jury - Türkisch Englisch Wörterbuch

jury

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "jury" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
jury n. jüri
If this is the court, the jury is a loaded one.
Eğer mahkeme buysa, jüri dolu demektir.

More Sentences
Law
jury n. jüri
We cannot allow him to act as judge and jury here.
Onun burada yargıç ve jüri gibi davranmasına izin veremeyiz.

More Sentences
General
jury n. seçiciler kurulu
jury n. yargıcılar kurulu
jury n. hakem kurulu
jury n. seçici kurul
jury v. sergiye seçmek
jury adj. geçici
jury adj. iğreti
jury adj. yedek
jury adj. eğreti
Law
jury n. hakem heyeti
jury n. jüri heyeti
jury v. hakemlik yapmak
jury v. değerlendirmek
Marine
jury adj. geçici
jury adj. iğreti
jury adj. üstünkörü
Sport
jury n. hakem kurulu

Bedeutungen, die der Begriff "jury" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 114 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
grand jury n. büyük jüri
The grand jury decided not to indict the police officer.
Büyük jüri, polis memurunu suçlamamaya karar verdi.

More Sentences
Law
grand jury n. büyük jüri
A grand jury found him not guilty of any crime.
Büyük jüri onu hiçbir suçtan suçlu bulmadı.

More Sentences
jury selection n. jüri seçimi
Jury selection begins Monday.
Jüri seçimi pazartesi günü başlıyor.

More Sentences
jury duty n. jüri görevi
I have jury duty.
Jüri görevim var.

