Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | loop n. | döngü | ||
The Union decided to divide up access to the local loop. Birlik, yerel döngüye erişimi bölmeye karar vermiştir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | loop n. | çember | ||
There was a loop of garden hose by the house. Evin yanında çember halinde bir bahçe hortumu vardı. More Sentences |
||||
General | loop n. | (bilgisayar kodunda) döngü | ||
This program is not working; it's given some sort of infinite loop warning! Bu program çalışmıyor; bir çeşit sonsuz döngü uyarısı vermiş! More Sentences |
||||
General | loop n. | armut hattı | ||
There is a loop line ahead for the train to return its way. Trenin geldiği yolu dönebilmesi için şu ileride bir armut hattı bulunuyor. More Sentences |
||||
General | loop v. | dolamak | ||
She skillfully looped a rope around the bull's neck. Boğanın boynuna ustalıkla bir ip doladı. More Sentences |
||||
General | loop v. | döngü yapmak | ||
The space probe looped toward Mars. Uzay sondası Mars'a doğru döngü yapıyor. More Sentences |
||||
General | loop v. | haberdar etmek | ||
We looped him in on all the latest advancements. Onu en son gelişmelerden haberdar ettik. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | loop n. | döngü | ||
Exercising is a powerful method to break this loop. Egzersiz yapmak bu döngüyü kırmak için etkili bir yöntemdir. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | loop n. | döngü | ||
Exercising is a powerful method to break this loop. Egzersiz yapmak bu döngüyü kırmanın etkili bir yoludur. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | loop n. | döngü | ||
Exercising is a powerful method to break this loop. Egzersiz yapmak bu döngüyü kırmak adına tesirli bir yöntemdir. More Sentences |
||||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | loop n. | döngü | ||
Naturally, Europe and its many loops were well-defined, but farther afield things got sketchier. Doğal olarak, Avrupa ve birçok döngüsü iyi tanımlanmıştı, ancak daha uzakta işler daha kabataslaktı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | loop n. | ilmek | ||
General | ||||
General | loop n. | dönme | ||
General | loop n. | spiral | ||
General | loop n. | kangal | ||
General | loop n. | iki düğüm ortası | ||
General | loop n. | takla | ||
General | loop n. | ilik | ||
General | loop n. | ilmek halkası | ||
General | loop n. | keskin viraj (dönüş) | ||
General | loop n. | ilik halkası | ||
General | loop n. | kavis | ||
General | loop n. | takla atma | ||
General | loop n. | düğüm | ||
General | loop n. | ilmik | ||
General | loop n. | çevrim | ||
General | loop n. | halka | ||
General | loop n. | lup | ||
General | loop n. | çerçeve | ||
General | loop n. | göz | ||
General | loop n. | ring | ||
General | loop n. | bilginin aralarında yayıldığı insan grubu | ||
General | loop n. | nüfuzlu kimselerden oluşan grup | ||
General | loop n. | yakın çevre | ||
General | loop n. | ortak çıkar veya hedef paylaşan küçük grup | ||
General | loop n. | sürekli başa alma | ||
General | loop n. | tekrar tekrar çalma | ||
General | loop v. | ilmeklemek | ||
General | loop v. | ilmek şekli oluşturmak | ||
General | loop v. | ilmiklemek | ||
General | loop v. | düğümlemek | ||
General | loop v. | iliklemek | ||
General | loop v. | ilmik yapmak | ||
General | loop v. | bağlamak | ||
General | loop v. | ilmek şekli vermek | ||
General | loop v. | ilmek yapmak | ||
General | loop v. | ilmek atmak | ||
General | loop v. | döngüye girmek | ||
General | loop v. | etrafına sarmak | ||
General | loop adj. | ilmekli | ||
