su altındaki - Türkisch Englisch Wörterbuch

su altındaki

Bedeutungen von dem Begriff "su altındaki" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
su altındaki submerged adj.
Hundreds of fields were submerged in the flood.
Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.

More Sentences
su altındaki sunken adj.
su altındaki underwater adj.

Bedeutungen, die der Begriff "su altındaki" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
su altındaki bir çamur, çakıl veya kum yükseltisi bank n.
aşağı doğru çıkıntı yapan su altındaki bir buz kütlesi bummock n.
alçak veya su altındaki bir barajın üst yüzeyi sill n.
şelale altındaki su akımı stickle [dialect] [uk] n.
Technical
su altındaki birim ağırlık submerged unit weight n.
su altındaki ağırlık submerged weight n.
su altındaki birim oylum ağırlığı immersed density n.
su altındaki birim ağırlık immersed unit weight n.
su altındaki kum immersed sand n.
su altındaki kil tabakası submerged clay stratum n.
su altındaki yoğunluk immersed density n.
su altındaki kum submerged sand n.
su altındaki nesneleri bulup çıkarmakta kullanılan alet drag n.
su altındaki şamandıraların üzerinde yüzen ve büyük kısmı su altında olan sondaj platformu semisubmersible n.
su altındaki şamandıraların üzerinde yüzen ve büyük kısmı su altında olan sondaj platformu semisubmersible rig n.
Marine
su yüzeyinde bulunan tüplerden su altındaki dalgıca sağlanan hava surface demand n.
geminin su altındaki kıç tarafının pusulası veya keskinliği gripe n.
su altındaki cismin oluşturduğu ses dalgalarının titreşimi ping n.
(su altındaki bir şey) yüzeye çıkmamış unsurfaced adj.
Geography
su kütlesinin altındaki zemin bed n.
güçlü akıntıların su altındaki çıkıntı veya resiflere çarpmasıyla veya rüzgarın akıma ters yönde esmesiyle oluşan türbülanslı su yüzeyi overfall n.
Military
su altındaki nükleer patlamanın yüzeyde oluşturduğu sis, su ve döküntü bulutu base surge n.
su altındaki mayınları temizlemede kullanılan torpido şeklindeki bir çift şamandıradan biri oropesa n.