live with - Türkisch Englisch Wörterbuch

live with

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "live with" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
live with v. ile birlikte yaşamak
Tom is easy to live with.
Tom ile birlikte yaşamak kolay.

More Sentences
Phrasals
live with v. kabullenmek
If you can live with that decision, so can I.
Siz bu kararı kabullenebiliyorsanız, ben de kabullenebilirim.

More Sentences
live with v. ikamet etmek
live with v. biriyle beraber yaşamak
live with v. cinsel ilişkiye girmek
live with v. katlanmak
live with v. tahammül göstermek

Bedeutungen, die der Begriff "live with" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 55 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
live with memories v. anılarla yaşamak
live in a city with no coast v. denize kıyısı olmayan bir kentte yaşamak
live with family v. aileyle yaşamak
live with parents v. aile ile yaşamak
live with family v. aile ile yaşamak
live with parents v. aileyle yaşamak
live with parents v. anne babasıyla yaşamak
live together with one's sister v. kız kardeşiyle beraber yaşamak/oturmak
live together with one's sister v. ablasıyla beraber yaşamak/oturmak
accompanied with live music adv. canlı müzik eşliğinde
Phrasals
live with something v. dayanmak
live with something v. ile yaşamak
live with something v. katlanmak
live with something v. tahammül etmek
live with (someone) v. (biriyle) yaşamak
live with (someone) v. (biriyle) birlikte yaşamak
live with (someone) v. (biriyle) aynı evi paylaşmak
live with (someone) v. (biriyle) aynı evde yaşamak
live with (something) v. (bir şeyle) yaşamak
live with (something) v. (bir şeye) katlanmak
live with (something) v. hayatını (bir şeyle) devam ettirmek
live with (something) v. (bir şeyi) kabul edip onunla yaşamaya devam etmek
live with (something) v. (bir şeyi) kabullenmek
Phrases
can't live with them, can't live without them expr. onla da olmaz, onsuz da
can't live with them, can't live without them expr. onla da olmuyor, onsuz da
can't live with them, can't live without them expr. ne onla ne onsuz
Proverb
better die with honour than live with shame utançla yaşamaktansa onurla ölmek daha iyidir
Colloquial
can't live with them, can't live without them expr. olsa bir dert olmasa bir dert
can't live with them, can't live without them expr. olsa bir türlü olmasa bir türlü
Idioms
have to live with something v. bir şey (dert/sorun) ile yaşamak zorunda olmak
live under the same roof with v. ile aynı çatı altında yaşamak
learn to live with something v. (kötü/olumsuz bir şey) ile yaşamayı öğrenmek
have to live with v. ile yaşamak zorunda olmak
learn to live with v. ile yaşamayı öğren/öğrenmek
learn to live with v. '-e alışmak
learn to live with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yaşamayı öğrenmek
learn to live with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yaşamaya alışmak
learn to live with (someone or something) v. (birine/bir şeye) alışmak
you can't live with them, you can't live without them expr. onla da olmaz, onsuz da
you can't live with them, you can't live without them expr. onla da olmuyor, onsuz da
you can't live with them, you can't live without them expr. ne onla ne onsuz
Speaking
does she live with her parents? expr. ailesiyle mi yaşıyor?
I live with my mom expr. annemle birlikte yaşıyorum
we'll have to live with it expr. bununla yaşamak zorundayız
learn to live with it expr. bununla yaşamayı öğren
I can live with that expr. bununla yaşayabilirim
you'll have to live with it expr. bununla yaşamak zorundasınız
you'll have to live with it expr. bununla yaşamak zorundasın
I live here with my mom expr. burada annemle yaşıyorum
who do you live with? expr. kiminle yaşıyorsun?
who do you live with? expr. kiminle birlikte yaşıyorsun?
I live with my wife expr. karımla yaşıyorum
I live with my daughter expr. kızım ile birlikte yaşıyorum
I live with my son expr. oğlumla ile birlikte yaşıyorum
Gastronomy
mashed fish roe with bread crumbs and live ol n. tarama