sosyal yardım - Türkisch Englisch Wörterbuch

sosyal yardım

Bedeutungen von dem Begriff "sosyal yardım" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sosyal yardım social aid n.
When the ECSC ceases to exist, social aid for employees in the coal and steel industries will end.
AKÇT'nin varlığı sona erdiğinde kömür ve çelik endüstrilerinde çalışanlara yönelik sosyal yardımlar da sona erecektir.

More Sentences
General
sosyal yardım outreach n.
I have already mentioned the outreach meetings with other leaders.
Diğer liderlerle yapılan sosyal yardım toplantılarından daha önce bahsetmiştim.

More Sentences
sosyal yardım social welfare n.
Secondly, providing economic support to families at risk and appropriate social welfare.
İkinci olarak, risk altındaki ailelere ekonomik destek ve uygun sosyal yardım sağlanmalıdır.

More Sentences
sosyal yardım welfare n.
The government is developing new health and welfare services.
Hükümet yeni sağlık ve sosyal yardım hizmetleri geliştiriyor.

More Sentences
Politics
sosyal yardım welfare benefits n.
Sami was receiving welfare benefits.
Sami sosyal yardım alıyordu.

More Sentences
sosyal yardım social welfare n.
Secondly, providing economic support to families at risk and appropriate social welfare.
İkinci olarak, risk altındaki ailelere ekonomik destek ve uygun sosyal yardım sağlanmalıdır.

More Sentences
sosyal yardım social assistance n.
However, if necessary, additional new funds will be made available for scrapping and for social assistance.
Bununla birlikte, gerekirse hurdaya ayırma ve sosyal yardım için ek yeni fonlar sağlanacaktır.

More Sentences
General
sosyal yardım welfare work n.
sosyal yardım public assistance n.
Trade/Economic
sosyal yardım payment of benefits n.
sosyal yardım fringe benefits n.
sosyal yardım social relief n.
sosyal yardım supplementary benefit n.
Law
sosyal yardım social relief n.
Politics
sosyal yardım subsistence allowance n.

Bedeutungen, die der Begriff "sosyal yardım" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 68 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Phrases
sosyal yardım alan on welfare adj.
Tom lives on welfare.
Tom sosyal yardım alarak yaşıyor.

More Sentences
Politics
sosyal yardım sistemi welfare system n.
The second priority is discussion of the sustainability of the European pension and welfare systems.
İkinci öncelik ise Avrupa emeklilik ve sosyal yardım sistemlerinin sürdürülebilirliğinin tartışılmasıdır.

More Sentences
General
sosyal yardım kurumu social welfare centre n.
kamusal sosyal yardım social relief n.
sosyal yardım kurumu social institution n.
kamusal sosyal yardım national assistance n.
sosyal yardım programı outreach program n.
işverence sağlanan sosyal yardım ve hizmetler employer’s contribution for employee compensation n.
sosyal yardım görevlisi welfare worker n.
kamusal sosyal yardım public relief n.
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı the ministry of health n.
sosyal yardım fonu welfare fund n.
sosyal yardım derneği welfare association n.
sosyal yardım kamyonu/aracı outreach van n.
sosyal yardım çalışanı outreach worker n.
ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti home help [uk] [new zealand] n.
annenin olmaması veya hasta olması durumunda ailenin bakımını üstlenen sosyal yardım görevlisi home-maker n.
bir ilçedeki ihtiyaç sahibi kimselere yardım amaçlı kurulmuş sosyal yardımlaşma veya eğitim kurumu mission n.
şövalyelik tarikatı komutanlığına bağlı maaş ya da sosyal yardım commandery n.
şövalyelik tarikatı komutanlığına bağlı maaş ya da sosyal yardım commandry n.
sosyal yardım hizmeti binası daycentre [uk] n.
(birleşik krallık) yerel eğitim idaresi tarafından sosyal yardım kapsamında ihtiyaç sahibi öğrencilere verilen süt school milk n.
sosyal yardım kurumu ile ailenin yürüttüğü ortaklaşa engelli bakımı shared care n.
özel sosyal yardım spa (special public assistance) abrev.
Colloquial
kamusal sosyal yardım assistance [brit] n.
Idioms
yanlış beyanlarla sosyal yardım veya destek fonlarından yararlanıp parayı lüks şeylere harcayan kişi welfare cadillac n.
sosyal yardım almak be on welfare v.
sosyal yardım/işsizlik yardımı alan on the buroo expr.
Formal
sağlık, eğitim ve sosyal yardım dairesi hew (department of health, education, and welfare) abrev.
Trade/Economic
çok sayıda işverenin dahil olduğu sosyal yardım planları multi-employer benefit plans n.
çok sayıda işverenin dahil olduğu sosyal yardım planları multi-employer plans n.
çok sayılı işverenli sosyal yardım planları multi-employer benefit plans n.
emeklilik sosyal yardım planları retirement benefit plans n.
emeklilikteki sosyal yardım planları post-employment benefit plans n.
gelirler ve sosyal yardım servisi revenues and benefits service n.
personel sosyal yardım planı faiz maliyeti interest cost for an employee benefit plan n.
personel sosyal yardım planları employee benefit plans n.
personel sosyal yardım planı employee benefit plan n.
sosyal yardım çeki welfare check n.
sosyal yardım çeki welfare cheque n.
sosyal yardım programları public assistance programs n.
sosyal yardım fonu welfare fund n.
tanımlanmış sosyal yardım yükümlülüğünün bugünkü değeri present value of a defined benefit obligation n.
çok sayıda işverenin dahil olduğu sosyal yardım planı multi-employer benefit plan n.
Politics
düşük gelirli kişilere gelirleriyle ters orantılı olarak devletin yaptığı sosyal yardım ödemesi negative tax n.
abd sağlık ve sosyal yardım hizmeti united states health service n.
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı ministry of health and social assistance n.
sağlık ve sosyal yardım sandığı health and social support fund n.
sağlık ve sosyal yardım planlaması health and welfare planning n.
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı ministry of public health and welfare n.
sosyal yardım merkezi social welfare centre n.
sosyal yardım ajansı welfare agency n.
sosyal yardım faaliyeti welfare activity n.
sosyal yardım sandığı social support fund n.
sosyal yardım programı outreach program n.
sosyal yardım programı entitlement program n.
sosyal yardım programı entitlement n.
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı department of health and human services n.
(eskiden abd'de) sağlık, eğitim ve sosyal yardım biriminin başındaki kimse secretary of health education and welfare n.
sosyal yardım ödemelerine karşı olan antiwelfare adj.
Institutes
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı ministry of health n.
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı ministry of public health and welfare n.
Insurance
sağlık ve sosyal yardım bakanlığı department of health and social security n.
(ingiltere'de) sosyal yardım yolsuzluğu benefit fraud n.
Social Sciences
bütünleşik sosyal yardım bilgi sistemi integrated social assistance information system n.
(sosyal yardım kurumunda) çocuklara dair panel oturumları düzenleyen ve vakaları inceleyip atılacak adımlara karar verme yetkisine sahip görevli reporter [scotland] n.
(eğitim, yardım, sosyal aktivite için) kurumları kilisenin temel işlevi olarak gören bir kuram institutionalism n.
Military
kara ve hava kuvvetleri merkezi sosyal yardım fonu army and air force central welfare fund n.