More Sentences
General
jury system n. jüri sistemi
special jury n. özel jüri
blue ribbon jury n. üstün nitelikli jüri
trial jury n. jüri
the decision of a jury n. jüri kararı
jury rigging n. geçici çözüm bulma
petit jury n. on kişilik jüri
police jury n. (louisiana dini bölgesinde) bölge jürisi
police jury n. louisiana dini bölgesinde faaliyet gösteren idari organ
draw a jury v. jüri üyelerini seçmek
jury-rigged adj. eğreti direği olan
jury-rigged adj. eğreti
jury-rigged adj. geçici çözüm bulunmuş
Idioms
judge, jury, and executioner n. hem yargılayan hem ceza veren hem de cezayı uygulayan kimse
judge, jury, and executioner n. astığı astık kestiği kestik kimse
judge, jury, and executioner n. tüm yargı ve ceza sisteminin hakimi kimse
judge, jury, and executioner n. tüm yargı ve ceza sistemini tek elinde bulunduran kimse
poll a jury v. karar için jüri üyelerini tek tek çağırmak
the jury is still out v. belirsizliği korumak
the jury is still out (on somebody or something) v. henüz bir karara varılmamış olmak
the jury is still out v. henüz karar verilmemiş olmak
jury is still out on something expr. (bir konuda/bir şeyle ilgili olarak ) henüz bir karara varılmamış/son söz söylenmemiş
the jury is out expr. karar henüz verilmedi
the jury is out expr. henüz bir karara varılmadı
the jury is (still) out (on something) expr. (bir konuda) karar henüz verilmedi
the jury is (still) out (on something) expr. (bir konuda) henüz bir karara varılmadı
the jury is (still) out (on something) expr. (bir şeyin) iyi mi kötü mü olduğu konusunda henüz bir karar varılmadı
the jury are (still) out (on something) expr. (bir konuda) karar henüz verilmedi
the jury are (still) out (on something) expr. (bir konuda) henüz bir karara varılmadı
the jury are (still) out (on something) expr. (bir şeyin) iyi mi kötü mü olduğu konusunda henüz bir karar varılmadı
Trade/Economic
jury tests n. jüri testleri
jury duty leave n. jüri görevi izni
waiver of jury trial n. jüri duruşmasından feragat
extraordinary grand jury n. olağanüstü büyük jüri
jury of executive opinion n. satış tahmini yöntemi
Law
traverse jury n. küçük jüri
traverse jury n. on iki kişilik jüri
common jury n. alelade jüri
trial jury n. duruşma jürisi
common jury n. genel jüri
trial by jury n. jüri huzurundaki dava
jury assessment n. juri değerlendirmesi
hung jury n. jürinin gerekli karar çoğunluğunu sağlayamaması
jury box n. jüriye ait mevki
tampering with jury n. jüriye fesat sokma
jury committee n. jüri heyeti
jury nullification n. jüri kanaatiyle karar bozulması
non-jury trial n. jüri heyeti olmadan yapılan yargılama
jury summons n. jüri celbi/daveti
member of a jury n. juri üyesi
non-jury trial n. jürisiz duruşma
jury summons n. jüri görevi için çağrılma
challenge of jury n. jürinin reddi
jury panel n. jüri listesi (bazen jüri heyeti)
jury trial n. jürili yargılama
jury box n. jüri bölümü
trial by jury n. jüri tarafından muhakeme edilme
petty jury n. jüri heyeti
trial by jury n. jüri yargılaması
waiver of jury n. jüri hakkından feragat
deadlocked jury n. karar çoğunluğunu sağlayamayan juri
mixed jury n. karma jüri
hung jury n. karar çoğunluğunu sağlayamayan juri
jury duty scam n. kişinin kendisini yüksek mahkeme üyesi vb gibi tanıtarak telefonla aradığı şahsın kişisel (kimlik) bilgilerini ve sosyal sigorta numarasını alarak yaptığı dolandırıcılık
petit jury n. küçük jüri
jury process n. mahkemece jüri üyelerine gönderilen davetiye
jury box n. mahkeme salonunda jürinin oturmasına ayrılmış bölüm (yer)
jury process n. mahkeme tarafından jüri üyelerine yollanan davetiye
petit jury n. on iki kişilik jüri
common jury n. olağan jüri
special jury n. özel jüri
blue ribbon jury n. özel jüri
grand jury n. soruşturma kurulu
grand jury n. tahkikat heyeti
grand jury n. tahkikat jürisi
jury of inquest n. ölüm olayı jürisi
jury of matrons n. tecrübeli kadınlardan oluşan jüri
jury-packing n. jüride bir taraf için çoğunluğu sağlama
right to speedy and public trial by jury n. abd anayasası'nın 6. maddesiyle tanınan hızlı ve açık yargılama hakkı
a jury of your peers n. her kesimden jüri üyeleri
jury instruction n. jüriye hukuk kurallarının tatbiki ve delillerin değerlendirilmesi hususunda verilen talimat
strike a jury v. mahkeme kararıyla özel bir jüri kurmak
select a jury v. jüri seçmek
be accused of tampering with jury v. jüriyi ifsat etmekle suçlanmak
charge the jury v. jüriyi bilgilendirmek
hung jury v. (hakem heyeti) kilitlenip kalmak
hung jury v. (hakem heyeti) karar verememek
jt (jury trial) abrev. jürili yargılama
jt (jury trial) abrev. jüri duruşması
Technical
jury-rig n. eğreti direk
jury-rig n. eğreti donanım
jury-rig n. geçici donanım
jury-rig n. geçici direk
jury-rig v. geçici donanım yerleştirmek
jury-rig v. geçici direk koymak
Aeronautic
jury strut n. destek dikmesi
Marine
jury-mast n. ariyet direk
jury-mast n. eğreti direk
jury steering gear n. geçici dümen donanımı
jury mast n. geçici direk
jury rudder n. geçici gemi dümeni
jury-mast n. geçici direk
jury mast n. iğreti direk
jury-mast n. yedek direk
jury mast n. yedeklik direk
jury rudder n. (gemi dümenin arızalanması durumunda kullanılan) geçici dümen
jury-rigging n. geçici olarak ayarlama
jury-rigged adj. eğreti direği olan
Social Sciences
blue-ribbon jury n. özel olarak seçilmiş yargıçlardan oluşan jüri
Sport
ground jury n. pist hakemi