Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | tavsiye edilmiş | well advised adj. | ||
The Commission would therefore be well advised to listen carefully and take the utmost account of that opinion. Bu nedenle Komisyon'un bu görüşü dikkatle dinlemesi ve azami ölçüde dikkate alması tavsiye edilir. More Sentences |
||||
General | tavsiye edilmiş | advised adj. | ||
We might be advised to take a leaf out of Canada's book. Kanada'nın kitabından bir yaprak almamız tavsiye edilebilir. More Sentences |
||||
General | tavsiye edilmiş | recommended adj. |