serbestlik

Bedeutungen von dem Begriff "serbestlik" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 26 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	serbestlik	freedom n.
The first is that the freedom of the seas must be controlled. Birincisi, denizlerin serbestliğinin kontrol edilmesi gerektiğidir. More Sentences
2	Common Usage	serbestlik	liberty n.
General
3	General	serbestlik	unconstraint n.
4	General	serbestlik	latitude n.
5	General	serbestlik	leisure n.
6	General	serbestlik	facility n.
7	General	serbestlik	ease n.
8	General	serbestlik	leisureliness n.
9	General	serbestlik	exemption n.
10	General	serbestlik	freeness n.
11	General	serbestlik	permissiveness n.
12	General	serbestlik	independence n.
13	General	serbestlik	looseness n.
14	General	serbestlik	time n.
15	General	serbestlik	effrenation n.
16	General	serbestlik	leeway n.
17	General	serbestlik	wiggle room n.
18	General	serbestlik	disengagedness n.
19	General	serbestlik	disengagement n.
20	General	serbestlik	licence n.
21	General	serbestlik	license n.
Idioms
22	Idioms	serbestlik	the run of n.
23	Idioms	serbestlik	long leash n.
Trade/Economic
24	Trade/Economic	serbestlik	liberality n.
25	Trade/Economic	serbestlik	liberty n.
Technical
26	Technical	serbestlik	slack n.

Bedeutungen, die der Begriff "serbestlik" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 44 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
Teaching necessary mechanical principles and concepts for dynamic analysis of finite degree of freedom systems. Sonlu serbestlik dereceli sistemlerin dinamik analizi için gerekli mekanik prensip ve kavramların öğretilmesi. More Sentences
2	General	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
The degree of freedom associated with atoms will be huge. Atomlarla ilgili serbestlik derecesi çok büyük olacaktır. More Sentences
Trade/Economic
3	Trade/Economic	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
These are known as the spins and valley degree of freedom. Bunlar spinler ve vadi serbestlik derecesi olarak bilinir. More Sentences
Law
4	Law	denetimli serbestlik görevlisi	probation officer n.
Tom has been a probation officer in Boston for more than 30 years. Tom, 30 yılı aşkın bir süredir Boston'da denetimli serbestlik görevlisi olarak çalışmaktadır. More Sentences
5	Law	denetimli serbestlik	probation n.
Tom was sentenced to probation and community service. Tom denetimli serbestlik ve toplum hizmeti cezasına çarptırıldı. More Sentences
Technical
6	Technical	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
These are known as the spins and valley degree of freedom. Bunlar dönüşler ve vadi serbestlik derecesi olarak bilinir. More Sentences
7	Technical	serbestlik derecesi	degrees of freedom n.
If the angle is too large, the resulting object will have additional degrees of freedom and move like a slithering snake. Açı çok büyükse, ortaya çıkan nesne ek serbestlik derecesine sahip olacak ve sürünen bir yılan gibi hareket edecektir. More Sentences
Computer
8	Computer	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
The degree of freedom associated with atoms will be huge. Atomlarla ilişkili serbestlik derecesi çok büyük olacaktır. More Sentences
Informatics
9	Informatics	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
Teaching necessary mechanical principles and concepts for dynamic analysis of finite degree of freedom systems. Sonlu serbestlik dereceli sistemlerin dinamik analizi için gerekli mekanik prensipleri ve kavramları öğretmek. More Sentences
Physics
10	Physics	serbestlik derecesi	degrees of freedom n.
Ideal gases with internal degrees of freedom. İç serbestlik derecesine sahip ideal gazlar. More Sentences
General
11	General	aşırı özgürlük/serbestlik/keyfilik	overpermissiveness n.
12	General	yaratıcı serbestlik	creative freedom n.
13	General	eğitilmeden önce bir doğanın tutulduğu yarı serbestlik hali	hack n.
14	General	serbestlik durumu	loose [obsolete] n.
15	General	yaratıcı serbestlik	creative liberty n.
16	General	tam serbestlik vermek	give a free hand v.
17	General	birine serbestlik tanımak	give a free hand v.
18	General	serbestlik getirmek	liberalize v.
19	General	serbestlik getirmek	grant freedom to v.
20	General	serbestlik getirmek	set free v.
21	General	serbestlik getirmek	liberalise v.
Idioms
22	Idioms	serbestlik tanınmak	get/have a free hand v.
Trade/Economic
23	Trade/Economic	terk-i zilyetlik serbestlik karinesi	free disposal axiom n.
Law
24	Law	denetimli serbestlik	supervised release n.
25	Law	dini serbestlik	religious liberty n.
26	Law	(ingiliz hukuk sisteminde) adli kontrol şartıyla serbestlik	bail n.
27	Law	denetimli serbestlik müdürlüğü	directorate of probation n.
Politics
28	Politics	denetimli serbestlik	supervised liberty n.
Technical
29	Technical	serbestlik metodu	freeness method n.
Mechanic
30	Mechanic	sistemin serbestlik derecesi	variance n.
Construction
31	Construction	serbestlik düzeyi	degree of freedom n.
32	Construction	tek serbestlik dereceli sistemler	single degree of freedom systems n.
Aeronautic
33	Aeronautic	tek serbestlik dereceli cayro	double integrating gyro n.
Marine
34	Marine	eşdeğer serbestlik derecesi	equivalent degree of freedom n.
Food Engineering
35	Food Engineering	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
Math
36	Math	serbestlik derecesi	degree of freedom n.
Statistics
37	Statistics	kanal serbestlik derecesi	channel degress of freedom n.
38	Statistics	serbestlik derecesi	degress of freedom n.
39	Statistics	serbestlik derecesi	dof (degree of freedom) abrev.
Chemistry
40	Chemistry	üç serbestlik derecesi olan	trivariant adj.
Environment
41	Environment	serbestlik derecesi	degrees freedom n.
42	Environment	tek serbestlik dereceli sistem	single degree of freedom system n.
Printery
43	Printery	hamurun serbestlik derecesi	freeness n.
Slang
44	Slang	denetimli serbestlik süresi	street time n.