Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sınır çizmek | draw the line v. | ||
We should draw the line between public and private affairs. Kamu ve özel işler arasındaki sınırı çizmeliyiz. More Sentences |
||||
General | sınır çizmek | draw the line v. | ||
Sami drew the line. Sami sınırı çizdi. More Sentences |
||||
General | sınır çizmek | draw the line at v. | ||
General | sınır çizmek | selvage v. | ||
General | sınır çizmek | selvedge v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | sınır çizmek | draw the line v. | ||
Idioms | sınır çizmek | draw a line v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | kare veya dikdörtgen şeklinde bir sınır/alan çizmek | box out v. |
Idioms | ||
Idioms | bir sınır çizmek | have to draw a/the line somewhere v. |
Idioms | (iki şey) arasına sınır koymak/çizmek | draw a line between (two things) v. |
Idioms | bir şeyle bir şey arasına sınır koymak/çizmek | draw the line between something and something else v. |
Idioms | bir şeyle bir şey arasına sınır koymak/çizmek | draw a line between something v. |
Idioms | (bir şeye) sınır çizmek | draw the line at (something) v. |
Idioms | (bir şeyi yapmak konusunda) sınır çizmek | draw a line at (doing) (something) v. |