soru

Bedeutungen von dem Begriff "soru" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	soru	question n.
The motivation behind my question is the gap between rhetoric and reality. Sorumun arkasındaki motivasyon, söylem ile gerçeklik arasındaki uçurumdur. More Sentences
General
2	General	soru	inquiry n.
We are responding to inquiries about the housing options. Konut seçenekleriyle ilgili sorulara yanıt veriyoruz. More Sentences
3	General	soru	query n.
I have several queries about the method you used. Kullandığınız yöntemle ilgili birkaç sorum olacak. More Sentences
4	General	soru	enquiry n.
The Commission has, unfortunately, received no replies to these enquiries. Komisyon ne yazık ki bu sorulara herhangi bir yanıt alamamıştır. More Sentences
5	General	soru	question n.
Your question is most pertinent. Sorunuz çok yerinde. More Sentences
Linguistics
6	Linguistics	soru	questions n.
That is the reason for my two supplementary questions. İki ek sorumun nedeni de budur. More Sentences
7	Linguistics	soru	question n.
Nonetheless, there is a general question which I think has also been touched on by other Members. Bununla birlikte diğer Üyeler tarafından da değinildiğini düşündüğüm genel bir soru var. More Sentences
General
8	General	soru	interrogation n.
9	General	soru	dubitante n.
10	General	soru	interrogatory n.
11	General	soru	demand n.
12	General	soru	quaere n.
13	General	soru	interrogative adj.
Colloquial
14	Colloquial	soru	quizzle n.
15	Colloquial	soru	qizzle n.
Technical
16	Technical	soru	problem n.
Linguistics
17	Linguistics	soru	interrogative n.
18	Linguistics	soru	interrogation n.
Archaic
19	Archaic	soru	demand n.

Bedeutungen, die der Begriff "soru" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	soru sormak	ask v.
That is why we asked these questions. Bu yüzden bu soruları sorduk. More Sentences
2	Common Usage	soru sormak	ask a question v.
Representatives of the Commission, I would like to ask a question which refers rather more to the future. Komisyon temsilcileri, ben daha ziyade geleceğe yönelik bir soru sormak istiyorum. More Sentences
General
3	General	soru zamiri	interrogative pronoun n.
Interrogative pronouns can be difficult to master in a foreign language. Soru zamirleri, yabancı bir dilde ustalaşmak için zor olabilir. More Sentences
4	General	soru işareti	question mark n.
Yet there is still a huge question mark hanging over all this. Ancak tüm bunların üzerinde hala büyük bir soru işareti var. More Sentences
5	General	soru soran	questioner n.
Perhaps he thinks his questioners are stupid. Belki de soru soranların aptal olduğunu düşünüyor. More Sentences
6	General	daha fazla soru	further question n.
Tom had no further questions. Tom'un daha fazla sorusu yoktu. More Sentences
7	General	ikinci soru	second question n.
My second question is about how far these agreements extend. İkinci sorum ise bu anlaşmaların nereye kadar uzandığı ile ilgili. More Sentences
8	General	güzel soru	good question n.
A good question is half of knowledge. Güzel soru bilginin yarısıdır. More Sentences
9	General	zor soru	tough question n.
Sami wanted Layla to answer some tough questions on her past. Sami, Layla'dan geçmişiyle ilgili bazı zor soruları yanıtlamasını istedi. More Sentences
10	General	zor soru	difficult question n.
That is the difficult question that we have been working on for many months. İşte aylardır üzerinde çalıştığımız zor soru budur. More Sentences
11	General	cevaplanmamış soru	unanswered question n.
A number of doubts and unanswered questions still surround the use of this substance. Bu maddenin kullanımı konusunda hala bir takım şüpheler ve cevaplanmamış sorular bulunmaktadır. More Sentences
12	General	son soru	last question n.
In response to this last question, I would say straight away that the answer, for me, is 'no'. Bu son soruya yanıt olarak, benim için cevabın 'hayır' olduğunu hemen söyleyebilirim. More Sentences
13	General	zor soru	hard question n.
This is the hardest question. Bu en zor soru. More Sentences
14	General	kolay soru	easy question n.
You had better begin with easier questions. Daha kolay sorularla başlasan iyi olur. More Sentences
15	General	aptalca bir soru	a stupid question n.
Let me ask a stupid question. Sana aptalca bir soru sorayım. More Sentences
16	General	sonraki soru	next question n.
If so, then my next question is why is she here and is she planning to go? Eğer öyleyse, o zaman bir sonraki sorum şu ki neden burada ve gitmeyi planlıyor mu? More Sentences
17	General	bir başka soru	another question n.
Another question in the catalogue of Laeken declarations makes me similarly pensive. Laeken beyannameleri kataloğundaki bir başka soru da beni benzer şekilde düşündürüyor. More Sentences
18	General	ilk soru	first question n.
The first question is my question. İlk soru benim sorum. More Sentences
19	General	ciddi bir soru	a serious question n.
It is a serious question, just as the question of where Europe stops is a serious question. Bu ciddi bir sorudur, tıpkı Avrupa'nın nerede duracağı sorusunun ciddi bir soru olması gibi. More Sentences
