Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | talebi karşılamak | meet the demand v. | ||
It is a genuine and honest attempt to try to meet the demands of the public with regard to this issue. Bu konuda kamuoyunun taleplerini karşılamaya yönelik samimi ve dürüst bir girişimdir. More Sentences |
||||
General | talebi karşılamak | satisfy the demand v. | ||
General | talebi karşılamak | saturate v. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | talebi karşılamak | satisfy demand v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | sabit bir talebi karşılamak için kullanılan şey | fodder n. |
General | bir talebi karşılamak | meet a demand v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | talebi karşılamak üzere yetersiz miktardaki malların tahsisi | demarketing n. |
Aeronautic | ||
Aeronautic | önceden tahmin edilemeyen bir talebi karşılamak üzere mevcut programa eklenen uçuş | ad hoc charter n. |