Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | popular adj. | popüler | ||
So they are popular and we need to regulate and open up this area for consumers and business. Bu yüzden popülerler ve bu alanı tüketiciler ve iş dünyası için düzenlememiz ve açmamız gerekiyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | popular adj. | halk | ||
To cut resources for these regions is to play a dangerous game with popular feeling. Bu bölgeler için kaynakları kesmek, halkın duygularıyla tehlikeli bir oyun oynamaktır. More Sentences |
||||
General | popular adj. | sevilen | ||
Tennis is very popular amongst students. Tenis öğrenciler arasında çok sevilir. More Sentences |
||||
General | popular adj. | popüler | ||
This is the sine qua non condition for reconciling the popular and political spheres. Bu, popüler ve siyasi alanların uzlaştırılması için olmazsa olmaz koşuldur. More Sentences |
||||
General | popular adj. | yaygın | ||
Being cold, sick is the most popular among these. Üşümek, hasta olmak bunlar arasında en yaygın olandır. More Sentences |
||||
General | popular adj. | halk | ||
And we have also ensured that the citizens can activate popular initiative when the law so establishes. Ayrıca, yasaların öngördüğü durumlarda vatandaşların halk inisiyatifini harekete geçirebilmelerini de sağladık. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | popular adj. | popüler | ||
This is a further expression of the lack of faith in the political and popular legitimacy of the country's own regime. Bu, ülkenin kendi rejiminin siyasi ve popüler meşruiyetine olan inanç eksikliğinin bir başka ifadesidir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | popular adj. | popüler | ||
That is idiotic; it will not make you popular with unmarried couples. Bu aptalca; sizi evli olmayan çiftler arasında popüler yapmayacaktır. More Sentences |
||||
Technical | popular adj. | yaygın | ||
Contrary to popular belief, Tom isn't that naive. Yaygın görüşün aksine, Tom o kadar da saf değildir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | popular n. | popüler öğrenci | ||
General | popular adj. | halka hitap eden | ||
General | popular adj. | halka özgü | ||
General | popular adj. | gözde | ||
General | popular adj. | halkın zevkine uygun | ||
General | popular adj. | uygun | ||
General | popular adj. | herkesçe anlaşılabilir | ||
General | popular adj. | rağbette olan | ||
General | popular adj. | herkesçe sevilen | ||
General | popular adj. | ucuz | ||
General | popular adj. | beğenilen | ||
General | popular adj. | genel | ||
General | popular adj. | halka ait | ||
General | popular adj. | tutulan | ||
General | popular adj. | halkın kesesine uygun | ||
Law | ||||
Law | popular adj. | halkı ilgilendiren | ||
Law | popular adj. | kamusal | ||
Politics | ||||
Politics | popular adj. | halka ait | ||
Politics | popular adj. | halkı temsil eden | ||
Politics | popular adj. | halk tarafından seçilen | ||
Media | ||||
Media | popular n. | popüler basın | ||
Media | popular n. | geniş sirkülasyonlu ucuz gazeteler | ||
Technical | ||||
Technical | popular adj. | tutulan | ||
Archaic | ||||
Archaic | popular n. | halk konseri | ||
Archaic | popular adj. | genel geçer zevkleri olan | ||
Archaic | popular adj. | rafine zevkleri olmayan | ||
Archaic | popular adj. | sıradan zevkleri olan |