20	General	ortaya (bir soru) atmak	pose v.
Mr Pirker poses some complex questions, but the answers are inadequate and even dangerous. Bay Pirker bazı karmaşık sorular ortaya atıyor, ancak cevaplar yetersiz ve hatta tehlikeli. More Sentences
21	General	soru sormak	query v.
The CEO was queried about his plans for investment. CEO'ya yatırım planları hakkında sorular soruldu. More Sentences
22	General	soru cevaplamak	answer a question v.
You know I can't answer a question like that. Böyle bir soruyu cevaplayamayacağımı biliyorsun. More Sentences
23	General	bir soru sormak	raise a question v.
He raised a question. Bir soru sordu. More Sentences
24	General	soru sormak	pose a question v.
When you pose a question, you expect an answer. Bir soru sorduğun zaman bir cevap beklersin. More Sentences
25	General	(soru) hazırlamak	set v.
Sorry I can't, I have to set the questions for tomorrow's exam. Üzgünüm yapamam, yarınki sınav için soruları hazırlamam gerekiyor. More Sentences
Phrasals
26	Phrasals	(biri/bir şey) hakkında soru sormak	inquire about (someone or something) [us] v.
I would like to inquire about your services and prices. Hizmetleriniz ve ücretleriniz hakkında soru sormak istiyorum. More Sentences
Colloquial
27	Colloquial	ilk soru	first question n.
The first question is whether enlargement is conceivable without a powerful structure and cohesion policy. İlk soru, güçlü bir yapı ve uyum politikası olmadan genişlemenin düşünülebilir olup olmadığıdır. More Sentences
Idioms
28	Idioms	yönlendirici bir soru	a leading question n.
Ask a leading question, and you get the answers you are looking for. Yönlendirici bir soru sorduğunuzda aradığınız cevapları alırsınız. More Sentences
Speaking
29	Speaking	güzel soru	good question n.
Tom asked a few good questions. Tom birkaç güzel soru sordu. More Sentences
30	Speaking	bir soru sor	ask a question expr.
If you don't understand, ask a question. Eğer anlamıyorsan bir soru sor. More Sentences
Politics
31	Politics	soru önergesi	parliamentary question n.
In the past, a great many parliamentary questions have been simply ignored. Geçmişte pek çok soru önergesi görmezden gelinmiştir. More Sentences
Computer
32	Computer	dördüncü soru	fourth question n.
The fourth question concerns harmonisation in the field of criminal law. Dördüncü soru ceza hukuku alanında uyumlaştırma ile ilgilidir. More Sentences
33	Computer	ilk soru	first question n.
The rapporteur answered yes to the first question. Raportör ilk soruya evet yanıtını vermiştir. More Sentences
34	Computer	ikinci soru	second question n.
The second question relates to the Green Paper and whether any sectors are going to be excluded. İkinci soru Yeşil Kitap ve herhangi bir sektörün dışarıda bırakılıp bırakılmayacağı ile ilgilidir. More Sentences
