intend - Türkisch Englisch Wörterbuch

intend

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "intend" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 22 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
intend v. niyet etmek
He intends to visit the farm on Sunday.
Pazar günü çiftliği ziyaret etmeye niyet ediyor.

More Sentences
General
intend v. niyeti olmak
I am appalled to find out that you intend to increase these.
Bunları artırma niyetinde olduğunuzu öğrendiğimde dehşete düştüm.

More Sentences
intend v. istemek
Commissioner Barnier has already told us what he intends to do and we are waiting for further clarification.
Komisyon Üyesi Barnier bize ne yapmak istediğini zaten söyledi ve biz daha fazla açıklama bekliyoruz.

More Sentences
intend v. hedeflemek
I intend to speak more than 20 languages by 2015.
2015'e kadar 20'den fazla dil konuşmayı hedefliyorum.

More Sentences
intend v. niyetlenmek
I don't think Tom intended to do that.
Tom'un bunu yapmaya niyetlendiğini sanmıyorum.

More Sentences
intend v. düşünmek
Do you intend to press for a common policy for asylum and immigration?
İltica ve göç konusunda ortak bir politika için baskı yapmayı düşünüyor musunuz?

More Sentences
intend v. niyetinde olmak
I intend to keep our relationship a secret, at least for a while.
İlişkimizi en azından bir süreliğine gizli tutmak niyetindeyim.

More Sentences
intend v. amaçlamak
Labelling must therefore be perfect and not have the opposite of the intended effect.
Dolayısıyla etiketleme mükemmel olmalı ve amaçlanan etkinin tam tersini yaratmamalıdır.

More Sentences
intend v. planlamak
I intend to talk about what is being done today in terms of policy and planning.
Bugün politika ve planlama açısından neler yapıldığından bahsetmek niyetindeyim.

More Sentences
intend v. tasarlamak
Did you intend to kill him?
Onu öldürmeyi tasarlıyor muydun?

More Sentences
intend v. niyet etmek
I intend to do that now.
Ben bunu şimdi yapmaya niyet ediyorum.

More Sentences
Law
intend v. niyet etmek
Tom knows what Mary intends to do.
Tom, Mary'nin ne yapmaya niyet ettiğini biliyor.

More Sentences
intend v. planlamak
What action does the Council intend to take in relation to the West African countries concerned and the cacao industry?
Konsey, ilgili Batı Afrika ülkeleri ve kakao endüstrisi ile ilgili olarak ne gibi adımlar atmayı planlıyor?

More Sentences
intend v. tasarlamak
Tom intended to kill them all.
Tom hepsini öldürmeyi tasarlıyordu.

More Sentences
Technical
intend v. niyet etmek
I'd intended to be here early today.
Bugün buraya erken gelmeye niyet ettim.

More Sentences
intend v. tasarlamak
Do you think it was intended for Tom?
Bunun Tom için tasarlandığını mı düşünüyorsunuz?

More Sentences
General
intend v. demek istemek
intend v. kararlı olmak
intend v. kastetmek
intend v. seçmek
intend v. azmetmek
Law
intend v. kast etmek

Bedeutungen, die der Begriff "intend" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 26 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
intend to harm v. zarar vermek istemek
Tom never intended to harm anybody.
Tom hiç kimseye zarar vermek istemedi.

More Sentences
intend for v. ayırmak
intend for v. seçmek
intend to kill v. kasten adam öldürmek
intend to kill v. canına kastetmek
intend to buy v. satın alma niyetinde olmak
intend to kill v. cana kastetmek
Phrasals
intend something for someone v. bir şeyi birisi için ayırmak
intend something as something v. bir şeyi bir şey niyetine düşünmek
intend something as something v. bir şeyi bir şey olarak düşünmek
intend something as something v. bir şeyi bir şey olarak planlamak
intend something as something v. bir şeyin bir şey yerine geçmesini amaçlamak
intend something as something v. bir şeyin bir şey olması amacında/niyetinde olmak
intend (something) for (someone or something) v. (bir şeyi biri/bir şey) için ayırmak/planlamak
intend (something) for (someone or something) v. (bir şeyi biri/bir şey) için düşünmek
intend (something) for (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) vermeyi hedeflemek/planlamak
intend (something) for (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) vermeye niyetli olmak
intend as v. (bir şey) yerine geçmesini amaçlamak
intend as v. (bir şey) niyetine düşünmek
intend as v. (bir şey) olması amacında/niyetinde olmak
intend as v. (bir şey) olarak düşünmek/planlamak
Speaking
I don't intend to make a comparison expr. benzetmek/ karşılaştırmak gibi olması
do you intend to represent yourself expr. kendinizi temsil etmek mi istiyorsunuz?
what I intend to say is expr. söylemek istediğim
Trade/Economic
letter of intend n. niyet mektubu
Law
letter of intend n. niyet mektubu