|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
banliyödeki evi ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelen kimse |
commuter n.
|
|
2 |
General |
amerika'da 1946 ile 1964 arasında doğan nüfus |
baby boomers n.
|
|
3 |
General |
tanrı ile insan arasında bir rahibin aracı olarak bulunması gerektiğine inanan bir inanç |
sacerdotalism n.
|
|
4 |
General |
30* ile 70* enlemleri arasında çoğunlukla batıdan doğuya esen rüzgarlar |
westerlies n.
|
|
5 |
General |
kuzeyde cedar key ile güneyde marco adası arasında, florida'nın batı kıyı şeridi |
gulf coast n.
|
|
6 |
General |
ile arasında uyum sağlama |
accommodation to n.
|
|
7 |
General |
renkleri beyaz ile koyu yeşil arasında değişen silikat mineralleri |
nephrite n.
|
|
8 |
General |
er ile onbaşı arasında bir rütbe |
lance-corporal n.
|
|
9 |
General |
polis ile göstericiler arasında yaşanan arbede |
clash between the police and the demonstrators n.
|
|
10 |
General |
polis ile göstericiler arasında yaşanan çatışma |
clash between the police and the demonstrators n.
|
|
11 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma |
channel n.
|
|
12 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma |
channelling n.
|
|
13 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olma |
channeling n.
|
|
14 |
General |
muhtemel alıcılar ile satıcılar arasında aracılık yapan sanat tüccarı |
art runner n.
|
|
15 |
General |
makedonya krallığı ile roma arasında m.ö. 3. ve 2. yüzyıllarda meydana gelen dört savaştan biri |
macedonian war n.
|
|
16 |
General |
malavi gölü'nün batı ve güney kıyıları ile aşağı zambezi nehri arasında kalan bölgede yaşayan afrika halkına mensup kimse |
malawi n.
|
|
17 |
General |
boyutu bir mikron ile bir milyon milimikron arasında olup kömür ve bazı şistlerde bulunan organik bir koloidal parçacık |
micelle n.
|
|
18 |
General |
nüfusu 10,000 ile 50,000 arasında olan küçük kentsel alan |
micropolis n.
|
|
19 |
General |
füze uçuşunun ateşleme ile atmosfere dönüş arasında yer alan, düzeltici manevraların yapıldığı kısmı |
midcourse n.
|
|
|
20 |
General |
parkurların 400 metre ile 1500 metre arasında değiştiği yarış |
middle distance n.
|
|
21 |
General |
30 ile 45 yaşları arasında olup orta yaşlı olarak görülmek istemeyen kimse |
middle youth n.
|
|
22 |
General |
45 ile 65 yaşları arasında olan erkek |
middle-aged man n.
|
|
23 |
General |
bir topluluğun değer yapıları ile geçmiş tecrübeleri arasında yer alan ve genellikle sanat aracılığıyla ifade bulan ilişki |
mythus n.
|
|
24 |
General |
batı afrika'da kasım sonu ile mart ortası arasında gerçekleşen bir mevsim |
harmattan n.
|
|
25 |
General |
ev ile iş arasında gidip gelme |
commutation n.
|
|
26 |
General |
ev ile iş arasında gidip gelme |
commute n.
|
|
27 |
General |
ağırlığı el iskandili ile derin su iskandili arasında olan bir tür iskandil |
coasting lead n.
|
|
28 |
General |
uzunluğu kısa hikaye ile roman arasında olan anlatı |
conte n.
|
|
29 |
General |
göz ile nesne arasında görüş hattına dik duran düzlem |
plan n.
|
|
30 |
General |
akşamın alacakaranlık ile uyku vakti arasında kalan bölümü |
forenight [scotland] n.
|
|
31 |
General |
akşamın alacakaranlık ile uyku vakti arasında kalan bölümü |
fore-night n.
|
|
32 |
General |
iskoçya'daki bilişim teknolojisi sektörü ve özellikle glasgow ile edinburgh arasında yoğunlaşmış yüksek teknoloji şirketleri |
silicon glen n.
|
|
33 |
General |
wight adası ile ingiltere'nin güneyi arasında yer alan dar bir kanal |
solent n.
|
|
34 |
General |
ile arasında uyum sağlamak |
accommodate to v.
|
|
35 |
General |
banliyödeki ev ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelmek |
commute v.
|
|
36 |
General |
... ile ... arasında değişkenlik göstermek |
range v.
|
|
37 |
General |
ruhani dünya ile fiziksel dünya arasında aracı olmak |
channel v.
|
|
38 |
General |
akşam yemeği ile yatma vakti arasında gerçekleşen |
aftersupper adj.
|
|
39 |
General |
dinozorlar dahil birçok yaşam formunun neslinin tükendiği, kretase ve tersiyer dönemleri arasında kalan jeolojik geçiş dönemi ile ilişkili |
k-t adj.
|
|
|
40 |
General |
üst dudağın en üst noktası ile alt dudağın en alt noktası arasında |
bilabial adj.
|
|
41 |
General |
sıvı ile kristal hali arasında olan (madde) |
mesomorphic adj.
|
|
42 |
General |
sıvı ile kristal hali arasında olan (madde) |
mesomorphous adj.
|
|
43 |
General |
iki nehir arasında yer alan bölge ile ilişkili |
mesopotamian adj.
|
|
44 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorhine adj.
|
|
45 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorrhine adj.
|
|
46 |
General |
uzun ve dar burunlu ile yassı burunlu arasında yer alan |
mesorrhinic adj.
|
|
47 |
General |
elektromanyetik spektrumda radyo dalgaları ve kızılötesi dalgaları arasında yer alan, frekansları 300 megahertz ile 300 gigahertz arasında olup 1 metre ile 1 milimetre arasında dalga uzunluklarına sahip elektromanyetik ışımaya ilişkin |
microwave adj.
|
|
48 |
General |
abd ile güney amerika arasında yer alan topraklara ve burada yaşayan insanlara ait veya ilişkin |
middle american adj.
|
|
49 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimi ile ilgili |
iconomatic adj.
|
|
50 |
General |
(karakterli ve fonetik yazım arasında yer alan) bir yazı biçimi ile ilgili |
ikonomatic adj.
|
|
51 |
General |
yumurta ile küre arasında bir şekle sahip olan |
ovate-rotundate adj.
|
|
52 |
General |
öğleden sonra dört ile gece yarısı arasında |
between four in the afternoon and midnight adv.
|
|
53 |
General |
bilardo masasında lastikli iç kenarlar ile bu kenarlara paralel çizgiler arasında |
in baulk adv.
|
|
54 |
General |
öğle vakti ile gece yarısı arasında |
p.m. adv.
|
|
55 |
General |
hayal ile gerçek arasında |
between dream and reality adv.
|
|
56 |
General |
(sirk çalışanları ile izleyiciler arasında çıkan kavgada) diğer sirk çalışanlarını kavgaya çağırmak için sirk görevlilerin söylediği söz |
hey rube interj.
|
|
57 |
General |
pusulanın güneydoğu ile doğu arasında gösterdiği yön |
sebe (southeast by east) abrev.
|
|
58 |
General |
pusulanın güneydoğu ile güney arasında gösterdiği yön |
sebs (southeast by south) abrev.
|
|
Phrasals |
|
59 |
Phrasals |
(ev ile iş) (iki şehir/yer vb) arasında gidip gelmek |
commute between v.
|
|
60 |
Phrasals |
biri/bir şey ile başka biri bir şey arasında bağlantı kurmak |
interface someone or something with someone or something v.
|
|
61 |
Phrasals |
birileri/bir şeyler ile başka birileri bir şeyler arasında bağlantı kurmak |
interface someone or something with someone or something v.
|
|
62 |
Phrasals |
(biri/bir şey ile biri bir şey) arasında koşturmak |
run from (someone or something) to (someone or something v.
|
|
63 |
Phrasals |
ile arasında bağlantı kurmak |
join with v.