General
35	General	soru soran kimse	interrogator n.
36	General	cevabı beklenmeyen soru	rhetorical question n.
37	General	soru formu	questionary form n.
38	General	şaşırtıcı soru	loaded question n.
39	General	şaşırtıcı soru	poser n.
40	General	verilecek cevabı belirleyen soru	a leading question n.
41	General	zor soru	twister n.
42	General	soru işareti	query n.
43	General	kapalı uçlu soru	closed ended question n.
44	General	soru edatı	interrogative n.
45	General	ucu kapalı soru	closed end question n.
46	General	soru kağıdı	questionnaire n.
47	General	soru sözcüğü	interrogative n.
48	General	cevabı beklenmeyen ve etkili olmak için sorulan soru	rhetorical question n.
49	General	soru sorma	questioning n.
50	General	soru kağıdı	questionary n.
51	General	zor soru	poser n.
52	General	cevabı açık olan soru	rhetorical question n.
53	General	çok soru soran kimse	questioner n.
54	General	soru yağmuru	a volley of questions n.
55	General	soru kağıdı	questionnary n.
56	General	soru sorma	interrogation n.
57	General	soru soran kimse	questioner n.
58	General	soru işareti	interrogation mark n.
59	General	zor soru	stumper n.
60	General	soru listesi	questionnaire n.
61	General	soru listesi	questionnary n.
62	General	belirli bir cevaba yönelten soru	leading question n.
63	General	soru kağıdı	question sheet n.
64	General	soru imi	question mark n.
65	General	soru zamiri	interrogative n.
66	General	çok soru sorma	inquisitiveness n.
67	General	gizli soru	secret question n.
68	General	soru işaretleri	question marks n.
69	General	açık uçlu soru	open ended question n.
70	General	cevaplaması zor soru	brainteaser n.
71	General	soru işaretiyle ünlem işaretinin birleşik olarak kullanıldığı işaret	interrobang n.
72	General	soru yağmuru	barrage n.
73	General	soru formu	questionnaire n.
74	General	zor soru	teaser n.
75	General	cevabı yönlendiren soru	leading question n.
76	General	soru bankası	question bank n.
77	General	ucu açık soru	an open ended question n.
78	General	yerinde bir soru	good question n.
79	General	yerinde soru	good question n.
80	General	en çok sorulan soru	the most asked question n.
81	General	önemsiz soru	trivial question n.
82	General	soru çizelgesi	questionnaire n.
83	General	anlamsız soru	meaningless question n.
84	General	boş soru	meaningless question n.
85	General	anlamsız soru	useless question n.
86	General	boş soru	unanswered question n.
87	General	anlamsız soru	idle question n.
88	General	boş soru	idle question n.
89	General	boş soru	useless question n.
90	General	ikincil soru	secondary question n.
91	General	aptal/saçma soru	stupid question n.
92	General	garip soru	odd question n.
93	General	tuhaf soru	strange question n.
94	General	garip soru	strange question n.
95	General	tuhaf soru	odd question n.
96	General	rasgele soru	random question n.
97	General	gelişigüzel soru	random question n.
98	General	kolay soru	softball question n.
99	General	diğer soru	another question n.
100	General	sonraki soru	the next question n.
101	General	sıradaki soru	the next question n.
102	General	tamamlayıcı soru	follow-up question n.
103	General	ek soru	follow-up question n.
104	General	soru cevaplı dini öğreti kitabı	catechism n.
105	General	soru-cevap formu	qa form n.
106	General	farazi soru	hypothetical question n.
107	General	soru kitabı	question book n.
108	General	mantıklı bir soru	a reasonable question n.
109	General	soru yağmuru	barrage of questions n.
110	General	soru formu	question form n.
111	General	(soru/cevap) hızlı tur	speed round n.
112	General	soru kartı	question card n.
113	General	şaşırtmacalı soru	loaded question n.
114	General	evet/hayır karşılığı bulan soru kalıpları	rising intonation n.
115	General	soru işareti	interrogation point n.
116	General	soru işareti	question point n.
117	General	soru işareti	eroteme n.
118	General	aklımdaki soru	the question in my mind n.
119	General	utandırıcı soru	embarrassing question n.
120	General	utandıran soru	embarrassing question n.
121	General	olumlu soru	positive question n.
122	General	sorulabilir soru	askable question n.
123	General	saçma sapan soru	carriwitchet n.
124	General	soru-cevap şeklinde din eğitimi	catechisation n.
125	General	soru'-cevap şeklinde sorguya çekme	catechisation n.
126	General	soru-cevap şeklinde din eğitimi alan kişi	catechiser n.
127	General	soru'-cevap şeklinde sorguya çekilen kişi	catechiser n.
128	General	soru-cevap şeklinde din dersi verme	catechization n.
129	General	alt soru	sub-question n.
130	General	bir nesne veya kelimenin ne olduğunu en fazla yirmi soru sorarak tahmin etmeye çalışılan bir oyun	twenty questions n.
