inject

Bedeutungen von dem Begriff "inject" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 27 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	inject v.	enjekte etmek
Water and artificial proteins are injected, as if meat were not protein in itself. Sanki etin kendisi protein değilmiş gibi su ve yapay proteinler enjekte ediliyor. More Sentences
General
2	General	inject v.	enjekte etmek
The European Union cannot continue to inject money into that region while that is going on. Bu durum devam ederken Avrupa Birliği o bölgeye para enjekte etmeye devam edemez. More Sentences
Technical
3	Technical	inject v.	enjekte etmek
She injected a sleeping drug into my arm. Koluma uyku ilacı enjekte etti. More Sentences
General
4	General	inject v.	iğne yapmak
5	General	inject v.	enjeksiyon yapmak
6	General	inject v.	sokuşturmak
7	General	inject v.	zerk etmek
8	General	inject v.	vermek
9	General	inject v.	şırınga etmek
10	General	inject v.	iğne vurmak
11	General	inject v.	sokmak
12	General	inject v.	yerleştirmek
13	General	inject v.	katmak
14	General	inject v.	vurmak
15	General	inject v.	zorla sokmak
16	General	inject v.	izinsiz girmek
17	General	inject v.	dolaşıma sokmak
18	General	inject v.	sürmek
Technical
19	Technical	inject v.	içine katmak
Computer
20	Computer	inject v.	(kodu) enjekte etmek
21	Computer	inject v.	(kodu) var olan programa yerleştirmek
22	Computer	inject v.	(kodu) var olan programın hafıza alanına yerleştirmek
23	Computer	inject expr.	ekle
Medical
24	Medical	inject v.	içitmek
Physics
25	Physics	inject v.	(parçacık ışık demeti) hedefi vurdurmak
26	Physics	inject v.	(parçacık ışık demeti) hedefe çarptırmak
Astronomy
27	Astronomy	inject v.	yörüngeye yerleştirmek

Bedeutungen, die der Begriff "inject" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Phrasals
1	Phrasals	inject (something) into (someone or something) v.	(birine/bir şeye bir şey) enjekte etmek
A dye was injected into a vein of the patient's arm. Hastanın kolundaki bir damara boya enjekte edildi. More Sentences
2	Phrasals	inject (someone, something, or some creature) with (something) v.	(birine/bir şeye/bir varlığa bir şey) enjekte etmek
It found that chickens for human consumption have been injected with beef and pork protein. İnsan tüketimi için yetiştirilen tavuklara sığır ve domuz proteini enjekte edildiği tespit edilmiştir. More Sentences
3	Phrasals	inject something into someone v.	birine bir şey enjekte etmek
4	Phrasals	inject someone with something v.	birine bir şey enjekte etmek
5	Phrasals	inject something into something v.	bir şeye bir şey doldurmak
6	Phrasals	inject something into something v.	bir şeyin içine bir şey püskürtmek
7	Phrasals	inject something into something v.	bir duruma bir şey sokmak
8	Phrasals	inject something into something v.	bir duruma bir şey katmak
9	Phrasals	inject something into something v.	bir duruma/şeye mizah, heyecan katmak
10	Phrasals	inject (something) into (someone, something, or some creature) v.	(birine/bir şeye/bir varlığa bir şey) enjekte etmek
11	Phrasals	inject (something) into (someone, something, or some creature) v.	(birine/bir şeye/bir varlığa) şırıngayla (bir şey) vermek
12	Phrasals	inject (someone, something, or some creature) with (something) v.	(birine/bir şeye/bir varlığa) şırıngayla (bir şey) vermek
13	Phrasals	inject (someone or something) with (something) v.	(birine/bir şeye bir şey) enjekte etmek
14	Phrasals	inject (someone or something) with (something) v.	(birine/bir şeye) şırıngayla (bir şey) vermek
15	Phrasals	inject into v.	enjekte etmek
16	Phrasals	inject into v.	şırıngayla vermek
17	Phrasals	inject into v.	içine püskürtmek
18	Phrasals	inject into v.	katmak
19	Phrasals	inject into v.	sokmak
20	Phrasals	inject into v.	doldurmak
Technical
21	Technical	inject doors n.	takma kapıları
Computer
22	Computer	inject media expr.	ortam ekle
23	Computer	inject cleaner expr.	temizleyici ekle