|
|
Phrases |
|
64 |
Phrases |
örnekler kötü ile mükemmel arasında değişiyor |
the samples range from bad to excellent expr.
|
|
Proverb |
|
65 |
Proverb |
dahilik ile delilik arasında ince bir çizgi vardır |
genius is one step away from insanity
|
|
66 |
Proverb |
dahilik ile delilik arasında ince bir çizgi vardır |
there's a fine line between genius and insanity
|
|
Colloquial |
|
67 |
Colloquial |
kilolu bir kimsenin baldırı ile bileği arasında kalan kalın bölge |
cankle n.
|
|
68 |
Colloquial |
gizli dinleme yapmak veya kişisel bilgilere ulaşmak/kişisel bilgileri değiştirmek için kişinin internete bağlandığı cihaz ile interneti yayan modem arasında oluşturulan gizli bir erişim noktası |
evil twin n.
|
|
69 |
Colloquial |
x kuşağı ile y kuşağı arasında doğan nesle dahil kimse |
xennial n.
|
|
70 |
Colloquial |
öğlen ile akşam arasında yenilen yemek |
lunner v.
|
|
71 |
Colloquial |
ile arasında/aralarında bir şeyler olmaya başlamak |
get going with v.
|
|
72 |
Colloquial |
ile arasında/aralarında bir şeyler olmak |
get going with v.
|
|
73 |
Colloquial |
john ile mary arasında bir şeyler var |
john and mary have a thing going expr.
|
|
74 |
Colloquial |
iki ile üç milyon arasında |
from two to three million expr.
|
|
75 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı tut |
pick a number between one and ten expr.
|
|
76 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı seç |
pick a number between one and ten expr.
|
|
77 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı seç |
think a number between one and ten expr.
|
|
78 |
Colloquial |
1 ile 10 arasında bir sayı tut |
think a number between one and ten expr.
|
|
79 |
Colloquial |
(biri /bir şey) ile (biri/bir şey) arasında |
between (someone or something) and (someone or something else) expr.
|
|
|
Idioms |
|
80 |
Idioms |
iyi ile kötü arasında bir seçim |
a choice between good and evil n.
|
|
81 |
Idioms |
yaşam ile ölüm arasında gidip gelmek |
hover between life and death v.
|
|
82 |
Idioms |
atlantik okyanusu'nu geçmek (amerika ile ingiliz adaları arasında gitmek) |
cross the big pond v.
|
|
83 |
Idioms |
(birinci ile arasında) açık ara ikinci olmak/gelmek |
be a poor second [uk] v.
|
|
84 |
Idioms |
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek |
be a poor second [uk] v.
|
|
85 |
Idioms |
(birinci ile arasında) açık ara ikinci olmak/gelmek |
come a poor second [uk] v.
|
|
86 |
Idioms |
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek |
come a poor second [uk] v.
|
|
87 |
Idioms |
(a ile b arasında) köprü görevi görmek |
bridge the gap (between a and b) v.
|
|
88 |
Idioms |
(a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak |
bridge the gap (between a and b) v.
|
|
89 |
Idioms |
(a ile b arasında) bir köprü oluşturmak |
bridge the gap (between a and b) v.
|
|
90 |
Idioms |
(a ile b arasında) bir geçiş sağlamak |
bridge the gap (between a and b) v.
|
|
91 |
Idioms |
(a ile b arasında) köprü görevi görmek |
bridge the gulf (between a and b) v.
|
|
92 |
Idioms |
(a ile b arasında) iletişim/bağlantı kurmak |
bridge the gulf (between a and b) v.
|
|
93 |
Idioms |
(a ile b arasında) bir köprü oluşturmak |
bridge the gulf (between a and b) v.
|
|
94 |
Idioms |
(a ile b arasında) bir geçiş sağlamak |
bridge the gulf (between a and b) v.
|
|
Trade/Economic |
|
95 |
Trade/Economic |
alışveriş merkezi ile kiracı arasında yapılan sözleşme |
radius clause n.
|
|
96 |
Trade/Economic |
ankara anlaşması ile türkiye ve aet arasında kurulan üyelik statüsü |
associate member n.
|
|
97 |
Trade/Economic |
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma |
noncompete agreement n.
|
|
98 |
Trade/Economic |
bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma |
non-compete agreement n.
|
|
99 |
Trade/Economic |
döviz alıcısı ile satıcısı arasında aracılık yaparak anlaşmalarını sağlamaya çalışan ancak anlaşmaya kendisi taraf olmayan kişi veya firma |
foreign exchange broker n.
|
|
100 |
Trade/Economic |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
nonsolicitation contract n.
|
|
101 |
Trade/Economic |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
non-solicitation agreement n.
|
|
102 |
Trade/Economic |
görevinin sona ermesi durumunda şirketin mevcut müşterileriyle ticari amaçla temas kurmayacağına dair çalışan ile işveren şirket arasında yapılan sözleşme |
nonsolicitation agreement n.
|
|
103 |
Trade/Economic |
işveren ile sendika arasında imzalanmış sözleşme |
labour contract n.
|
|
104 |
Trade/Economic |
imalatçı ile toptancı arasında ilişki sağlayan şahıs |
missionary salesman n.
|
|
105 |
Trade/Economic |
işveren ile işçi sendikası arasında varılan toplu sözleşmenin koşullarını belirten anlaşma |
abdication n.
|
|
106 |
Trade/Economic |
insanların yaşı ile zekası arasında ilişki kurarak test sonuçlarına göre belirli yaştaki bir insanın zeka düzeyini gösteren rakam |
intelligence quotient n.
|
|
107 |
Trade/Economic |
teknik mevzuatın ve standartların türkiye ile avrupa birliği arasında bildirimi |
procedure for the provision of information in the field of technical standards and regulations n.
|
|
108 |
Trade/Economic |
türkiye ile avrupa ekonomik topluluğu arasında bir ortaklık yaratan anlaşma |
Agreement Establishing An Association Between Turkey and the European Economic Community n.
|
|
109 |
Trade/Economic |
ülkelerin ekonomik anlamda gelişmişlik düzeyleri ile ülkede yaşayan insanların mutluluk seviyeleri arasında bir ilişki olmadığını savunan ekonomik kuram |
easterlin paradox n.
|
|
110 |
Trade/Economic |
yaşları 2 ile 6 arasında değişen |
ranging in age from 2 to 6 n.
|
|
111 |
Trade/Economic |
zararın ödenmesi için zararı yapan ile zarara uğrayan arasında varılan anlaşma |
accord and satisfaction n.
|
|
112 |
Trade/Economic |
çalışanlar arasında resmi olmayan sözleşme ile yapılan çıktıyı sınırlandıran kota |
bogey n.
|
|
113 |
Trade/Economic |
çalışanlar arasında resmi olmayan sözleşme ile yapılan çıktıyı sınırlandıran kota |
bogy n.
|
|
114 |
Trade/Economic |
çalışanlar arasında resmi olmayan sözleşme ile yapılan çıktıyı sınırlandıran kota |
bogie n.
|
|
115 |
Trade/Economic |
ürünün belirlenen fiyatın altında satılmayacağı yönünde üretici ile perakendeci arasında imzalanan anlaşma |
fair-trade agreement n.
|
|
116 |
Trade/Economic |
bir hisse senedinde kısa ila orta vadeli kazançları birkaç gün ile birkaç hafta arasında tutmaya çalışan bir ticaret biçimi |
swing trade n.
|
|
117 |
Trade/Economic |
danzig serbest şehri'nin 1923 ile 1939 yılları arasında kullandığı temel para birimi |
gulden n.
|
|
118 |
Trade/Economic |
bir müessese ile sendika arasında |
wage arbitration expr.
|
|
Law |
|
119 |
Law |
arazi sahibi ile papaz veya papaz yardımcısı arasında yapılan bir tür anlaşma |
real composition n.
|
|
120 |
Law |
borçlu ile alacaklılar arasında borçlunun ibrası konusunda yapılan sözleşme |
composition deed n.
