prosedür - Türkisch Englisch Wörterbuch

prosedür

Bedeutungen von dem Begriff "prosedür" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
prosedür procedure n.
In any event, the economic policy cannot be limited to mere observation of the procedures.
Her halükarda, ekonomi politikası sadece prosedürlere riayet etmekle sınırlandırılamaz.

More Sentences
General
prosedür procedure n.
That is why we stand by your side, because you defend European law, democracy and Community procedure.
İşte bu yüzden sizin yanınızdayız çünkü siz Avrupa hukukunu, demokrasiyi ve Topluluk prosedürünü savunuyorsunuz.

More Sentences
Trade/Economic
prosedür procedure n.
As you will know, in a rather complex procedure, Parliament has already been consulted on the agreement itself.
Bildiğiniz üzere, oldukça karmaşık bir prosedür çerçevesinde, anlaşmanın kendisi hakkında Parlamentoya danışılmıştır.

More Sentences
Politics
prosedür procedure n.
I believe that we succeeded in creating procedures which I hope will serve as inspiration for future presidencies.
Gelecekteki başkanlıklar için ilham kaynağı olacağını umduğum prosedürler oluşturmayı başardığımıza inanıyorum.

More Sentences
General
prosedür plan n.

Bedeutungen, die der Begriff "prosedür" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 83 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yasal prosedür legal procedure n.
There are legal procedures, but there are also internal committee procedures.
Yasal prosedürler var ama aynı zamanda iç komite prosedürleri de var.

More Sentences
bürokratik prosedür bureaucratic procedure n.
We cannot change this attitude by thinking up ever more bureaucratic procedures and rules.
Bu tutumu, daha fazla bürokratik prosedür ve kural üreterek değiştiremeyiz.

More Sentences
standart prosedür standard procedure n.
That's standard procedure.
Bu standart prosedürdür.

More Sentences
Politics
iç prosedür internal procedure n.
However, three Member States have yet to complete their internal procedures to ratify the Agreement.
Bununla birlikte, üç Üye Devlet Anlaşmayı onaylamak için iç prosedürlerini henüz tamamlamamıştır.

More Sentences
Medical
merkezi prosedür centralised procedure n.
The centralised procedure would also be positive for small and medium-sized enterprises.
Merkezi prosedür küçük ve orta ölçekli işletmeler için de olumlu olacaktır.

