Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kendini üstün gören | self-righteous adj. | ||
Her self-righteous attitude annoyed everyone. Kendini üstün gören tavırları herkesi sinir ediyordu. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | kendini olduğundan üstün sanan/gören kimse | a legend in (one's) own lunchtime n. |
Religious | ||
Religious | kendini başkalarından üstün gören güç sahibi lider | ayatollah n. |