|
|
121 |
Law |
borçlu ile alacaklılar arasında yapılan sözleşme |
composition deed n.
|
|
122 |
Law |
getirilen sınırlama ile kamuya sağlanan yarar arasında denge bulunması |
balance of convenience n.
|
|
123 |
Law |
haksız fiilden doğan tazminat hakkı ile ilgili taraflar arasında varılan anlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi |
accord and satisfaction n.
|
|
124 |
Law |
(özel bir teşebbüs ile bir devlet kurumu veya yetkilisi arasında yapılan) rant anlaşması |
sweetheart agreement n.
|
|
125 |
Law |
20 yıl ile müebbet arasında bir ceza |
20-years-to-life n.
|
|
126 |
Law |
(özel bir teşebbüs ile bir devlet kurumu veya yetkilisi arasında yapılan) rant anlaşması |
sweetheart deal n.
|
|
127 |
Law |
konut derneği gibi devlet onaylı bir makam ile kiracı arasında yapılan anlaşma |
assured tenancy [brit] n.
|
|
128 |
Law |
fail ile olay yeri arasında bağlantı kurma durumu |
cold hit n.
|
|
129 |
Law |
londra'daki yüksek mahkeme'de 11 ocak ile paskalya'dan önceki çarşamba arasında gerçekleştirilen oturum |
hilary term [uk] n.
|
|
130 |
Law |
hükümdar ile tebaası arasında karşılıklı faydaya dayalı ilişki |
liegance n.
|
|
131 |
Law |
hükümdar ile tebaası arasında bulunan karşılıklı faydaya dayalı ilişki |
liegiancy n.
|
|
132 |
Law |
hükümdar ile tebaası arasında karşılıklı faydaya dayalı ilişki |
ligeance n.
|
|
Politics |
|
133 |
Politics |
suçlu veya terörist ile yetkililer arasında, rehinelerin bırakılması ve teslim olma konusunda yapılan pazarlık |
negotiations n.
|
|
134 |
Politics |
diplomatlar arasında kura ile önceliğe karar verme işlemleri |
alternats n.
|
|
135 |
Politics |
mısır'da kızıldeniz ile nil nehri arasında yaşayan etnik bir grup |
ababda n.
|
|
136 |
Politics |
mısır'da kızıldeniz ile nil nehri arasında yaşayan etnik bir grup |
ababde n.
|
|
137 |
Politics |
birleşik arap cumhuriyeti ile yemen arasında 1958-61 arasında kurulmuş birlik |
united arab states n.
|
|
138 |
Politics |
gerici ve muhafazakar bakış açısı ile liberal ve radikal bakış açısı arasında kalan politik görüş |
middle n.
|
|
139 |
Politics |
hükümetler arasında veya hükümet ile muharip komutan arasında neticeye vardırılan temel anlaşma |
host-nation support agreement n.
|
|
Institutes |
|
140 |
Institutes |
teknoloji alanında eğitim ile ilgili olarak üniversiteler ve firmalar arasında işbirliği programı |
community programme in education and training for technology n.
|
|
Industry |
|
141 |
Industry |
işveren ile çalışanlar veya sendikaları arasında yapılan, enflasyon artışına paralel ücret artışı yapılmasını ön gören anlaşma |
threshold agreement n.
|
|
142 |
Industry |
doğal haliyle 55° ile 65° c arasında, saf haliyle 79° c'de eriyen madensel bir parafin mumu |
mineral tallow n.
|
|
143 |
Industry |
doğal haliyle 55° ile 65° c arasında, saf haliyle 79° c'de eriyen madensel bir parafin mumu |
hatchettine n.
|
|
144 |
Industry |
doğal haliyle 55° ile 65° c arasında, saf haliyle 79° c'de eriyen madensel bir parafin mumu |
hatchettite n.
|
|
145 |
Industry |
özel sektör tecrübesi bulunan çalışanların devlet kademesinde kendi alanlarında çalışarak ve özel sektör ile kamu arasında iş akışı sağlayarak sektörü kamuda geliştirmeye çalıştığı durum |
revolving door n.
|
|
146 |
Industry |
iki boru arasında yer alan ve birleştirici flanşlar yardımı ile tutturulmuş mafsal |
flange joint n.
|
|
Tourism |
|
147 |
Tourism |
birleşik krallık ile hindistan alt kıtası veya avustralya arasında veyahut birleşik krallık ile güney afrika arasında yapılan kara seyahati |
overland n.
|
|
Technical |
|
148 |
Technical |
0,5 cm ile 30,000 m arasında dalga boyuna sahip elektromanyetik bir dalga |
radio- n.
|
|
149 |
Technical |
herhangi bir radyasyon kaynağı ile bir detektör arasında bulunan obje |
absorber n.
|
|
150 |
Technical |
lastiğin dış yapısı ile iç yapısı arasında kalan yüzey |
undertread interface n.
|
|
151 |
Technical |
odalar arasında hava ile yayılan ses yalıtımı |
airborne sound insulation between rooms n.
|
|
152 |
Technical |
püskürtme pompası ile enjektör arasında bulunan dikişsiz boru |
injection pipe n.
|
|
153 |
Technical |
uçuşta esas baş ile yol arasında rüzgarın neden olduğu fark |
drift n.
|
|
154 |
Technical |
(borular arasında) boru bileziği ile oluşturulan bağlantı |
union joint n.
|
|
155 |
Technical |
basınçlı kesonun çalışma odası ile dış kısmı arasında yer alan hazne |
man lock n.
|
|
156 |
Technical |
mikroskobik incelemede preparat ile lamel arasında yer alan ve içinde numunenin süspansiyon halinde durduğu madde |
mountant n.
|
|
157 |
Technical |
iğnenin ucu gerçek kuzeyin doğusunu veya batısını gösterdiğinde manyetik iğne ile coğrafi meridyen arasında oluşan açı |
declination n.
|
|
158 |
Technical |
(titreşim kaynağı ile sistemin bir bölümü arasında) transdüser işlevi gören cihaz |
pickup n.
|
|
159 |
Technical |
çark dişinin alt kısmı ile diş açıklığı dairesi arasında kalan bölüm |
flank n.
|
|
160 |
Technical |
yapı olarak su gazı ile hava gazı arasında olan gaz çeşidi |
semiwater gas n.
|
|
161 |
Technical |
(karma yapı elemanlarında) kesme gerilimini metal ile beton arasında transfer eden lehimlenmiş cıvata |
shear stud n.
|
|
162 |
Technical |
(şişe gövdesi ile boynu arasında) boğum |
shoulder n.
|
|
163 |
Technical |
düz anahtarın bombeli bölümü ile dişli bölümü arasında kalan yeri |
shoulder n.
|
|
164 |
Technical |
rayların arasında oluklu boruların yer aldığı ve trenin boru içerisindeki hava basıncı ile hareket ettiği bir demiryolu sistemi |
pneumatic railway n.
|
|
Computer |
|
165 |
Computer |
lan'dan wan'a arayüz senaryosunda 10 gigabit eternet ekipmanı ile sonet uzak mesafe ekipmanı arasında uyumluluğu sağlayan bir protokol alt katmanı |
wis n.
|
|
166 |
Computer |
elektronik mantık devresinde bir ile sıfır arasında gösterilen gerilim düzeyi |
logic level n.
|
|
167 |
Computer |
merkezi işlem birimi ile ilişkili yazılımın birkaç uçbirim arasında paylaşılması |
shared logic n.
|
|
168 |
Computer |
satır yüksekliği 0 ile 409 arasında olmalıdır |
row height must be between 0 and 409 expr.
|
|
Telecom |
|
169 |
Telecom |
uzun mesafeler arasında bilgi iletiminde teknolojik araçların kullanımı ile ilgilenen bilim dalı |
telematics n.
|
|
Electric |
|
170 |
Electric |
iletken ile metal arasında ani elektriksel boşalma |
sideflash n.
