sleepy - Türkisch Englisch Wörterbuch

sleepy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "sleepy" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
sleepy adj. uykulu
Tom looks pretty sleepy.
Tom oldukça uykulu görünüyor.

More Sentences
General
sleepy adj. uykusu gelmiş
I feel a little sleepy.
Biraz uykum geldi.

More Sentences
sleepy adj. uykulu
You still look sleepy.
Hâlâ uykulu görünüyorsun.

More Sentences
sleepy adj. uyku getiren
This music is making me sleepy.
Bu müzik uykumu getiriyor.

More Sentences
sleepy adj. uyutan
Drinking warm milk makes me sleepy.
Ilık süt içmek beni beni uyutuyor.

More Sentences
sleepy adj. durgun
sleepy adj. hareketsiz
sleepy adj. çok hareketsiz (yer)
sleepy adj. uyku sersemi
sleepy adj. çok sakin
sleepy adj. mıymıntı
sleepy adj. uyuşuk
sleepy adj. tembel
sleepy adj. mahmur
sleepy adj. miskin
sleepy adj. mayıştıran
sleepy adj. soporifik
sleepy adj. uyutucu
sleepy adj. çürümeye yüz tutan
sleepy adj. çürümeye başlayan

Bedeutungen, die der Begriff "sleepy" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 41 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
get sleepy v. ağırlık basmak
Tom must be getting sleepy.
Tom'u ağırlık basıyor olmalı.

More Sentences
feel sleepy v. uykusu gelmek
I always feel sleepy.
Her zaman uykum gelir.

More Sentences
be sleepy v. uykusu olmak
Tom didn't tell Mary he was sleepy.
Tom, Mary'ye uykusu olduğunu söylemedi.

More Sentences
be sleepy v. uykusu gelmek
Tom didn't think Mary would be sleepy.
Tom, Mary'nin uykusunun geleceğini düşünmedi.

More Sentences
Colloquial
sleepy head n. uykucu
Good morning, sleepy head.
Günaydın uykucu.

More Sentences
General
sleepy sickness n. uyku hastalığı
sleepy smurf n. uykucu şirin
sleepy hollow n. uykulu kuytu
the legend of sleepy hollow n. uykulu kuytu menkıbesi
the legend of sleepy hollow n. başsız süvari efsanesi
feel sleepy v. ağırlık çökmek
feel very sleepy v. gözünden uyku akmak
make a person feel sleepy v. uyku vermek
very sleepy v. uyku gözünden akmak
be very sleepy v. uyku gözünden akmak
feel sleepy v. uykusu olmak
feel sleepy after a meal v. yemek sonrası ağırlık çökmek
feel sleepy after a meal v. yemekten sonra ağırlık çökmek
sleepy-eyed adj. mahmur
Colloquial
sleepy head n. miskin
Speaking
I'm so sleepy expr. çok uykum var
I am not sleepy at all expr. hiç uykum yok
I feel sleepy expr. uykum geldi
I'm sleepy expr. uykum var
are you sleepy? expr. uykun mu geldi?
I'm sleepy expr. uykum geldi
I feel sleepy expr. uykum geliyor
I'm getting sleepy expr. uykum geliyor
are you sleepy? expr. uykun mu var?
Medical
sleepy sickness n. uyku hastalığı
sleepy sickness n. uyku rahatsızlığı
Veterinary
sleepy sickness [new zealand] n. hamile koyunlarda görülen bir uyku hastalığı
Zoology
sleepy duck n. kara başlı dikkuyruk
Botanic
sleepy dick n. sunbala
sleepy dick n. eski dünya'ya özgü beyaz çiçekli bir ot
sleepy dick n. tükürük otu
sleepy dick n. yıldız şeklinde beyaz çiçekleri olan bir bitki
Geography
sleepy hollow n. illinois eyaletinde yerleşim yeri
sleepy eye n. minnesota eyaletinde şehir
Slang
sleepy joe n. aleyhtarları tarafından joe biden için kullanılan ifade
sleepy joe n. uykucu joe