Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | ladin n. | çamgillerden |
General | ladin n. | çam türüne çok yakın bir orman ağacı |
Linguistics | ||
Linguistics | ladin n. | kuzey italya'nın dolomit alpleri'nde konuşulan reto-roman dili veya bu dili konuşan kimse |
Linguistics | ladin n. | engadin'de saint-moritz ve avusturya sınırı arasındaki bölgede konuşulan romanşça veya bu dili konuşan kimse |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ladin | spruce n. | ||
Tom told me that he often drinks root beer, but he'd not only never drunk spruce beer, he'd never even heard of it. Tom bana sık sık kök birası içtiğini ama ladin birasını hiç içmediğini, hatta adını bile duymadığını söyledi. More Sentences |
||||
General | ladin | spruce tree n. | ||
Botanic | ||||
Botanic | ladin | picea n. |