|
|
Textile |
|
171 |
Textile |
13 ile 16. yüzyıl arasında kıyafetlerde kullanılan siyah veya kahverengi yünlü bir kumaş |
burnet n.
|
|
172 |
Textile |
bedeni 7 ile 14 arasında olan giysi |
girls n.
|
|
173 |
Textile |
(pamuk üretiminde) kaba fitil makinesi ile büküm tezgahı arasında kullanılan bir makine |
intermediate n.
|
|
174 |
Textile |
elbise veya kumaşın dikiş hattı ile dış kenarları arasında kalan ve genelde içe katlanan bölümü |
seam n.
|
|
Architecture |
|
175 |
Architecture |
surun alt kısmı ile hendeğin dik kısmı arasında kalan dar boşluk |
relais n.
|
|
176 |
Architecture |
saçaklıktaki iki sütun arasında yer alan ve bir adet triglif ile iki adet metope içeren mesafe |
monotriglyph n.
|
|
177 |
Architecture |
bodrum duvarının süpürgelik ile taban arasında kalan kısmı |
dado n.
|
|
178 |
Architecture |
cella ile sıra sütun arasında kalan açıklık |
pteron n.
|
|
179 |
Architecture |
(ingiliz katedralinde) çapraz sahın ile papazlar meclisi binası veya başrahibin evi arasında bulunan dar geçit |
slype n.
|
|
Dyeing |
|
180 |
Dyeing |
orta ton mavi ile lacivert arasında bir renk |
lapis n.
|
|
181 |
Dyeing |
koyu mavi ile yeşilimsi mavi arasında bir renk tonu |
venetian blue n.
|
|
182 |
Dyeing |
yeşil ile mavi arasında değişen bir renk |
peacock n.
|
|
183 |
Dyeing |
yeşil ile mavi arasında değişen bir renk |
paon n.
|
|
184 |
Dyeing |
soluk turuncumsu bir sarı ile sarımsı gri arasında değişen bir renk |
bisque n.
|
|
185 |
Dyeing |
mor ile mavi arasında değişen bir renk |
cornflower n.
|
|
186 |
Dyeing |
mor ile mavi arasında değişen bir renk |
cornflower blue n.
|
|
187 |
Dyeing |
kahverengimsi turuncu ile açık kahve arasında bir renk tonu |
maya n.
|
|
188 |
Dyeing |
açık kahverengi ile sarımsı kahverengi arasında bir renk tonu |
muffin n.
|
|
Furniture |
|
189 |
Furniture |
1680 ile 1725 yılları arasında orleans dükü'nün dönemine özgü karakteristik mobilya tarzı ile ilgili |
regence adj.
|
|
Automotive |
|
190 |
Automotive |
ford'un 1908 ile 1927 yılları arasında ürettiği t model otomobil |
tin lizzie n.
|
|
191 |
Automotive |
ford'un 1908 ile 1927 yılları arasında ürettiği t model otomobil |
ford model t n.
|
|
192 |
Automotive |
ford'un 1908 ile 1927 yılları arasında ürettiği t model otomobil |
flivver n.
|
|
193 |
Automotive |
vites kutusu ile diferansiyel pinyonu arasında açık şaftlı bağlantı |
hotchkiss drive n.
|
|
194 |
Automotive |
zemin ile otomobilin şasisi arasında bulunan boşluk |
freeboard n.
|
|
Transportation |
|
195 |
Transportation |
yolcu terminali ile taşıta binme alanı arasında bulunan ve genellikle üzerinde numara olan geçit |
gate n.
|
|
Traffic |
|
196 |
Traffic |
demiryolu taban zemininin balast kenarı ile hendek boşluğu arasında yer alan bölümü |
shoulder n.
|
|
Railway |
|
197 |
Railway |
londra ile manş tüneli arasında sefer yapan yüksek hızlı tren hattı |
hs1 [uk] n.
|
|
Aeronautic |
|
198 |
Aeronautic |
lastiğin dış yapısı ile iç yapısı arasında kalan yüzey |
under tread interface n.
|
|
199 |
Aeronautic |
tekerlek ile kenar arasında kalan açıklık |
wheel-to-edge clearance n.
|
|
200 |
Aeronautic |
uçakların park etme yolcu veya yük alma ile pist arasında hareket ettikleri düzeltilmiş zemin |
taxi way n.
|
|
201 |
Aeronautic |
yolcuların ve havaalanı personelinin dışarıya çıkmadan havaalanı terminal kapısı ile hava taşıtı arasında yürümesine olanak sağlayan araç |
passenger boarding bridge n.
|
|
202 |
Aeronautic |
yolcuların ve havaalanı personelinin dışarıya çıkmadan havaalanı terminal kapısı ile hava taşıtı arasında yürümesine olanak sağlayan araç |
boarding bridge n.
|
|
Marine |
|
203 |
Marine |
gemi ile köprü arasında komut iletmek için kullanılan aparat |
telegraph n.
|
|
204 |
Marine |
gemi ile sahil arasında mal taşıyan tekne |
tender n.
|
|
205 |
Marine |
donatıcı ile kiracı arasında anlaşmaya varılan ve geminin yüklemeye hazır olacağı en geç tarihi |
canceling date n.
|
|
206 |
Marine |
gel-git bölgesi ile kıta sahanlığı arasında kalan derinlik |
neritic zone n.
|
|
207 |
Marine |
gemilerde su hattı ile geminin en yüksek noktası arasında kalan dikey mesafe |
air-draft n.
|
|
208 |
Marine |
gemiye yükün yüklendiği an ile gemiden yükün boşaltıldığı an arasında geçen dönem |
tackle to tackle n.
|
|
209 |
Marine |
kaptan ile gemi mürettebatı arasında yapılan sözleşme |
articles of agreement n.
|
|
210 |
Marine |
gemilerde su hattı ile geminin en yüksek noktası arasında kalan dikey mesafe |
air-draught n.
|
|
211 |
Marine |
(teknede) çene hattı ile su hattı arasında bulunan bölüm |
counter n.
|
|
212 |
Marine |
normal su seviyesi ile yüzen kütle arasında kalan mesafe |
freeboard n.
|
|
213 |
Marine |
dümen ile dümen müşiri arasında bağlantı kuran hat |
spurling-line n.
|
|
214 |
Marine |
(geminin halatını) çözülürken bükülmemesi ve kirlenmemesi için katmanlar arasında zikzak şeklinde ve kropi bağı ile döndürerek sarmak |
fake v.
|
|
215 |
Marine |
(geminin halatını) çözülürken bükülmemesi ve kirlenmemesi için katmanlar arasında zikzak şeklinde ve kropi bağı ile döndürerek sarmak |
flake v.
|
|
216 |
Marine |
(gemi, kara) ufuk ile sahil orta hattı arasında kalan deniz alanında bulunan |
in the offing adj.
|
|
Medical |
|
217 |
Medical |
anne kanı ile fetal kan arasında rh uyuşmazlığı nedeniyle yeni doğan çocukta ortaya çıkan patolojik durum |
erythroblastosis fetalis n.
|
|
218 |
Medical |
deri yüzeyi ile vücut boşlukları arasında oluşan anormal kanal |
fistula n.
|
|
219 |
Medical |
kalbi saran zar ile kalp arasında toplanan sıvının boşaltılması |
periocardiocentesis n.
|
|
220 |
Medical |
safra kesesi ile on iki parmak bağırsağı arasında cerrahi bağlantı oluşturulması |
cholecystoduodenostomy n.
|
|
221 |
Medical |
safra kesesi ile mide arasında cerrahi bağlantı oluşturulması |
cholecystogastrostomy n.
|
|
222 |
Medical |
ana safra kanalı ile jejunum arasında cerrahi bağlantı oluşturulması |
choledochojejunostomy n.
|
|
223 |
Medical |
optik sinirin retina ile görme çaprazı arasında kalan bölümü |
optic n.
|
|
224 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile körbağırsak arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileocecostomy n.
