Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kolaylık için | for convenience adv. | ||
You pay for convenience. Kolaylık için para ödüyorsun. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | genellikle çocuklar için, yatacak yer hazırlamada kolaylık sağlayan küçük yatak | cot n. |
General | kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış | bite-size adj. |
General | kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış | bite-sized adj. |
Phrases | ||
Phrases | size kolaylık olması için | for your convenience expr. |
Idioms | ||
Idioms | (biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak | smooth the path for (someone or something) v. |
Idioms | (biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak | smooth the way for (someone or something) v. |