131	General	şaşırtıcı soru	twister n.
132	General	soru soran kimse	apposer n.
133	General	soru soran kimse	asker n.
134	General	soru soran kimse	enquirer n.
135	General	cevabı kolay olan bir soru	diamond ball n.
136	General	kek soru	diamond ball n.
137	General	cevabı kolay olan bir soru	softball n.
138	General	kek soru	softball n.
139	General	yönlendirici soru	leading question n.
140	General	bir toplantı veya sunumda katılımcıların soru sorduğu kısım	q and a n.
141	General	soru kağıdı	quaestionary n.
142	General	soru soran kimse	querist n.
143	General	soru soran kimse	questionist n.
144	General	'wh' harfleriyle başlayan bir soru kelimesi içeren soru	wh-question n.
145	General	evet-hayır ile cevaplanamayan soru	wh-question n.
146	General	zor soru	why n.
147	General	soru soran kimse	quizzer n.
148	General	(birine) soru sorarak bilgi toplama	brain-picking n.
149	General	(birine) soru sorarak bilgi toplama	brain picking n.
150	General	(politikacıyı) beklenmedik soru veya ifşa ile utandırma	gotcha n.
151	General	açık uçlu soru	open question n.
152	General	hemen cevaplanması zor soru	good question n.
153	General	cevaplanamaz soru	paradox n.
154	General	ödüllü soru	prize question n.
155	General	gülünç fikir kombinasyonlarının oluşturulduğu bir soru cevap oyunu	cross purpose n.
156	General	soru ve cevapların gülünç fikir kombinasyonları içerdiği bir oyun	cross-purpose n.
157	General	çapraz incelemeye tabi tutulan soru	cross-question n.
158	General	soru işareti ile ünlemin birleşiminden oluşan işaret	interabang n.
159	General	soru işareti	interrogation n.
160	General	yazılı soru listesi	interrogation n.
161	General	resmi soru	interrogatory n.
162	General	hukuken cevaplanması zorunlu olan yazılı soru	interrogatory n.
163	General	soru işareti veya sinyali	interrogatory n.
164	General	soru işareti şeklinde bir kancadan oluşan küçük bir tırmanış ekipmanı	fifi hook n.
165	General	süregelen soru	perennial n.
166	General	soru sormak	put a question to v.
167	General	soru yağmuruna tutmak	heckle v.
168	General	birine soru yöneltmek	put to v.
169	General	etki yaratmak amacıyla sorulan soru	rhetorical question v.
170	General	birini soru yağmuruna tutmak	pepper someone with questions v.
171	General	anket yapmak için soru sormak	survey v.
172	General	çok soru sormak (birine)	quiz v.
173	General	soru yağmuruna tutmak	barrage v.
174	General	soru sorarak sondaj yapmak	probe v.
175	General	birine soru soruvermek	shoot someone a question v.
176	General	soru işareti koymak	query v.
177	General	soru sormak	interrogate v.
178	General	soru sormak	question v.
179	General	cevap veremeyeceği bir soru sormak (birine)	stump v.
180	General	soru sormak	enquire v.
181	General	birini soru yağmuruna tutmak	fire questions at v.
182	General	soru sormak	inquire v.
183	General	soru yöneltmek	pose a question v.
184	General	soru yöneltmek	pose question v.
185	General	dini konuları soru cevap yoluyla öğretmek	catechize v.
186	General	soru cevap yöntemiyle öğretmek	catechize v.
187	General	sözünü kesip soru sormak	heckle v.
188	General	soru yağmuruna tutmak	bombard someone with questions v.
189	General	soru bombardımanına tutmak	fire questions v.
190	General	soru yağmuruna tutmak	fire questions v.
191	General	soru bombardımanına tutmak	bombard someone with questions v.
192	General	birisine soru yöneltmek	put question v.
193	General	soru yöneltmek	put question v.
194	General	birine soru yöneltmek	put question v.
195	General	soru yağmuruna tutmak	bombard someone with questions v.
196	General	soru bombardımanına tutmak	bombard someone with questions v.
197	General	soru yağmuruna tutmak	bombard v.
198	General	soru sormaksızın itaat etmek	kowtow v.
199	General	soru sormak	call in question v.
200	General	soru sormak	place in question v.
201	General	kafalarda soru işareti yaratmak	leave a question mark over minds v.
202	General	soru hazırlamak	prepare question v.
203	General	kafalarda soru işareti yaratmak	put a question mark in the minds v.
204	General	kafalarda soru işareti yaratmak	raise a question mark in minds v.
205	General	soru yöneltmek	address question v.
206	General	birisine soru yöneltmek	address question v.
207	General	birine soru yöneltmek	address question v.
208	General	kafalarda soru işareti bırakmak	put a question mark in the minds v.
209	General	birine (karşı) kuşku uyandıran/sağlam temellere dayanmayan (şüpheli/soru işaretli) bir dava açmak	mount a questionable case against someone v.