|
|
225 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile kalın bağırsak arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileocolostomy n.
|
|
226 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile kalın bağırsak arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileoproctostomy n.
|
|
227 |
Medical |
ince bağırsağın alt ucu ile kalın bağırsağın son ucu arasında açıklık oluşturma ameliyatı |
ileosigmoidostomy n.
|
|
228 |
Medical |
onikiparmak bağırsağı ile bağırsak yolunun başka bir bölümü arasında ameliyatla kanal oluşturma |
duodenoenterostomy n.
|
|
229 |
Medical |
onikiparmak bağırsağı ile boş bağırsak arasında yapay bağlantı oluşturma |
duodenojejunostomy n.
|
|
230 |
Medical |
onikiparmak bağırsağı ile bağırsak yolunun başka bir bölümü arasında ameliyatla kanal oluşturma |
duodenostomy n.
|
|
231 |
Medical |
gnatik indeksi 98 ile 103 arasında olan, orta büyüklükte hafif çıkık çeneli |
mesognathous adj.
|
|
Anatomy |
|
232 |
Anatomy |
kafatasında poryonlar ile bregma arasında oluşan dikey kesit |
auricular height n.
|
|
233 |
Anatomy |
mide ile karın boşluğunun dorsal duvarı arasında yer alan karın zarı kıvrımı |
mesogaster n.
|
|
234 |
Anatomy |
karaciğer ile karın boşluğunun dorsal duvarı arasında yer alan karın zarı kıvrımı |
mesohepar n.
|
|
235 |
Anatomy |
burun boşluğu ile yutak arasında yer alan açıklık |
posterior naris n.
|
|
236 |
Anatomy |
burun boşluğu ile ağız arasında yer alan açıklık |
posterior naris n.
|
|
237 |
Anatomy |
ayak başparmağının bulunduğu tarafta, aşık kemiği ile piramit kemikleri arasında yer alan yedi ayak bileği kemiğinden biri |
scaphoid n.
|
|
238 |
Anatomy |
ayak başparmağının bulunduğu tarafta, aşık kemiği ile piramit kemikleri arasında yer alan yedi ayak bileği kemiğinden biri |
scaphoid bone n.
|
|
239 |
Anatomy |
(birçok iki yaşamlı ve sürüngen ile bazı kuşlarda) nazal septum ve üst çene kemiği arasında yer alan küçük bir kemik |
septomaxillary n.
|
|
240 |
Anatomy |
(atlarda) topuk eklemi ile üzerindeki arasında kalan bölüm |
shank n.
|
|
241 |
Anatomy |
üçüncü ventrikül ile merkezi omurilik kanalı arasında yer alan düzensiz bir ventrikül |
fourth ventricle n.
|
|
242 |
Anatomy |
beyinde ön medüller velumun üst yüzeyi ile dördüz cisimler arasında ince bir şerit halinde bulunan beyaz bir madde |
frenulum n.
|
|
243 |
Anatomy |
burun ile üst dudak arasında yer alan bölüm |
subnasal n.
|
|
244 |
Anatomy |
retina ile çizgili korteks arasında yer alan görme merkezi |
superior colliculus n.
|
|
245 |
Anatomy |
sinirsel yay ile omurun merkezinin arasında olan |
neuro-central adj.
|
|
246 |
Anatomy |
kafatasının eni ile boyu arasındaki oranı 76 ile 81 arasında olan |
mesaticephalic adj.
|
|
247 |
Anatomy |
kafatasının eni ile boyu arasındaki oranı 76 ile 81 arasında olan |
mesaticephalous adj.
|
|
248 |
Anatomy |
orbital indeksi 83 ile 89 arasında olan hafif yuvarlak göz çukurlarına sahip |
mesoconch adj.
|
|
249 |
Anatomy |
şekli eşkenar dörtgen ile oval arasında olan |
rhomboid-ovate adj.
|
|
250 |
Anatomy |
hyoid kemik ile alt çene arasında |
hyomental adj.
|
|
251 |
Anatomy |
hyoid kemik ile göğüs kemiği arasında |
hyosternal adj.
|
|
252 |
Anatomy |
hyoid kemik ile alt çene arasında yer alan |
suprahyoid adj.
|
|
Psychology |
|
253 |
Psychology |
dışa dönüklük ile içe dönüklük arasında kurulan denge |
ambiversion n.
|
|
254 |
Psychology |
uyarıcı ile tepki arasında geçen zaman |
latent time n.
|
|
255 |
Psychology |
(fizyolojide) uyarıcı ile tepki arasında geçen zaman |
latent time n.
|
|
256 |
Psychology |
anne ile bebek arasında doğumdan itibaren gelişen bağlanma |
maternal-infant bonding n.
|
|
257 |
Psychology |
dışa dönüklük ile içe dönüklük arasında dengeli olan |
ambiversive adj.
|
|
Physiology |
|
258 |
Physiology |
santrifüjden geçen kanda kırmızı kan hücreleri ile kan plazması arasında kalan sarımsı katman |
buff coat n.
|
|
259 |
Physiology |
kardiyak diyastolün ventrikülün dolması ile auriküler kasılmanın başlaması arasında gerçekleşen dinlenme fazı |
diastasis n.
|
|
260 |
Physiology |
(nabız dalgası) dikrotik dalga ile eğrinin tepe noktası arasında yer alan |
predicrotic adj.
|
|
Food Engineering |
|
261 |
Food Engineering |
kalite derecesi standart ile yeterli arasında olan (sığır eti) |
commercial adj.
|
|
Gastronomy |
|
262 |
Gastronomy |
hamburger köftesi, eritilmiş peynir ve iki dilim ekmek arasında karamelize soğan ile servis edilen bir burger |
patty melt n.
|
|
263 |
Gastronomy |
alkol oranı yüzde 80 ile 95 arasında değişen hafif aromalı bir viski |
light whiskey n.
|
|
264 |
Gastronomy |
öğle ile akşam yemeği arasında yenen atıştırma |
dunch n.
|
|
265 |
Gastronomy |
hacminin yüzde üçü ile beşi arasında şeker içeren (şampanya) |
sec adj.
|
|
Math |
|
266 |
Math |
kapsadığı element ile kendisi arasında ilişkili olma |
reflexiveness n.
|
|
267 |
Math |
kapsadığı element ile kendisi arasında ilişkili olma |
reflexivity n.
|
|
268 |
Math |
kesişen iki düz çizgi ile veya arasında oluşan |
included adj.
|
|
Geometry |
|
269 |
Geometry |
düz çizgi ile eğri arasında oluşan açı |
mixed angle n.
|
|
270 |
Geometry |
180 ile 360 derece arasında olan (açı) |
reflex adj.
|
|
Physics |
|
271 |
Physics |
ışığın veya radyo sinyallerinin dünya ile bir gök cismi arasında seyahat etmesi için geçen süre |
one-way light time n.
|
|
272 |
Physics |
(nötron) enerjisi 100 ile 100000 elektronvolt arasında olan |
intermediate adj.
|
|
Chemistry |
|
273 |
Chemistry |
ham yağ ile asfalt arasında akışmaz mineral katran |
maltene n.
|
|
274 |
Chemistry |
anyonların bir katı ile bir çözelti arasında eşit olarak yer değiştirdiği kimyasal işlem |
anion exchange n.
|
|
275 |
Chemistry |
boyutu bir mikron ile bir milyon milimikron arasında olup kömür ve bazı şistlerde bulunan organik bir koloidal parçacık |
micell n.
|
|
276 |
Chemistry |
çapı 0.2 mikron ile 10 mikron arasında olan kollodial parçacık |
micron n.
|
|
277 |
Chemistry |
aynı kaptaki birbirine karışmayan sıvılar arasında yer alan ara yüzey ile ilişkili |
dineric adj.
|
|
Biology |
|
278 |
Biology |
mantar ile alg arasında bulunan ve sonucunda liken oluşturdukları simbiyotik ilişki |
lichenism n.
