Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | makyajlı | made-up adj. | ||
She applied a made-up look with dramatic eyeliner. Sürdüğü belirgin göz kalemi sayesinde makyajlı bir görünüm elde etti. More Sentences |
||||
General | makyajlı | with make-up adj. | ||
Automotive | ||||
Automotive | makyajlı | facelift adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | makyajlı güzellik | painted beauty n. |
General | yüzü beyaz makyajlı palyaço | whiteface n. |