teyit - Türkisch Englisch Wörterbuch

teyit

Bedeutungen von dem Begriff "teyit" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
teyit confirmation n.
I hope that I can obtain confirmation now and, if not now, then in writing in the very near future.
Umarım şimdi, şimdi olmasa bile çok yakın bir gelecekte yazılı olarak teyit alabilirim.

More Sentences
General
teyit confirmation n.
I hope that I can obtain confirmation now and, if not now, then in writing in the very near future.
Umarım şimdi, şimdi olmasa bile çok yakın bir gelecekte yazılı olarak teyit alabilirim.

More Sentences
teyit affirmation n.
The Della Vedova report on the EU's fiscal policy is an ill-assorted compilation of fiscal affirmations and claims.
Della Vedova'nın AB'nin mali politikasına ilişkin raporu, mali teyit ve iddiaların kötü düzenlenmiş bir derlemesidir.

More Sentences
Law
teyit attest n.
All of us who were there can attest to the fact that it was a great success.
Orada bulunan hepimiz bunun büyük bir başarı olduğunu teyit edebiliriz.

More Sentences
General
teyit testification n.
teyit strengthening n.
teyit corroborate n.
teyit maintenance n.
teyit corroboration n.
teyit verification n.
teyit protestation n.
teyit sanction n.
teyit vindication n.
teyit validation and verification n.
teyit substantiation n.
teyit affirmance n.
teyit endorsation [canada] n.
teyit suffrage n.
Law
teyit assertion n.

Bedeutungen, die der Begriff "teyit" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 125 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
teyit etmek confirm v.
The company officials confirmed that they made a significant donation to families in need.
Şirket yetkilileri, ihtiyaç sahibi ailelere kayda değer bir bağış yapıldığını teyit etti.

More Sentences
General
teyit etmek vouch for v.
Can anyone vouch for your whereabouts last night?
Dün gece nerede olduğunu herhangi biri teyit edebilir mi?

More Sentences
teyit etmek affirm v.
That resolution categorically affirms that Irian Jaya is part of Indonesia.
Bu karar Irian Jaya'nın Endonezya'nın bir parçası olduğunu kategorik olarak teyit etmektedir.

More Sentences
tekrar teyit etmek reaffirm v.
We can reaffirm that people use work in order to improve their living conditions and not the other way round.
İnsanların yaşam koşullarını iyileştirmek için çalıştıklarını, bunun tersini yapmadıklarını tekrar teyit edebiliriz.

More Sentences
teyit etmek confirm v.
The company officials confirmed that they made a significant donation to families in need.
Şirket yetkilileri, ihtiyaç sahibi ailelere kayda değer bir bağış yapıldığını teyit etti.

More Sentences
Phrases
teyit edilecek to be confirmed (tbc) expr.
Surveys have been carried out, but the results of these are yet to be confirmed.
Araştırmalar yapıldı, ancak bunların sonuçları henüz teyit edilmedi.

More Sentences
Trade/Economic
teyit etme confirmation n.
I would appreciate confirmation of this from the Commission.
Bunun Komisyon tarafından teyit edilmesinden memnuniyet duyarım.

More Sentences
teyit etmek affirm v.
That resolution categorically affirms that Irian Jaya is part of Indonesia.
Bu karar Irian Jaya'nın Endonezya'nın bir parçası olduğunu kategorik olarak teyit etmektedir.

More Sentences
teyit etmek ratify v.
This distrust was ratified by certain key elements in your speech today.
Bu güvensizlik, bugünkü konuşmanızdaki bazı kilit unsurlar tarafından da teyit edildi.

More Sentences
Law
teyit etmek affirm v.
That resolution categorically affirms that Irian Jaya is part of Indonesia.
Bu karar Irian Jaya'nın Endonezya'nın bir parçası olduğunu kategorik olarak teyit etmektedir.

More Sentences
teyit etmek confirm v.
The company officials confirmed that they made a significant donation to families in need.
Şirket yetkilileri, ihtiyaç sahibi ailelere kayda değer bir bağış yapıldığını teyit etti.

More Sentences
Technical
teyit etmek confirm v.
The company officials confirmed that they made a significant donation to families in need.
Şirket yetkilileri, ihtiyaç sahibi ailelere kayda değer bir bağış yapıldığını teyit etti.