210	General	birine bir dizi soru sormak	ask somene a series of questions v.
211	General	zor bir soru sormak	ask a hard question v.
212	General	zor bir soru sormak	ask a difficult question v.
213	General	zor bir soru sormak	ask a tough question v.
214	General	soru yağmuruna tutmak	pepper with questions v.
215	General	soru cevap yöntemiyle öğretmek	catechise v.
216	General	dini konuları soru cevap yoluyla öğretmek	catechise v.
217	General	günde en az yüz soru çözmek	solve at least 100 questions daily v.
218	General	günde en az yüz soru çözmek	do at least 100 questions a day v.
219	General	tekrar soru sormak	requestion v.
220	General	soru sormak	shoot v.
221	General	konuşurken son heceyi incelterek soru sorulmadığı halde cümleye soru havası vermek	uptalk v.
222	General	(soru, mesele) bütünleyici parçasını inceleyerek açıklamak	unpack v.
223	General	kafadaki soru işaretlerini kaldırmak	unperplex v.
224	General	sürekli soru sorarak rahatsız etmek	batter v.
225	General	soru sormak	quaere v.
226	General	itiraf ettirmek için soru yağmuruna tutmak	lawyer v.
227	General	(görgü tanığına) yönlendirici soru sormak	lead v.
228	General	soru yağmuruna tutmak	hack [dialect] v.
229	General	soru sormak	quizzify v.
230	General	(birine) soru veya isteklerle yaklaşmak	brace v.
231	General	ardı ardına soru ve eleştirilerle rahatsız etmek	brace v.
232	General	istenen cevabı almak için (soru) sormak	load v.
233	General	soru sormak	buzz v.
234	General	(yarışma, soru) sonucu belirleyici şekilde etkilemek	decide v.
235	General	soru yağmuruna tutma	heckling v.
236	General	(soru, yorum, eleştiri) yöneltmek	lob v.
237	General	soru sorarak anket yapmak	circularise v.
238	General	soru sorarak anket yapmak	circularize v.
239	General	(açıklama, soru veya argüman) eklemek	interpose v.
240	General	(soru) yağmuruna tutmak	pepper v.
241	General	soru soran	interrogative adj.
242	General	soru sorup duran	inquisitive adj.
243	General	soru ifade eden	interrogatory adj.
244	General	soru ifade eden	interrogative adj.
245	General	soru sorar gibi (bakış/yüz ifadesi)	inquiring adj.
246	General	soru türünden	interrogatory adj.
247	General	soru belirten	interrogative adj.
248	General	soru biçiminde	interrogative adj.
249	General	soru belirten	rogatory adj.
250	General	soru türünden	rogatory adj.
251	General	soru ifade eden	rogatory adj.
252	General	soru odaklı	question driven adj.
253	General	soru soran	querent adj.
254	General	soru-cevap yöntemiyle din öğretimine ilişkin	catechistic adj.
255	General	soru'-cevap yöntemiyle din öğretimine ait	catechistic adj.
256	General	çok soru sormayan	uninquisitive adj.
257	General	soru sormayan	unquestioning adj.
258	General	soru sorup duran	questionary adj.
259	General	soru sormayan	blind adj.
260	General	(soru) tuzaklı	loaded adj.
261	General	(soru) tahmin edilebilir bir cevap verilecek şekilde	loaded adj.
262	General	birçok kısıdı bulunup çözümsüz olan (problem veya soru)	overdetermined adj.
263	General	soru ifade eden bir şekilde	interrogatively adv.
264	General	cevap beklemeyen soru	rhetorically adv.
265	General	soru-cevap şeklinde	catechetically adv.
266	General	soru cevap	q&a (question and answer) abrev.
267	General	soru cevap	qna (question and answer) abrev.
Phrasals
268	Phrasals	(mektup/telefon/soru/sipariş) yağdırmak	beset with (something) v.
269	Phrasals	(mektup/telefon/soru) yağmuruna tutmak	beset with (something) v.
270	Phrasals	(mektup/telefon/soru/sipariş) yağdırmak	besiege with (something) v.
271	Phrasals	(mektup, telefon, soru) yağmuruna tutmak	besiege with (something) v.
272	Phrasals	(mektup/telefon/soru/sipariş) yağdırmak	besiege someone or something with something v.
273	Phrasals	(mektup, telefon, soru) yağmuruna tutmak	besiege someone or something with something v.
274	Phrasals	(şaka/soru) biri tarafından anlaşılamamak	whiz by v.
275	Phrasals	(birine bir konuda) soru sormak/soru yöneltmek	question (one) about (something) v.
276	Phrasals	birine bir konuda soru sormak	question someone about someone or something v.
277	Phrasals	birine bir konuda soru yöneltmek	question someone about someone or something v.
278	Phrasals	soru yağmuruna tutmak	fire away at v.
279	Phrasals	soru bombardımanına tutmak	fire away at v.
280	Phrasals	soru, mesaj yağmuruna tutmak	deluge someone or something with something v.
281	Phrasals	soru yağmuruna tutmak	fire off v.
282	Phrasals	soru bombardımanına tutmak	fire off v.
283	Phrasals	arka arkaya soru sormak	fire off v.
284	Phrasals	soru yağmuruna tutmak	fire off v.
285	Phrasals	soru bombardımanına tutmak	fire off v.
286	Phrasals	arka arkaya soru sormak	fire off v.
287	Phrasals	(birine soru, hakaret, eleştiri) yağdırmak	lob (something) at v.
288	Phrasals	(birini bir şey hakkında) soru yağmuruna tutmak	grill (someone) (about something) v.
289	Phrasals	(birini bir konuda) soru bombardımanına tutmak	grill (someone) (about something) v.
290	Phrasals	soru yağmuruna tutmak	bang away v.
291	Phrasals	araya bir soru sıkıştırmak	interpose something in (to) something v.
292	Phrasals	(birine) mermi, soru yağdırmak	bombard (one) with (something) v.
293	Phrasals	(biri/bir şey) hakkında soru sormak	enquire about (someone or something) [uk] v.
294	Phrasals	(biri/bir şey) hakkında soru sormak	inquire of (someone or something) v.
295	Phrasals	'-e soru, hakaret, eleştiri yağdırmak	lob at v.
296	Phrasals	hakkında soru sormak/soru yöneltmek	question about v.
297	Phrasals	soru sormaya başlamak	fire away v.
Phrases
298	Phrases	bazen çalışmadığın yerden soru gelir	life is like a box of chocolates expr.
299	Phrases	öyle soru sorarsan böyle cevap alırsın	ask a silly question and you get a silly answer expr.
300	Phrases	öyle soru sorarsan böyle cevap alırsın	ask a silly/stupid question (and you'll get a silly/stupid answer) expr.
