kazak - Türkisch Englisch Wörterbuch

kazak

Bedeutungen von dem Begriff "kazak" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
kazak n. Kazak
Linguistics
kazak n. kazaklar tarafından konuşulan bir türk dili

Bedeutungen von dem Begriff "kazak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kazak sweater n.
I like how this knitted sweater cuddles me during cold days.
Bu örgü kazağın soğuk günlerde beni sarması hoşuma gidiyor.

More Sentences
General
kazak pullover n.
He has a sky-blue pullover.
Gök mavisi bir kazağı var.

More Sentences
kazak jumper n.
Your jumper is more colourful than mine.
Senin kazağın benimkinden daha renkli.

More Sentences
Technical
kazak jumper n.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.

More Sentences
General
Kazak kazak n.
kazak jersey n.
kazak pully n.
Kazak cossach n.
kazak woolly n.
Kazak kazakh n.
Kazak kazakstani n.
Kazak qazaq n.
kazak wooly n.
kazak gansey [dialect] n.
kazak shirt n.
kazak slip-on n.
kazak masterful adj.
Textile
kazak slipover n.
Social Sciences
kazak kasack n.

Bedeutungen, die der Begriff "kazak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 60 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kaşmir kazak cashmere sweater n.
Tom bought a cashmere sweater.
Tom bir kaşmir kazak aldı.

More Sentences
kazak dili kazakh n.
She doesn't know Kazakh language.
O Kazak dilini bilmiyor.

More Sentences
balıkçı yaka kazak turtleneck n.
She wore a cosy turtleneck to keep warm.
Kendini sıcak tutmak için rahat bir balıkçı yaka kazak giymişti.

More Sentences
kazak örmek knit a sweater v.
She is knitting a sweater.
O, bir kazak örüyor.

More Sentences
Textile
çizgili kazak striped sweater n.
Where's my striped sweater?
Çizgili kazağım nerede?

More Sentences
yünlü kazak woolen sweater n.
I bought a woolen sweater.
Ben bir yün kazak satın aldım.

More Sentences
General
kazak üzerine giyilen kolsuz elbise jumper n.
kazak (kadın için) jumper n.
kazak edebiyatı kazakh literature n.
kazak yazarlar kazakh authors n.
kazak atasözleri kazakh proverbs n.
kadın için kazak ve hırka takımı twin set n.
(yün) kazak jersey n.
kazak romanı kazakh fiction n.
uzun kollu pamuklu kazak sweatshirt n.
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu karapapakh n.
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu karapapaks n.
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu garapapag n.
borçalı-kazak boyundan gelen kıpçak kuman ve bulgar ve hazar türklerinin ön-asya'daki kolu karapapak n.
kazakistan'ın kuzey doğusu ile mogolistan'ın batısında yaşayan eski bir türk-kazak kabilesi naiman n.
boğazlı kazak turtleneck jumper n.
boğazlı kazak turtleneck sweater n.
yün kazak jersey n.
ince boğazlı kazak skivvy n.
siyah kazak black sweater n.
yün kazak woollen jumper n.
yün kazak woolly jumper n.
termal kazak thermal sweater n.
fitilli dar kazak poorboy n.
üzerinde yazılar veya rakamlar olan kazak letter sweater n.
kazak örmek knit a jumper v.
kazak örmek knit a pullover v.
kazak örmek knit sweater v.
kazak (kimse) despotic adj.
kazak (baba) despotic adj.
kazak (erkek) macho adj.
Colloquial
bill cosby'nin cosby show'da giydiği kazak bill cosby sweater n.
üstüne süveter/kazak/hırka giymek sweater up v.
Speaking
kazak bakıyorum I'm looking for a pullover/sweater/jumper expr.
Technical
örme kazak jersey n.
Textile
fil hortumuna benzeyen kazak kolu trunk sleeve n.
kadınların birlikte giydiği birbiriyle eşleşen kısa kollu kazak ve hırka twinset n.
kadınların birlikte giydiği birbiriyle eşleşen kısa kollu kazak ve hırka twin-set n.
balıkçı kazak fisher pullover n.
el örgüsü kazak hand-knitted pullover n.
kolsuz kazak sleeveless pullover n.
örme kazak jersey n.
dar kazak maillot n.
kapüşonlu kazak hoody n.
balıkçı yaka kazak roll-collar [uk] n.
polo yaka kazak polo-necked sweater n.
balıkçı yaka kazak rollneck n.
shetland yününden kazak shetland n.
(kazak) balıkçı yaka fisherman adj.
balıkçı yaka kazak ile ilgili fisherman adj.
Botanic
kazak sümbülü cistanche n.
Geography
kazak bozkırı kirghiz steppe n.
kazak bozkırı kyrgyz steppe n.
Slang
kazak erkek dude-bro n.
British Slang
yün kazak woolly n.