More Sentences
General
teyit etme verification n.
teyit eden confirming n.
yazılı teyit written confirmation n.
teyit kodu confirmation code n.
teyit mektubu confirmation note n.
teyit edilmiş rezervasyon confirmed reservation n.
teyit mektubu confirmatory letter n.
teyit etme avouchment n.
teyit sorusu tag question n.
yeniden teyit etme reconfirmation n.
yeniden teyit edilme reconfirmation n.
teyit eden şey indorsement n.
teyit etme validation n.
teyit eden şey corroboration n.
teyit etmek assert v.
ile teyit edilmek be confirmed with v.
teyit etmek endorse v.
teyit etmek verify v.
teyit etmek certify v.
teyit etmek (bir düşünce vb'ni) corroborate v.
teyit almak obtain a confirmation v.
teyit vermek confirm v.
teyit vermek give confirmation v.
teyit almak receive a confirmation v.
teyit almak get a confirmation v.
teyit almak have a confirmation v.
teyit beklemek await confirmation v.
teyit etmek corroborate v.
bir olayı teyit etmek confirm an event v.
kabul ve teyit etmek agree and confirm v.
teyit etmek (bir düşünce vb'ni) adminiculate v.
teyit etmek affeer v.
teyit etmek adminiculate v.
teyit etmek reassert v.
yeniden teyit etmek reconfirm v.
teyit etmek authorise [obsolete] v.
teyit etmek authorize [obsolete] v.
teyit etmek underpin v.
teyit etmek fasten [obsolete] v.
teyit etmek ink in v.
teyit etmek firm v.
teyit etmek acknowledge v.
teyit edici corroborative adj.
teyit edilmemiş unconfirmed adj.
teyit edilmiş borne out adj.
teyit edici adminicular adj.
teyit edici adminiculary adj.
teyit edilebilir averrable adj.
teyit eden obsignatory adj.
teyit edilebilir corroborable adj.
teyit amacıyla for confirmation adv.
teyit amacıyla for the purpose of confirmation adv.
teyit amacıyla for confirmation purpose adv.
Phrasals
bir şeyi teyit etmek attest to something v.
(bir şeyi) doğrulamak/teyit etmek track with (something) v.
(bir şeyi birine/bir şeye) teyit ettirmek verify (something) with (someone or something) v.
'-e teyit ettirmek verify with v.
Colloquial
yaşını teyit etmek için kimliği sorulmak get proofed v.
Idioms
bilginin teyit edilmesi fact checking n.
bilgiyi teyit etmek fact check v.
(bir şeyi) yazıyla teyit etmek get (something) in black and white v.
Trade/Economic
akreditifi teyit eden banka confirming bank n.
bir alacak davasında davalının borcu olmadığına dair yemin etmesi şahitlerin bunun doğruluğunu yeminli olarak teyit etmeleri wager of law n.
ihracat akreditif teyit kredisi export letter of credit confirmation credit n.
olumlu teyit positive confirmation n.
sipariş teyit formu order confirmation form n.
sözlü teyit verbal confirmation n.
sözleşmedeki maddelerin geçerli olduğunu teyit eden ifadeler warranty n.
son teyit final confirmation n.
teyit bankası/görevli bankanın ihracatçıya ödeyeceği parayı talep ettiği amir bankanın hesap bankası reimbursement bank n.
teyit bankası confirming bank n.
teyit mektubu letter of confirmation n.
teyit edilmemiş akreditif unconfirmed letter of credit n.
teyit mektubu cover letter n.
teyit mektubu confirming letter n.
teyit eden banka confirming bank n.
teyit mektubu acknowledgement letter n.
teyit talimatları confirmation instructions n.
teyit mektubu letter of acknowledgement n.
teyit mektubu covering letter n.
teyit edilmemiş akreditif unconfirmed credit n.
kabul ve teyit etmek avow v.
teyit edilmemiş unconfirmed adj.
Law
teyit edici delil adminicle n.
başkasının sözlerini yemin ederek teyit eden kimse conjurator n.
bir sanığın masumiyetinin yeminle teyit eden şahitlerin dinlenmesiyle belirlenmesi compurgation n.
doğruluğunu teyit etme verification n.
ne teyit eden ne de reddeden cevap glomar response n.
teyit edilen confirmee n.
teyit senedi vesting assent n.
doğruluğunu teyit etmek attest v.
teyit etmek avouch v.
teyit etmek certify v.
teyit etmek verify v.
teyit etmek homologate [scotland] v.
teyit eden confirming adj.
teyit edici affirmative adj.
teyit edici confirming adj.
sadece yetkili makamın kullanımını teyit içindir for certifying authority use only expr.
sadece yetkili makamın kullanımını teyit içindir certifying authority use only expr.
Politics
teyit için halk oylaması confirmatory referendum n.
teyit belgesi instrument of ratification n.
Tourism
yeniden teyit reconfirmation n.
Technical
ölçü donanımları için metrolojik teyit sistemi metrological confirmation system for measuring equipment n.
rezervasyon teyit mesajı booking confirmation message n.
teyit etmek predicate v.
teyit etmek testify v.
Military
malzeme gönderme teyit belgesi materiel release confirmation n.
teyit edici yazılı emir confirmatory order n.
Archaic
teyit etmek bishop v.
damgayla teyit etmek consign v.
teyit edilmiş corroborate adj.
anlaşıldığı/görüldüğü/teyit edildiği üzere witnesseth expr.