|
|
279 |
Biology |
göl tabanının kıyı şeridi ile köklenmiş bitki örtüsü arasında kalan bölüm |
paralimnion n.
|
|
280 |
Biology |
(böcek metamorfozu) yavruluk ile yetişkinlik aşamaları arasında pupa aşaması olmayan |
incomplete adj.
|
|
Marine Biology |
|
281 |
Marine Biology |
kaplumbağanın yuvası ile su kütlesi arasında bıraktığı iz |
turtle crawl n.
|
|
282 |
Marine Biology |
balığın kafa ile kuyruk arasında bulunan yüzgeçi |
dorsal fin n.
|
|
283 |
Marine Biology |
tatlı su ile deniz suyu arasında kalan bir çeşit su tipi |
brackish water n.
|
|
284 |
Marine Biology |
bazı özellikleri bakımından kum pireleri ile eş-ayaklılar arasında yer alan bir eklembacaklı kabuklular sınıflandırması |
anisopoda n.
|
|
285 |
Marine Biology |
kuzey kaliforniya ile güney alaska arasında kalan bölgede bulunan siyah benekli büyük bir alabalık |
salmon trout (salmo clarki) n.
|
|
286 |
Marine Biology |
kuzey kaliforniya ile güney alaska arasında kalan bölgede bulunan siyah benekli büyük bir alabalık |
cutthroat trout (salmo clarki) n.
|
|
287 |
Marine Biology |
hava kesesi ile sindirim kanalı arasında kanal bulunmayan teleost balığı |
physoclist n.
|
|
288 |
Marine Biology |
balığın gözü ile burun deliği arasında yer alan boşluğa ait veya ilişkin |
loral adj.
|
|
289 |
Marine Biology |
hava kesesi ile sindirim kanalı arasında kanal bulunmayan (teleost balığı) |
physoclist adj.
|
|
290 |
Marine Biology |
hava kesesi ile sindirim kanalı arasında kanal bulunmayan (teleost balığı) |
physoclistic adj.
|
|
Astronomy |
|
291 |
Astronomy |
merkür ile güneş arasında yer alan varsayımsal bir gezegen |
vulcan n.
|
|
292 |
Astronomy |
küçüksuyılanı ile uçanbalık takımyıldızları arasında yer alan ve güney yarım küreden görülebilen bir takımyıldızı |
mensa n.
|
|
293 |
Astronomy |
abd tarafından 1961 ile 1964 arasında yürütülen ve dünya'nın yörüngesine insan göndermeyi amaçlayan tek astronotlu roket uçuşları projesi |
mercury program n.
|
|
294 |
Astronomy |
güney gökkürede yer alan, oğlak ve hintli takımyıldızları arasında görülen ve mikroskop şekli ile temsil edilen bir takımyıldızı |
microscopium n.
|
|
295 |
Astronomy |
kuzey yarıkürede, büyük ayı ile yengeç takımyıldızları arasında yer alan bir takımyıldızı |
lynx n.
|
|
296 |
Astronomy |
ekvatorun koç takımyıldızı ile doğan bir yıldız arasında kalan yayı |
oblique ascension n.
|
|
297 |
Astronomy |
turna biçimi ile simgelenen ve piscis austrinus ile tukan takımyıldızları arasında gözlemlenebilen bir takımyıldızı |
grus n.
|
|
298 |
Astronomy |
dünya ile güneş arasında bulunan gezegen |
inferior planet n.
|
|
299 |
Astronomy |
evrenin erken döneminde baryon ve antipartikülünün madde ile antimadde arasında asimetri yaratan oluşumu |
baryogenesis n.
|
|
300 |
Astronomy |
büyüklüğü 2.51 ile 3.50 arasında olan (yıldız) |
third adj.
|
|
301 |
Astronomy |
ay ile dünyanın arasında |
cislunar adj.
|
|
302 |
Astronomy |
ay ile dünyanın arasında |
sublunar adj.
|
|
303 |
Astronomy |
(gezegen) dünya ile güneş arasında bulunan |
inferior adj.
|
|
304 |
Astronomy |
ay ile dünyanın arasında |
sublunary adv.
|
|
Zoology |
|
305 |
Zoology |
hayvanda sperm hücresinin çekirdek ile flagellum arasında kalan kısmı |
neckpiece n.
|
|
306 |
Zoology |
hayvanda sperm hücresinin çekirdek ile flagellum arasında kalan kısmı |
middle piece n.
|
|
307 |
Zoology |
gevişgetiren hayvanların midesinin börkenek ile şırdan arasında yer alan üçüncü bölümü |
maniplies n.
|
|
308 |
Zoology |
bir ile iki yaş arasında erkek keçi |
buckling n.
|
|
309 |
Zoology |
birçok memelinin göğüs kemiği ile her bir köprücük kemiğinin arasında yer alan interartiküler kıkırdak veya kemik |
omosternum n.
|
|
Botanic |
|
310 |
Botanic |
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlamış bitki |
tropophyte n.
|
|
311 |
Botanic |
yüksekliği 2 metre ile 8 metre arasında olan çalı veya ağaç |
microphanerophyte n.
|
|
312 |
Botanic |
13 ile 16. yüzyıl arasında kıyafetlerde kullanılan siyah veya kahverengi yünlü kumaş |
burnet n.
|
|
313 |
Botanic |
özellikleri kiraz ile vişne arasında değişen çeşitli kültür vişnelerine verilen ad |
duke n.
|
|
314 |
Botanic |
özellikleri kiraz ile vişne arasında değişen çeşitli kültür vişnelerine verilen ad |
duke cherry n.
|
|
315 |
Botanic |
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan |
tropophilous adj.
|
|
316 |
Botanic |
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan |
tropophytic adj.
|
|
317 |
Botanic |
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan |
tropophil adj.
|
|
318 |
Botanic |
yaprak sapı ile gövde arasında bulunan |
intrapetiolar adj.
|
|
Breeding |
|
319 |
Breeding |
ağırlığı 83 ile 101 kg arasında olan, domuz pastırmasının kesildiği bir domuz türü |
baconer n.
|
|
Fishery |
|
320 |
Fishery |
balık miktarı belirtmek için kullanılan ve 500 ile 650 adet arasında değişen çeşitli birimler |
maze [uk] n.
|
|
321 |
Fishery |
olta iğnesinin deliği ile kavisi arasında kalan bölüm |
shank n.
|
|
Social Sciences |
|
322 |
Social Sciences |
1980 ile 2000 yılları arasında doğmuş kuşak |
millennials n.
|
|
323 |
Social Sciences |
malavi gölü'nün batı ve güney kıyıları ile aşağı zambezi nehri arasında kalan bölgede yaşayan afrika halkına mensup kimse |
maravi n.
|
|
324 |
Social Sciences |
aydın kültürü ile kültürsüzlük seviyeleri arasında yer alan, orta seviyeli ve kolay ulaşılabilir sanatsal ve fikirsel kültür |
midcult n.
|
|
325 |
Social Sciences |
sürekli değişim geçirip unsurları arasında dengesizlik bulunan bir sistem veya kültür ile ilişkili |
dynamic adj.
|
|
Literature |
|
326 |
Literature |
kurgusal dünya ile gerçek dünya arasında geçisin yapıldığı bir anlatı şekli |
metalepses n.
|
|
327 |
Literature |
kurgusal dünya ile gerçek dünya arasında geçisin yapıldığı bir anlatı şekli |
metalepsis n.
|
|
Linguistics |
|
328 |
Linguistics |
1200 ile 1500 arasında kullanılan aşağı almanca |
middle low german n.
|
|
329 |
Linguistics |
1150 ile 1500 yılları arasında kullanılan galce |
middle welsh n.
|
|
330 |
Linguistics |
kanada ile grönland arasında konuşulan bir eskimo lehçe grubu |
inuit n.