301	Phrases	öyle soru sorarsan böyle cevap alırsın	ask a stupid question and you'll get a stupid answer expr.
Proverb
302	Proverb	mantıklı soru sorarsan mantıklı cevap alırsın	a civil question deserves a civil answer
303	Proverb	mantıklı soru mantıklı cevap gerektirir	a civil question deserves a civil answer
304	Proverb	medeni bir soru medeni bir cevabı hak eder	a civil question deserves a civil answer
305	Proverb	doğru dürüst bir soru doğru dürüst bir cevabı hak eder	a civil question deserves a civil answer
306	Proverb	doğru dürüst bir soru sorulduysa doğru dürüst cevap verilir	a civil question deserves a civil answer
307	Proverb	düzgünce bir soru sorulduysa düzgünce cevap verilir	a civil question deserves a civil answer
Colloquial
308	Colloquial	çok önemli soru	$64 question n.
309	Colloquial	çok önemli soru	sixty-four-dollar question n.
310	Colloquial	dürüst bir soru	an honest question n.
311	Colloquial	dürüstçe bir soru	an honest question n.
312	Colloquial	çok fazla can sıkıcı soru soran kimse	askhole n.
313	Colloquial	iyi soru	good question n.
314	Colloquial	tuzak soru	a trick question n.
315	Colloquial	zor soru	hardball question n.
316	Colloquial	soru cevap oyunlarında başarılı çocuk	quiz kid n.
317	Colloquial	w harfiyle başlayan beş soru	the w5 questions n.
318	Colloquial	varsayımsal soru	what-if n.
319	Colloquial	wh harfleriyle başlayan soru kelimeleri	wh n.
320	Colloquial	hileli soru	a trick question n.
321	Colloquial	bir sürü soru sormak	ask a lot of questions v.
322	Colloquial	başka soru sor	ask me another expr.
323	Colloquial	bu nasıl soru	the answer's a lemon [old-fashioned] [uk] expr.
324	Colloquial	ne saçma bir soru	the answer's a lemon [old-fashioned] [uk] expr.
325	Colloquial	bu da soru mu?	(are) you kidding (me)? expr.
326	Colloquial	buraya sık gelir misin? (cinsel/romantik anlamda hoşlanılan kimseyle muhabbete girmek için sorulan soru)	(do) (you) come here often? [cliché] expr.
327	Colloquial	ne çok soru sordun, kitap falan mı yazacaksın?	are you writing a book? expr.
328	Colloquial	ne çok soru sordun?	are you writing a book? expr.
329	Colloquial	internet üzerinden yapılan sohbetlerde karşıdaki kişinin yaşı, cinsiyeti ve bulunduğu yeri öğrenmek için sorulan kısa soru	asf (age, sex, from) expr.
330	Colloquial	yalan söylememi istemiyorsan fazla soru sorma	ask me no questions, (and) I'll tell you no lies expr.
331	Colloquial	yalan söylememi istemiyorsan fazla soru sorma	ask me no questions, I'll tell you no lies expr.
332	Colloquial	bu da soru mu tabi ki evet anlamında bir ifade	is the pope catholic? expr.
333	Colloquial	bu da soru mu?	is water wet? expr.
Idioms
334	Idioms	bir kişi/şey hakkında soru işaretinin olması	there’s a question mark (hanging) over somebody/something n.
335	Idioms	turnusol kağıdı vazifesi gören soru/yaklaşım/deneme	litmus test n.
336	Idioms	turnusol kağıdı vazifesi gören soru/yaklaşım/deneme	a litmus test n.
337	Idioms	asıl soru	000 question n.
338	Idioms	asıl soru	the $64 n.
339	Idioms	cevabı merakla beklenen soru	burning question n.
340	Idioms	cevabı merakla beklenen soru	the burning question n.
341	Idioms	çok önemli soru	the sixty-four-thousand-dollar question n.
342	Idioms	cevaplaması zor soru	expensive question n.
343	Idioms	en önemli soru	the $64 n.
344	Idioms	en büyük soru	the $64 n.
345	Idioms	en önemli soru	000 question n.
346	Idioms	en büyük soru	000 question n.
347	Idioms	hemen cevaplanması gereken soru	burning question n.
348	Idioms	hemen cevaplanması gereken soru	the burning question n.
349	Idioms	soru yağmuru	bombardment of questions n.
350	Idioms	soru yağmuru	hail of questions n.
351	Idioms	zorlayıcı soru	000 question n.
352	Idioms	anlamsız/gereksiz soru	moot question n.
353	Idioms	hayvan mı sebzemi mineral mi (20 soru oyununda cevap için ip ucu olan üç kategori)	animal, vegetable, or mineral n.
