Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | naturalistic adj. | natüralist | ||
The artist painted a naturalistic landscape. Sanatçı natüralist bir manzara resmi çizdi. More Sentences |
||||
General | naturalistic adj. | tabiata uygun | ||
General | naturalistic adj. | doğanın etki veya görünümünü taklit eden | ||
General | naturalistic adj. | doğa bilimlerine ait |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | naturalistic fallacy n. | bir olgunun nitelenmesi aşamasında doğadaki işleyişin referans alınması |
Psychology | ||
Psychology | naturalistic intelligence n. | doğa zekası |
Psychology | naturalistic observation n. | doğal gözlem |
Psychology | naturalistic fallacy n. | doğalcılık yanılgısı |
Philosophy | ||
Philosophy | naturalistic fallacy n. | iyi ve doğru olanın ne olduğunu doğal ve olgusal öncüllerden hareketle açıklama yanılgısı |
Theatre | ||
Theatre | naturalistic theatre n. | naturalist tiyatro |