stifle - Türkisch Englisch Wörterbuch

stifle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "stifle" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 38 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
stifle n. boğucu atmosfer
In the stifling atmosphere, I can barely breath.
Boğucu atmosferde zar zor nefes alabiliyorum.

More Sentences
stifle v. bastırmak (bir duyguyu/isyanı)
The debate must not stifle pluralism, quite the contrary.
Tartışma çoğulculuğu bastırmamalı, tam tersini yapmalıdır.

More Sentences
stifle v. boğulmak
There is always a risk that one can stifle an initiative by too much bureaucracy.
Bir girişimin çok fazla bürokrasi ile boğulma riski her zaman vardır.

More Sentences
stifle v. tutmak
We cannot stifle these countries at such a decisive moment as this.
Böylesine belirleyici bir anda bu ülkeleri baskı altında tutamayız.

More Sentences
stifle v. engellemek
Over-regulation stifles initiative and, therefore, progress and prosperity.
Aşırı düzenleme inisiyatifi ve dolayısıyla ilerleme ve refahı engeller.

More Sentences
stifle n. hayvanda diz eklemi
stifle n. insanın üzerine üzerine gelen ortam
stifle n. bayıcı ortam
stifle v. soluk almasını zorlaştırmak
stifle v. tıkanmak
stifle v. zaptetmek
stifle v. soluk almasını engellemek
stifle v. gelişmesini engellemek
stifle v. bastırmak
stifle v. boğmak
stifle v. sesini kesmek
stifle v. susturmak
stifle v. nefesini kesmek
stifle v. kısıtlamak
stifle v. sınırlamak
stifle v. dizginlemek
stifle v. köstek olmak
stifle v. cesaretini kırmak
Technical
stifle v. boğmak
stifle v. bastırmak
stifle v. söndürmek
Veterinary
stifle n. kraniyal çapraz bağ hastalığı
stifle n. çapraz bağ hastalığı
Archaic
stifle v. dolaşımını durdurmak
stifle v. gizlemek
stifle v. örtbas etmek
stifle v. perdelemek
stifle v. emmek
stifle v. tıkamak
stifle v. kapatmak
stifle v. absorbe etmek
stifle v. soğurmak
stifle v. akışını durdurmak

Bedeutungen, die der Begriff "stifle" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
stifle a sob v. hıçkırık bastırmak
stifle [obsolete] v. suda boğmak
stifle [obsolete] v. suya daldırmak
stifle [obsolete] v. suya daldırarak öldürmek
Trade/Economic
stifle the demand v. talebi bastırmak
Anatomy
stifle bone n. patella
stifle bone n. diz kapağı