354	Idioms	çok önemli soru	the 64,000 dollar question n.
355	Idioms	zor ve önemli soru	the 64,000 dollar question n.
356	Idioms	belirli bir cevaba yönelten soru	a leading question n.
357	Idioms	istenen cevabı almaya yönelik bir soru	a leading question n.
358	Idioms	cevabı yönlendiren bir soru	a leading question n.
359	Idioms	bir soru işareti	a question mark n.
360	Idioms	kafalardaki bir soru işareti	a question mark n.
361	Idioms	biri/bir şey hakkında soru işareti	a question mark hangs over somebody/something n.
362	Idioms	biri/bir şey hakkında soru işareti	a question mark hanging over somebody/something n.
363	Idioms	biri/bir şey hakkında soru işareti	a question mark over somebody/something n.
364	Idioms	ucu açık soru/sorun	an open question n.
365	Idioms	(bir şey) hakkında soru işareti	question mark over n.
366	Idioms	şüphe/soru işareti yaratmak	throw (something) into question v.
367	Idioms	(öneri, soru, olay) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak	come from left field [us] v.
368	Idioms	şaşırtıcı bir öneri, soru, olay olmak	come from left field [us] v.
369	Idioms	(öneri, soru, olay) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak	come out of left field [us] v.
370	Idioms	şaşırtıcı bir öneri, soru, olay olmak	come out of left field [us] v.
371	Idioms	birine beklemediği bir soru sormak	throw someone a curve (us) v.
372	Idioms	birini soru bombardımanına tutmak	give someone the third degree v.
373	Idioms	birine beklemediği bir soru sormak	bowl someone a googly (uk) v.
374	Idioms	soru yağmuruna tutmak	fire off questions v.
375	Idioms	(özellikle sorgulamada) birini soru yağmuruna tutmak	hammer away at someone v.
376	Idioms	soru yağmuruna tutmak	get the third degree v.
377	Idioms	soru bombardımanına tutmak	get the third degree v.
378	Idioms	soru yağmuruna/bombardımanına tutmak	drill (someone) (with questions) v.
379	Idioms	birini soru/hakaret yağmuruna tutmak	fire questions/insults at somebody v.
380	Idioms	(birine) şaşırtıcı bir soru sormak, bilgi vermek	throw (someone) a googly [uk] v.
381	Idioms	(birine) ummadığı bir soru sormak, bilgi vermek	throw (someone) a googly [uk] v.
382	Idioms	soru yağmuruna tutmak	open fire v.
383	Idioms	(birini) soru bombardımanına tutmak	(give somebody) the third degree v.
384	Idioms	(birini) soru bombardımanına tutmak	bombard (one) with questions v.
385	Idioms	(birini) soru yağmuruna tutmak	bombard (one) with questions v.
386	Idioms	soru bombardımanına tutmak	bombard with questions v.
387	Idioms	soru yağmuruna tutmak	bombard with questions v.
388	Idioms	(birini) birini soru yağmuruna tutmak	fire questions at (one) v.
389	Idioms	(birini) soru bombardımanına tutmak	fire questions at (one) v.
390	Idioms	tanığa yönlendirici bir soru yöneltmek	lead a witness v.
391	Idioms	tanığa cevabı belli bir soru sormak	lead a witness v.
392	Idioms	tanıktan belli bir cevabı almak için düzenlenmiş bir soru sormak	lead a witness v.
393	Idioms	tanığa belirli bir cevaba yönelten soru sormak	lead a witness v.
394	Idioms	tanığa cevabı yönlendiren soru sormak	lead a witness v.
395	Idioms	tanığa yönlendirici bir soru yöneltmek	lead the witness v.
396	Idioms	tanığa cevabı belli bir soru sormak	lead the witness v.
397	Idioms	tanıktan belli bir cevabı almak için düzenlenmiş bir soru sormak	lead the witness v.
398	Idioms	tanığa belirli bir cevaba yönelten soru sormak	lead the witness v.
399	Idioms	tanığa cevabı yönlendiren soru sormak	lead the witness v.
400	Idioms	aptalca soru yoktur	there’s no such thing as a stupid question expr.
401	Idioms	saçma soru yoktur	there’s no such thing as a stupid question expr.
402	Idioms	soru sormaktan çekinme	there’s no such thing as a stupid question expr.
403	Idioms	bu da soru mu tabi ki evet anlamında bir ifade	is the pope a catholic? expr.
404	Idioms	kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı sorulan soru	how long is a piece of string expr.
405	Idioms	kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı soru	how long is a piece of string expr.
406	Idioms	aptalca soru yoktur	there is no such thing as a stupid question expr.
407	Idioms	saçma soru yoktur	there is no such thing as a stupid question expr.
408	Idioms	soru sormaktan çekinme	there is no such thing as a stupid question expr.
409	Idioms	aptalca soru yoktur	tnstaasq (there's no such thing as a stupid question) expr.
410	Idioms	saçma soru yoktur	tnstaasq (there's no such thing as a stupid question) expr.
411	Idioms	soru sormaktan çekinme	tnstaasq (there's no such thing as a stupid question) expr.
Speaking
412	Speaking	bir soru sorabilir miyim?	may I ask a question? expr.
413	Speaking	bu ne biçim bir soru?	what kind of question is that? expr.
414	Speaking	bana soru sordu	he/she asked me a question expr.
415	Speaking	bu nasıl bir soru?	what kind of question is that? expr.
416	Speaking	çok soru soruyorsun	you ask a lot of questions expr.
417	Speaking	güzel soru	that's a good question expr.
418	Speaking	eğer bana bir soru daha sorarsan	if you ask me one more question expr.
419	Speaking	kişisel soru	personal question expr.
420	Speaking	lütfen, bir soru sorabilir miyim?	can i ask a question, please? expr.
421	Speaking	kaç soru cevapladın?	how many questions did you answer? expr.
