istila - Türkisch Englisch Wörterbuch

istila

Bedeutungen von dem Begriff "istila" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
istila invasion n.
The current situation in the Canary Islands amounts to a genuine invasion.
Kanarya Adaları'ndaki mevcut durum gerçek bir istila anlamına gelmektedir.

More Sentences
General
istila invasion n.
That is why a new invasion is needed.
İşte bu yüzden yeni bir istilaya ihtiyaç var.

More Sentences
Politics
istila invasion n.
It is quite clear that there is no international legality for the invasion and current occupation of Iraq.
Irak'ın istilası ve mevcut işgalinin uluslararası hukuka uygun olmadığı oldukça açıktır.

More Sentences
Medical
istila invasion n.
Look, since the invasion, everything's gone sideways.
Bak, istila sonrasında her şey kötüye gitti.

More Sentences
Food Engineering
istila invasion n.
This book deals with the invasion of the Romans.
Bu kitap Romalıların istilasını anlatıyor.

More Sentences
Military
istila invasion n.
This book deals with the invasion of the Romans.
Bu kitap Romalıların istilası ile ilgilenir.

More Sentences
General
istila occupation n.
istila irruption n.
istila plague n.
istila incursion n.
istila infestation n.
istila spreading over n.
istila influx n.
istila deluge n.
istila inbreak n.
istila inburst n.
istila infall n.
istila skelter n.
Law
istila incursion n.
istila bordrag n.
Food Engineering
istila infection n.

Bedeutungen, die der Begriff "istila" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 128 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
istila etmek invade v.
The toxins that invade your body can cause damage to various organs.
Vücudunuzu istila eden toksinler çeşitli organlarda hasara neden olabilir.

More Sentences
General
istila etmek (bit/kurt/fare) infest v.
The mortals who infest this world care nothing for its beauty.
Bu dünyayı istila eden ölümlüler güzelliğine hiç önem vermiyorlar.

More Sentences
istila etmek overrun v.
In the modern era, they have twice been overrun in brutal wars serving oil interests.
Modern çağda, petrol çıkarlarına hizmet eden acımasız savaşlarda iki kez istila edilmişlerdir.

More Sentences
istila etmek invade v.
The toxins that invade your body can cause damage to various organs.
Vücudunuzu istila eden toksinler çeşitli organlara zarar verebilir.

More Sentences
istila edilmiş infested adj.
This house is infested with termites.
Bu evi termitler istila etmiş.

More Sentences
Colloquial
tarafından istila edilmiş infested with adj.
His wounds were infested with flesh-eating maggots.
Yaraları et yiyen kurtçuklar tarafından istila edilmişti.

More Sentences
Law
istila etmek invade v.
They invaded the country with tanks and guns.
Onlar ülkeyi tanklarla ve tabancalarla istila etti.