|
|
331 |
Linguistics |
bir dilin veya edebiyatın eski ile yeni veya modern dönemleri arasında bulunan dönemini oluşturan |
middle adj.
|
|
332 |
Linguistics |
işaret ile gönderge arasında nedensel bir bağ olduğu durumlarda göndergeye işaret eden |
indexable adj.
|
|
History |
|
333 |
History |
14 ile 16. yüzyıllar arasında kullanılmış ticaret gemisi |
carac n.
|
|
334 |
History |
14 ile 16. yüzyıllar arasında kullanılmış ticaret gemisi |
carack n.
|
|
335 |
History |
14 ile 16. yüzyıllar arasında kullanılmış bir ticaret gemisi |
carrick n.
|
|
336 |
History |
15 ile 16. yüzyıllar arasında kullanılmış ticaret gemisi |
carryk n.
|
|
337 |
History |
yunanistan'ı fethetmeye çalışan persler ile yunan ordusu arasında geçen, m.ö. 480'de gerçekleşen meşhur bir savaş |
thermopylae n.
|
|
338 |
History |
yunanistan'ı fethetmeye çalışan persler ile yunan ordusu arasında geçen, m.ö. 480'de gerçekleşen meşhur bir savaş |
battle of thermopylae n.
|
|
339 |
History |
ingiliz-anzak-kanada-güney afrika birleşik ordusu ile alman ordusu arasında yaşanan, 1. dünya harbinin en çetin savaşlarından biri |
ypres n.
|
|
340 |
History |
ingiliz-anzak-kanada-güney afrika birleşik ordusu ile alman ordusu arasında yaşanan, 1. dünya harbinin en çetin savaşlarından biri |
battle of ypres n.
|
|
341 |
History |
indus ve ganj ırmakları çevresinde mö 3000 ile ms 500 arasında süren medeniyet ve dilleri |
indic n.
|
|
342 |
History |
ingiliz-anzak-kanada-güney afrika birleşik ordusu ile alman ordusu arasında yaşanan 1. dünya harbinin en çetin savaşlarından birisi |
third ypres n.
|
|
343 |
History |
ingiliz-anzak-kanada-güney afrika birleşik ordusu ile alman ordusu arasında yaşanan 1. dünya harbinin en çetin savaşlarından birisi |
battle of passchendaele n.
|
|
344 |
History |
ingiliz-anzak-kanada-güney afrika birleşik ordusu ile alman ordusu arasında yaşanan 1. dünya harbinin en çetin savaşlarından birisi |
the third battle of ypres n.
|
|
345 |
History |
ingiliz-anzak-kanada-güney afrika birleşik ordusu ile alman ordusu arasında yaşanan 1. dünya harbinin en çetin savaşlarından birisi |
passchendaele n.
|
|
346 |
History |
14 ile 16. yüzyıllar arasında kullanılmış bir ticaret gemisi |
carrack n.
|
|
347 |
History |
3 mart 1878 tarihinde osmanlı imparatorluğu ile rusya arasında imzalanmış antlaşma |
treaty of san stefano n.
|
|
348 |
History |
mısır ve suriye ile israil arasında yapılmış bir savaş |
arab-israeli war n.
|
|
349 |
History |
mısır ve suriye ile israil arasında yapılmış bir savaş |
yom kippur war n.
|
|
350 |
History |
nehir limanları ile yük gemileri arasında tekneyle kömür taşıyan kimse |
keeler n.
|
|
351 |
History |
1939-40 kışında finlandiya ile sscb arasında gerçekleşen bir savaş |
winter war n.
|
|
352 |
History |
1846 ile 1848 yılları arasında abd ile meksika arasında yapılan bir savaş |
mexican war n.
|
|
353 |
History |
abd'deki kölelik savunucuları ile kölelik karşıtları arasında 1820'de imzalanan bir anlaşma |
missouri compromise n.
|
|
354 |
History |
fransa'da 1640 ile 1795 yılları arasında basılmış altın sikke |
louis dor n.
|
|
355 |
History |
fransa'da 1640 ile 1795 yılları arasında basılmış altın sikke |
louis d'or n.
|
|
356 |
History |
1814 yılında ingilizler ile amerikanlar arasında gerçekleşen savaş |
lundys lane n.
|
|
357 |
History |
1814 yılında ingilizler ile amerikanlar arasında gerçekleşen savaş |
lundy's lane n.
|
|
358 |
History |
1801 yılında fransa ile avusturya arasında imzalanan bir antlaşma |
lunéville n.
|
|
359 |
History |
1898'de ingiliz ve mısır ordusu ile sudanlılar arasında olan bir savaş |
omdurman n.
|
|
360 |
History |
(1799 ile 1804 yılları arasında) fransa'da eyalet başkanı |
consul n.
|
|
361 |
History |
1567 ile 1574 yılları arasında ispanya'da dini ve siyasi ayaklanmaların bastırılması için toplanan bir konsey |
council of blood n.
|
|
362 |
History |
(eski adıyla) vistula ile volga nehirleri arasında kalan bölge |
sarmatia n.
|
|
363 |
History |
(oy kullanmayı hak etmeyen iması ile) yaşı 21 ile 30 arasında olan kadın |
flapper [uk] n.
|
|
364 |
History |
(eski adıyla) karadeniz ile aral denizi arasında kalan bölge |
scythia n.
|
|
365 |
History |
mö 3500 ile mö 1700 arasında güney mezopotamya'da hüküm süren eski medeniyet |
sumerian n.
|
|
366 |
History |
mö 2000 ile mö 1400 arasında süren ve girit ile siklat adalarında yerleşik medeniyet |
minoan adj.
|
|
367 |
History |
mö 2500 ile ms 1550 arasında meksika ve guatemala'da hüküm süren medeniyet |
mayan adj.
|
|
368 |
History |
m.ö. 168 ila 35 arasında yahudilerin liderleri ve hükümdarları olan aileden veya bu aile ile ilgili |
asmonean adj.
|
|
369 |
History |
yaklaşık 500 ile 750 yılları arasında hüküm sürmüş ilk frenk hanedanına ait veya ilişkili |
merovingian adj.
|
|
370 |
History |
1200 ile 1500 arasında kullanılan aşağı almanca |
mlg (middle low german) abrev.
|
|
371 |
History |
1200 ile 1500 arasında kullanılan aşağı almanca |
mlg (middle low german) abrev.
|
|
372 |
History |
fransa'da 1640 ile 1795 yılları arasında basılmış altın sikke |
louis (louis d'or) abrev.
|
|
Archaeology |
|
373 |
Archaeology |
günümüz insanı ile büyük insansı maymun arasında özellikler gösteren çeşitli fosil primatlara verilen ad |
man ape n.
|
|
374 |
Archaeology |
eski yunanistan'da korinth körfezi ile saron körfezi arasında yer alan bir yerleşim |
megaris n.
|
|
375 |
Archaeology |
geç musteryen ile orinyasiyen arasında yer alan tarih öncesi kültüre ait |
abri audit adj.
|
|
376 |
Archaeology |
mö. 500-ms. 600 arasında meksika'nın güneyinde görülüp büyük ve gerçekçi taş figürler ve oyma yeşim heykelcik ve süs eşyaları ile karakterize olan bir kültüre ait veya ilgili |
olmec adj.
|
|
Religious |
|
377 |
Religious |
isa mesih'in son akşam yemeği ile ölümü arasında çektiği ıstıraplar |
the passion n.
|
|
378 |
Religious |
ingiltere kilisesi ile anglikan kiliselerine bağlı olmayan protestan kiliseleri arasında büyük farklar olmadığını savunan prensip |
low churchism n.
|
|
379 |
Religious |
ingiltere kilisesi ile anglikan kiliselerine bağlı olmayan protestan kiliseleri arasında büyük farklar olmadığını savunan prensip |
low-churchism n.
|
|
380 |
Religious |
fransa'da protestanlığın yasak olması sebebiyle huguenotların 1715 ile 1802 yılları arasında gizlice ibadet etmek için kullandıkları gözlerden ırak mekan |
desert n.