422	Speaking	sana sadece bir soru sordum	I just asked you a question expr.
423	Speaking	size bir soru sormak istiyorum	I want to ask you a question expr.
424	Speaking	sana bir soru sorabilir miyim?	can I ask you a question? expr.
425	Speaking	soru neydi?	what was the question? expr.
426	Speaking	sana birkaç soru sorabilir miyim?	can I ask you a couple of questions? expr.
427	Speaking	sana bir soru sordum	I asked you a question expr.
428	Speaking	sana birkaç soru sorabilir miyim?	can I ask you a few questions? expr.
429	Speaking	tam (da) bu sorduğunuz soru	your very question expr.
430	Speaking	zor bir soru mu soruyorum?	am I asking a hard question? expr.
431	Speaking	yerinde bir soru	that's a fair question expr.
432	Speaking	var mı başka soru?	any other questions? expr.
Trade/Economic
433	Trade/Economic	açık soru	open question n.
434	Trade/Economic	açık uçlu soru	open-end questions n.
435	Trade/Economic	çoktan seçimli soru	multiple-choice question n.
436	Trade/Economic	kapalı uçlu soru	closed-end questions n.
437	Trade/Economic	kapalı uçlu soru	completely structured question n.
438	Trade/Economic	sabit seçenekli soru	fixed alternative question n.
439	Trade/Economic	tek yanlı soru	one-sided question n.
440	Trade/Economic	yönlendirici soru	leading questions n.
441	Trade/Economic	ziyan azaltma soru kağıdı	mitigation questionnaire n.
Law
442	Law	cevabı beklenmeyen soru	rhetorical question n.
443	Law	doğrudan soru sorma	direct examination n.
444	Law	savunma makamının soracağı başka soru yoktur/olmayacaktır	defense rests n.
445	Law	satın alanın mülk ile ilgili soru sorma hakkı	requisition on title n.
446	Law	soru kağıdı	questionary n.
447	Law	tanığa sorulan soru	question in chief n.
448	Law	yöneltilen soru	quaeritur n.
449	Law	karşı tarafın şahidine soru sormak	crossquestion v.
Politics
450	Politics	derhal cevaplanması gereken soru	privileged question n.
451	Politics	ivedi soru	privileged question n.
452	Politics	öncelikli soru	privileged question n.
453	Politics	önceliği olan soru	privileged question n.
454	Politics	soru sorma sırası	order of posing questions n.
455	Politics	yazılı soru önergesi	written question n.
456	Politics	ingiltere parlamentosunda verilen ve tartışma günü belli olmayan soru önergesi	early day motion n.
457	Politics	mecliste soru-yanıt bölümü	question time n.
458	Politics	milletvekillerine ayrılan soru-cevap saati	question time n.
Technical
459	Technical	açık uçlu soru	open ended question n.
Computer
460	Computer	açık uçlu soru	open ended question n.
461	Computer	açık uçlu soru	open-ended question n.
462	Computer	robot soru	robotz question n.
463	Computer	sık orman soru	jungle question n.
464	Computer	soru metni	question text n.
465	Computer	ütopya soru	utopia question n.
466	Computer	üçüncü soru	third question n.
467	Computer	soru ekle	add a question expr.
468	Computer	soru değiştir	modify question expr.
469	Computer	soru ekle	add question expr.
470	Computer	soru düzenle	edit question expr.
471	Computer	çevrimiçi sohbet odalarında karşıdaki kişinin yaşını, cinsiyetini ve bulunduğu yeri öğrenmek için yöneltilen soru	age, sex, from expr.
472	Computer	çevrimiçi sohbet odalarında karşıdaki kişinin yaşını, cinsiyetini ve bulunduğu yeri öğrenmek için yöneltilen soru	age, sex, from expr.
Television
473	Television	jeopardy productions'a ait abd'de popüler olan bir soru-cevap programının ticari markası	jeopardy® n.
Medical
474	Medical	ağrı soru formu	pain questionnaire form n.
475	Medical	soru sorma korkusu	askophobia n.
Psychology
476	Psychology	soru diziniyle görüşme	interview by questionnaire n.
Printing
477	Printing	soru işareti	interrogative n.
Math
478	Math	açık soru	open problem n.
479	Math	açık soru	open question n.
Statistics
480	Statistics	açık uçlu soru	open ended question n.
481	Statistics	araştırma soru kağıdı	questionnaire n.
482	Statistics	kapalı uçlu soru	close-ended question n.
Astrology
483	Astrology	soru astrolojisi	horary astrology n.
484	Astrology	soru astrolojisi	horary n.
485	Astrology	hakkında soru sorulan (kişi ya da şey)	quesited adj.
486	Astrology	(soru) cevabı o anki gökyüzü haritasından çıkarılabilen	horary adj.
Zoology
487	Zoology	ön kanatlarının dış kenarlarında açısal çentikler ve arka kanatlarında soru işareti şeklinde işaretler olan bir kelebek	question mark n.
Education
488	Education	sabit cevaplı soru	completely structured question n.
489	Education	soru cevaplı öğretme usulü	catechism n.
490	Education	soru kitapçığı	exam booklet n.
491	Education	soru cevap öğretim yöntemi	question and answer teaching method n.
492	Education	soru kitapçığı	test booklet n.
493	Education	soru kağıdı	work sheet n.
494	Education	soru kağıdı	worksheet n.
495	Education	soru cevap usulüne ait	catechetic adj.
496	Education	soru cevaplı öğretme usulüne ait	catechismal adj.
497	Education	soru cevap usulüne ait	catechetical adj.
Literature
498	Literature	konuşmacının izleyicileri kışkırtmak veya ikna etmek amacıyla sorduğu retorik soru biçimi	epiplexis n.
Linguistics
499	Linguistics	soru kelimesi ve pasif gibi yapıların oluşturulmasında kullanılan, fonolojik değeri olmayan sembol	trace n.
500	Linguistics	açık uçlu soru	open ended question n.