Technical | ||||
Technical | loop n. | döndüreç | ||
Technical | loop n. | düğüm | ||
Technical | loop n. | hat | ||
Technical | loop n. | halka | ||
Technical | loop n. | ilmik | ||
Technical | loop n. | lup | ||
Technical | loop n. | ring | ||
Technical | loop n. | rahim içi araç | ||
Technical | loop n. | (grafik teorisinde) döngü | ||
Technical | loop n. | (grafik teorisinde) aynı düğümde başlayıp biten kenar | ||
Technical | loop n. | (topolojide) döngü | ||
Technical | loop n. | (topolojide) aynı noktada başlayıp biten yol | ||
Technical | loop n. | kementin ilmiği oluşturan kısmı | ||
Technical | loop n. | su kütlesini çevreleyen kavisli kum seti | ||
Technical | loop n. | kafes hücresi | ||
Technical | loop n. | ızgara hücresi | ||
Technical | loop n. | mikro organizmaları aktarmaya yarayan platin kablo | ||
Technical | loop v. | düğümle bağlamak | ||
Technical | loop v. | ilmekle çevirmek | ||
Technical | loop v. | ilmekle birleştirmek | ||
Technical | loop v. | kapalı devrede hareket etmek | ||
Technical | loop v. | ark oluşturmak | ||
Telecom | ||||
Telecom | loop n. | ağ | ||
Telecom | loop n. | tel sarımlı bobinlerden oluşan anten | ||
Electric | ||||
Electric | loop n. | devre | ||
Electric | loop n. | kapalı devre | ||
Electric | loop n. | tam bir devre | ||
Electric | loop n. | başlangıç noktasına dönerek her iki yönde de besleme yapan besleme devresi | ||
Electric | loop v. | devreyi tamamlamak için iletkenlerle bağlamak | ||
Electric | loop v. | (iletkenleri) devreyi tamamlayacak şekilde birleştirmek | ||
Textile | ||||
Textile | loop n. | birit ilik | ||
Textile | loop n. | ilmek | ||
Automotive | ||||
Automotive | loop v. | spin atmak | ||
Traffic | ||||
Traffic | loop n. | çevre yolu | ||
Railway | ||||
Railway | loop n. | armut hattı | ||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | loop n. | havada düşey düzlemle kapalı bir daire çizme | ||
Aeronautic | loop n. | takla | ||
Aeronautic | loop v. | hava aracına havada kapalı bir daire çizdirmek | ||
Aeronautic | loop v. | hava aracıyla kapalı daire çizmek | ||
Marine | ||||
Marine | loop n. | çevirme kasa | ||
Marine | loop n. | doblin | ||
Marine | loop n. | ipten yapılmış simit halkası | ||
Medical | ||||
Medical | loop n. | kıvrım | ||
Medical | loop n. | ilmek şeklinde bir rahim içi doğum kontrol aracı | ||
Medical | loop n. | insan parmak izinde u şeklindeki çıkıntılardan oluşan yaygın desen | ||
Medical | loop n. | tüp şeklindeki yapılarda kıvrım | ||
Medical | loop n. | henle ilmeği | ||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | loop n. | çember | ||
Food Engineering | loop n. | öze | ||
Math | ||||
Math | loop n. | ilmik | ||
Math | loop n. | (cebirde) birim element içeren grup benzeri yapı | ||
Physics | ||||
Physics | loop n. | kordon | ||
Physics | loop n. | dalga karnı | ||
Military | ||||
Military | loop n. | luping | ||
Hunting | ||||
Hunting | loop n. | içinden hafif silahların ateşlenebildiği mazgal deliği | ||
Sport | ||||
Sport | loop n. | loop atlayışı | ||
Sport | loop n. | (artistik buz pateninde) patencinin arkaya doğru ivmelendikten sonra havada üç kez dönüş yaptığı atlayış | ||
Sport | loop n. | spor konferansı | ||
Sport | loop n. | spor ligi | ||
Sport | loop n. | 18 delikten oluşan golf raundu | ||
Football | ||||
Football | loop n. | defans oyuncusunun rakipten top çalarken yaptığı yanal hareket | ||
Cinema | ||||
Cinema | loop n. | büklüm | ||
Cinema | loop v. | filme yeni senkronize replikler eklemek | ||
Slang | ||||
Slang | loop v. | bir sesi veya müziği baştan sona devamlı arka arkaya çalmak |