Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | kalay ve kurşun alaşımı | pewter n. |
Technical | ||
Technical | kalay ve kurşun alaşımı | pewter n. |
Technical | kalay ve kurşun alaşımı | tin and lead alloy n. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kurşun ve kalay alaşımı | pewter n. | ||
The antique shop had a collection of pewter mugs. Antika dükkanında kurşun ve kalay alaşımlı kupalardan oluşan bir koleksiyon vardı. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | kalay, kurşun ve çinko ile birlikte yüksek oranda bakır içeren dökme bakır alaşımı | red brass n. | ||
Technical | kurşun ve kalay alaşımı madde | trifle n. | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | kurşun ve kalay alaşımı sofra takımı | garnish n. |