More Sentences
General
kullanımı kolay sistem veya prosedür user friendly n.
yazılı prosedür written procedure n.
programlanmış prosedür adımı scheduled procedure step n.
temel prosedür basic procedure n.
doğru prosedür rectitude n.
tamamlanamama (sözleşme ya da prosedür) noncompletion n.
tamamlanamama (sözleşme ya da prosedür) non-completion n.
saçma prosedür trick n.
oturmuş prosedür bias [dialect] [uk] n.
sebepsiz ve ağır prosedür why-not [obsolete] n.
rutin prosedür mechanics n.
(bir şeyi) prosedür gereği yapma box-ticking n.
hesaplanmış prosedür move n.
boşa zaman kaybettiren prosedür bureaucratic procedure n.
detaylı prosedür rigamarole n.
detaylı prosedür rigmarole n.
ezberden uygulanan etkili standart prosedür lockstep n.
dolambaçlı prosedür circumvolution n.
bir şeyi verimli gerçekleştirmeye yarayan prosedür drill n.
belirli bir çıkara hizmet eden prosedür policy n.
prosedür yöntemi principle n.
zorlu prosedür shlep n.
prosedür izlemek follow a procedure v.
prosedür uygulamak adopt a procedure v.
prosedür uygulamak apply a procedure v.
prosedür ile ilgili procedural adj.
prosedür icabı bir şeyleri onaylayan kimse rubber-stamp adj.
belirli bir prosedür izleyen prescribed adj.
prosedür icabı for the sake of procedure adv.
Phrases
standart prosedür a matter of routine n.
Idioms
prosedür gereği a matter of form n.
prosedür gereği (bir şey yapmak) (do something) as a matter of form n.
Trade/Economic
açık prosedür (ihale vb) open procedure n.
referans prosedür reference procedure n.
işlem, prosedür veya programın maliyet etkinliğine sayısal değer atayan (ekonomik analiz) cost-benefit adj.
Law
kanuni prosedür due process n.
iflas etmiş bir şirketin alacaklılarıyla anlaşmaya varmasını ve mali sorunlarını çözmesini sağlayan bir prosedür voluntary arrangement n.
yasa dışı prosedür illegality n.
askeri makamca gerekli hallerde kullanılan hızlandırılmış prosedür summary court-martial n.
Politics
anayasanın değiştirilebileceği belirli bir süreç veya prosedür amending formula n.
hızlandırılmış prosedür expedited procedure n.
prosedür dışı dosyalar extra procedural cases n.
Technical
hazır prosedür built-in procedure n.
işletilen prosedür employed procedure n.
kaynak prosedür onayı welding procedure specifications n.
kaynak prosedür deneyi welding procedure test n.
kaynak prosedür onay kaydı welding procedure approval record n.
kaynak prosedür spesifıkasyonu welding procedure specification n.
paylaşımlı prosedür shared procedure n.
prosedür kalifikasyon kaydı procedure qualification record (pqr) n.
prosedür bilgisi procedure information n.
resmi prosedür formal procedure n.
prosedür onayı procedure approval n.
uygulanan prosedür employed procedure n.
mevcut durumu uzatmak için tasarlanmış prosedür holding operation n.
Computer
işbirliği içinde çalışan bir grup prosedür suite n.
Construction
kaynak prosedür deneyi welding procedure test n.
Automotive
kaynak prosedür şartnamesi welding procedure specification n.
Traffic
yayanın karşıdan karşıya geçerken izlediği prosedür kerb drill n.
Medical
günübirlik prosedür day-case procedure n.
kalp dışı cerrahi prosedür non-cardiac surgical procedure n.
majör rezektif prosedür major resective procedure n.
laparoskopik prosedür laparoscopic procedure n.
temiz kontamine cerrahi prosedür clean-contaminated procedure n.
yerleşik prosedür established procedure n.
varisli damarların bacak veya uyluktan çıkarıldığı cerrahi prosedür vein stripping n.
tıbbi prosedür medical procedure n.
tıp doktorları veya diş hekimleri tarafından uygulanan prosedür medical procedure n.
kanın donörden alınıp bileşenlerine ayrıldıktan sonra transfüzyon yoluyla donöre geri verildiği prosedür hemapheresis n.
apne sırasında kanın oksijenlenmesini sürdüren bir prosedür diffusion respiration n.
abd gıda ve ilaç idaresi tarafından genel kullanım için onaylanmamış ancak klinik deneyleri devam eden bir ilaç veya tıbbi prosedür olan investigational adj.
Psychology
kişinin duyarlılık, hafıza, zeka, yetenek, kişilik gibi özelliklerini ölçmek için uygulanan standart prosedür mental testing n.
Religious
metotlu prosedür methodism n.
Military
nükleer silahların güvenliği sürecinde personel, prosedür ve performans bakımından hiçbir nükleer silah kazası, yetkisiz silah patlaması ya da bozulması olmayacağının teminatı nuclear weapons surety n.
savunma bakanlığı personel, prosedür, ekipman, bilgisayar programı ve destekleyici iletişim kaynaklarının kombinasyonu olan sistem department of defense intelligence information system n.
savunma bakanlığı personel, prosedür, ekipman, bilgisayar programı ve destekleyici iletişim kaynaklarının kombinasyonu olan sistem dodiis (department of defense intelligence information system) n.
düşmanla temas durumunda izlenecek prosedür contact procedure n.
Modern Slang
homo universalis'i homo superius'a dönüştüren evrimsel bio-teknolojik prosedür androidification n.