More Sentences
General
istila savaşı invasive war n.
istila etme pervading n.
istila savaşı war of invasion n.
istila etme (bit/kurt/fare) infestation n.
17.yüzyılda çin'i istila etmiş mançurya ırkı qing n.
istila modelleri invasion models n.
istila modelleri invasion patterns n.
karadan istila land invasion n.
istila eden şey overspread n.
istila etme rush n.
sessiz istila silent invasion n.
istila etme ingulfment n.
istila etmek infest v.
istila etmek overwhelm v.
istila etmek be beset by/with v.
istila etmek spread over v.
istila edip yağmalamak overrun v.
istila etmek sweep v.
istila etmek pervade v.
istila etmek cover v.
istila etmek irrupt v.
yeniden istila etmek recapture v.
istila etmek (fare) infest v.
nüfuz ve istila etmek pervade v.
istila etmek flood v.
böcek istila etmek crawl v.
(fare vb) istila etmek infest v.
istila etmek thread v.
(bir şey) tarafından istila edilmek get infested with (something) v.
tekrar istila etmek reoccupy v.
istila etmek overhang v.
istila etmek overween v.
istila etmek infect v.
istila etmek distress [obsolete] v.
istila etmek ingulf v.
istila etmek poison v.
nüfuz ve istila eden pervasive adj.
ekin bitleri tarafından istila edilmiş weeviled adj.
istila eden invading adj.
ekin bitleri tarafından istila edilmiş weevilled adj.
istila edilmiş invaded adj.
istila edilmemiş uninfested adj.
(böcekler/zararlılar tarafından) istila edilmemiş noninfested adj.
istila edilmemiş unswept adj.
akarlarca istila edilmiş mity adj.
sivrisineklerce istila edilmiş mosquitoey adj.
istila edilmiş hoatching [scotland] adj.
istila eden infectious adj.
istila eden infestant adj.
istila eden infestive adj.
istila eden irruptive adj.
istila edilen irruptive adj.
istila edilmiş stiff adj.
Phrasals
büyüyüp (bir şeyi) istila etmek grow into (something) v.
(biri/bir şey) tarafından istila edilmek crawl with (someone or something) v.
ile istila etmek flood with v.
Colloquial
piyasayı/çarşıyı/pazarı istila etmek flood the market v.
(bir şey) tarafından istila edilmiş infested with (something) adj.
Idioms
(bir şey) tarafından istila edilmiş olmak be infested with (something) v.
(bir şeyle) istila edilmiş crawling with adj.
biriyle/bir şeyle istila edilmiş crawling with someone/something adj.
Law
istila eden invader n.
malikin istila sırasında borazan öttürmekle yükümlü olduğu arazi mülkiyeti cornage n.
Politics
yeniden istila etme reinvasion n.
yeniden istila etmek reinvade v.
Medical
akar veya kenelerin neden olduğu istila acaridiasis n.
akar veya kenelerin neden olduğu istila acariosis n.
(istila edilmiş dokular) parazit saldırısında aniden ölerek daha fazla istilaya karşı engel oluşturan hypersensitive adj.
Psychology
kurtçuklar tarafından istila edilme korkusu helminthophobia n.
Pathology
keneler tarafından istila edilmiş ticky n.
yuvarlak kurt tarafından istila edilme trichuriasis n.
parazitimsi solucanlar tarafından istila edilmek trichinose v.
sağlıklı dokuyu istila eden invasive adj.
bitler istila etmiş pedicular adj.
Parasitology
kuşların trake ve bronşlarını istila ederek delikler açan bir ipliksi solucan redworm (syngamus trachea) n.
keresteleri istila eden solucan timber worm n.
abd'nin güney bölümleri de dahil olmak üzere yeni dünya'daki sıcak bölgelerde bulunan, tavukları ve hindileri istila eden bir mayt tropical fowl mite (bdellonyssus bursa) n.
fasulye ve şeker pancarlarını istila eden siyahımsı bir yaprak biti bean aphid (aphis fabae) n.
fasulye ve şeker pancarlarını istila eden siyahımsı bir yaprak biti blackfly n.
omurgalıların bağırsaklarını istila eden büyük yuvarlak parazitimsi bir kurt familyası ascaridae n.
omurgalıların bağırsaklarını istila eden büyük yuvarlak parazitimsi bir kurt familyası family ascaridae n.
evcil kümes hayvanlarının bağırsaklarını istila eden bir parazit chicken roundworm (ascaridia galli) n.
özellikle çocuklarda bağırsakları ve rektumu istila eden küçük bir kurt türü enterobius vermicularis n.
palmiyeleri istila eden bir buğday bitinin yenilebilir solucan benzeri büyük larvası grugru (rhynchophorus palmarum) n.
etobur canlıların idrar kesesini istila eden parazitik bir kurt bladder worm (capillaria plica) n.
çeşitli bitkilerin köklerini istila ederek buralarda çoğalıp nekrotik değişimlere, çürümeye ve dokuların çamurlaşmasına yol açan bir yuvarlak solucan meadow nematode (pratylenchus pratensis) n.
bit gibi kıl ve tüylere tutunarak memeli ve kuşları istila eden çeşitli uyuz böceklerine verilen ad louse mite n.
Veterinary
kedi ve köpeklerin bağırsaklarını istila eden parazit kurt toxocara n.
dokuların birgözeli hayvanlarca istila edilmesinden kaynaklanan bir balık hastalığı twist disease n.
(koyun derisini) sinek larvalarının istila etmesi flyblow n.
kedi ve köpeklerin bağırsaklarını istila eden parazit kurda ait toxocaral adj.
kedi ve köpeklerin bağırsaklarını istila eden parazit kurtla ilgili toxocaral adj.
Biology
parazitler ile istila etmek parasitize v.
parazitler ile istila etmek parasitise v.
Zoology
iskeleleri ve gemileri istila eden fare wharf rat n.
Botanic
yoncaları istila eden yaygın bir küsküt thyme dodder (cuscuta epithymum) n.
yoncaları istila eden yaygın bir küsküt clover dodder n.
adelgidae familyasına ait, yaprakları istila eden ve genellikle mumlu örtü salgılayan bir tür yaprak biti adelgid n.
sulak veya bataklık arazilerde yetişen ve genellikle sarı çiçekleri olan istila etmeye meyilli bitkileri içeren bir cins lysimachia n.
sulak veya bataklık arazilerde yetişen ve genellikle sarı çiçekleri olan istila etmeye meyilli bitkileri içeren bir cins genus lysimachia n.
Social Sciences
altıncı yüzyılda kuzey italya'yı istila eden cermen halkının bir üyesi longobard n.
History
altıncı yüzyılda kuzey italya'yı istila eden cermen halkının bir üyesi lombard n.
Environment
istila eden şey infestant n.
habitatı istila eden (organizma) invasive adj.
Geography
denizin karayı istila etmesi coastal encroachment n.
Military
istila eden occupant n.
istila öncesi preinvasion adj.
Mythology
istila sonucu irlanda'ya yerleşen bir halk fir bolg n.
Archaic
istila etmek oversway v.
Entomology
avlu ve bahçelerde yuva yapan, genellikle evleri istila eden sarımsı bir karınca turf ant (tetramorium caespitum) n.
avlu ve bahçelerde yuva yapan, genellikle evleri istila eden sarımsı bir karınca pavement ant n.
avlu ve bahçelerde yuva yapan, genellikle evleri istila eden sarımsı bir karınca sugar ant n.
asya'ya özgü, tsuga çamı ağaçlarını istila eden bir yaprak biti hemlock woolly adelgid n.
hindistan'a özgü, çay ve kahve gibi bitkileri istila eden küçük bir güve tortrix n.
sıcak bölgelerde yaşayan, evleri istila edebilen, küçük ve kırmızı bir karınca monomorium pharaonis n.
sıcak bölgelerde yaşayan, evleri istila edebilen, küçük ve kırmızı bir karınca pharaoh ant n.
sıcak bölgelerde yaşayan, evleri istila edebilen, küçük ve kırmızı bir karınca pharaoh's ant n.
patates bitkisini istila eden bir böcek potato fly n.
bitkileri istila eden böceklerle beslenen, anthocoridae familyasına mensup çeşitli böceklere verilen ad flower bug n.
baklagil tohumlarını istila eden küçük böcek seed beetle n.
baklagil tohumlarını istila eden küçük böcek seed weevil n.