkı sıkı | ||
Their stories are tightly intertwined. Hikayeleri birbirine sıkı sıkıya bağlı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | tightly adv. | sıkıca | ||
He gripped the tennis racket tightly. Tenis raketini sıkıca kavradı. More Sentences |
||||
General | tightly adv. | sıkı olarak |