|
|
381 |
Religious |
sina dağı'nda tanrı ile israil arasında yapılıp museviliğin temeline oluşturan antlaşma |
old testament n.
|
|
382 |
Religious |
cennet ile cehennem arasında olduğuna inanılan dünya |
middle-earth n.
|
|
383 |
Religious |
tanrı ile israilliler arasında yapıldığına inanılan ahit |
covenant n.
|
|
Philosophy |
|
384 |
Philosophy |
bazı felsefe ve dini inanç sistemlerinde fiziksel dünya ile arasında insan ruhu ve bedeni arasındaki ilişkinin aynısına sahip olduğu düşünülen bir ruhani öz |
world soul n.
|
|
Environment |
|
385 |
Environment |
boyutu gölet ile göl arasında olan su kaynağı |
pell [dialect] [uk] n.
|
|
Geography |
|
386 |
Geography |
peru ile şili arasında uzun süren bir ihtilafa neden olan şehir |
tacna n.
|
|
387 |
Geography |
rusya'nın sahalin adaları ile japonya'nın hokkaido adaları arasında bulunan su kanalı |
la pérouse strait n.
|
|
388 |
Geography |
güneybatı isviçre ile fransa arasında, üzerinden rhone nehrinin geçtiği göl |
lake geneva n.
|
|
389 |
Geography |
güneybatı isviçre ile fransa arasında, üzerinden rhone nehrinin geçtiği göl |
lake leman n.
|
|
390 |
Geography |
ontario ve michigan arasında, huron gölü ve erie gölü ile bağlantılı olan göl |
lake saint clair n.
|
|
391 |
Geography |
ontario ve michigan arasında, huron gölü ve erie gölü ile bağlantılı olan göl |
lake st. clair n.
|
|
392 |
Geography |
iran'ın türkiye'ye bakan batı sınırı ile kuzeyindeki tebriz arasında yer alan sığ tuzlu göl |
lake urmia n.
|
|
393 |
Geography |
nicoya yarımadası ile kosta rika'nın kuzeybatısı arasında, pasifik okyanusu'nun girişinde yer alan körfez |
nicoya gulf n.
|
|
394 |
Geography |
yeryüzünün kuzey kutup dairesi ile kuzey kutbu arasında kalan kısmı |
north frigid zone n.
|
|
395 |
Geography |
büyük britanya ile kuzeybatı avrupa arasında yer alan atlantik okyanusu'nun bir kolu |
north sea n.
|
|
396 |
Geography |
yeryüzünün yengeç dönencesi ile kuzey kutup dairesi arasında kalan bölümü |
north temperate zone n.
|
|
397 |
Geography |
orta afrika'da uganda ile demokratik kongo cumhuriyeti arasında iki zirveli bir dağ |
ngaliema n.
|
|
398 |
Geography |
orta afrika'da uganda ile demokratik kongo cumhuriyeti arasında iki zirveli bir dağ |
ngaliema mountain n.
|
|
399 |
Geography |
akabe körfezi ile kızıldeniz arasında bir boğaz |
tiran n.
|
|
400 |
Geography |
akabe körfezi ile kızıldeniz arasında bir boğaz |
strait of tiran n.
|
|
401 |
Geography |
avustralya ile yeni gine arasında bir boğaz |
torres strait n.
|
|
402 |
Geography |
kutup daireleri ile kutuplar arasında uzanan soğuk kuşaklar |
temperate zone n.
|
|
403 |
Geography |
hint okyanusu'nun hindistan ile arabistan arasında kalan kuzeybatı kolu |
arabian sea n.
|
|
404 |
Geography |
kazakistan ile özbekistan arasında, hazar denizi'nin doğusunda bulunan bir göl |
aral sea n.
|
|
405 |
Geography |
kazakistan ile özbekistan arasında, hazar denizi'nin doğusunda bulunan bir göl |
aralskoye more n.
|
|
406 |
Geography |
afganistan ile jammu ve keşmir arasında kalan pakistan eyaleti |
north-west frontier province n.
|
|
407 |
Geography |
pasifik okyanusu'nun endonezya ile yeni gine arasında kalan bölümü |
ceram sea n.
|
|
408 |
Geography |
güneybatı asya'da pakistan ile hindistan arasında kalan bölge |
cashmere n.
|
|
409 |
Geography |
kuzeybatı rusya'da barents denizi ile beyaz deniz arasında kalan bir yarımada |
kola peninsula n.
|
|
410 |
Geography |
güney kore ile güneybatı japonya arasında bulunan, japon denizi ile doğu çin denizi'ni bağlayan boğaz |
korean strait n.
|
|
411 |
Geography |
doğu rusya'nın kuzeyindeki taymir yarımadası ile yeni sibirya adaları arasında yer alan, kuzey buz denizi'nin yılın çoğunda buzlarla kaplı olan bölümü |
laptev sea n.
|
|
412 |
Geography |
güney amerika'nın güney ucu ile tierra del fuego arasında yer alıp güney atlas okyanusu ile büyük okyanusu birbirinden ayıran boğaz |
magellan n.
|
|
413 |
Geography |
güney amerika'nın güney ucu ile tierra del fuego arasında yer alıp güney atlas okyanusu ile büyük okyanusu birbirinden ayıran boğaz |
strait of magellan n.
|
|
414 |
Geography |
hindistan'ın batı kıyısında, deniz ile dağlar arasında uzanan bölge |
malabar n.
|
|
415 |
Geography |
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan boğaz |
malacca n.
|
|
416 |
Geography |
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan ve andaman denizi ile güney çin denizi'ni birbirine bağlayan boğaz |
melaka n.
|
|
417 |
Geography |
sumatra adası ile malakka yarımadası arasında yer alan ve andaman denizi ile güney çin denizi'ni birbirine bağlayan boğaz |
strait of malacca n.
|
|
418 |
Geography |
kuzey brezilya'da amazon ile para nehirleri arasında yer alan bir ada |
marajó n.
|
|
419 |
Geography |
türkiye'nin kuzeybatı kısmında, avrupa ve asya arasında yer alan ve karadeniz'i istanbul boğazı ile ege denizi'ne bağlayan bir iç deniz |
marmara n.
|
|
420 |
Geography |
türkiye'nin kuzeybatı kısmında, avrupa ve asya arasında yer alan ve karadeniz'i istanbul boğazı ile ege denizi'ne bağlayan bir iç deniz |
sea of marmara n.
|
|
421 |
Geography |
kuzeydoğu ingiltere'de, york'un batısında bulunan ve 1644'te parlamento yanlıları ile kral taraftarları arasında bir muharebenin gerçekleştiği düşük rakımlı bir alan |
marston moor n.
|
|
422 |
Geography |
küba ile haiti arasında bulunup atlantik okyanusu ile karayip denizi'ni birbirine bağlayan bir kanal |
windward passage n.
|
|
423 |
Geography |
new jersey'in güneydoğu ucunda, atlas okyanusu ile delaware körfezi arasında yer alan bir yarımada |
may n.
|
|
424 |
Geography |
new jersey'in güneydoğu ucunda, atlas okyanusu ile delaware körfezi arasında yer alan bir yarımada |
may cape n.
|
|
425 |
Geography |
antarktika'daki ross denizi'nin batı kesiminde, ross adası ile victoria toprakları kıyısı arasında yer alan bir koy |
mcmurdo sound n.
|
|
426 |
Geography |
kuzey kanada'nın nunavut eyaletinde, boothia körfezi ile foxe basin arasında yer alan bir yarımada |
melville peninsula n.
|
|
427 |
Geography |
irlanda denizi'nde, anglesey adası ile kuzeybatı galler arasında yer alan bir boğaz |
menai strait n.
|
|
428 |
Geography |
abd'nin doğu kıyısına paralel uzanan apalaş dağları ile kıyı ovası arasında doğal bir kesişim noktası |
fall line n.
|
|
429 |
Geography |
orta avrupa'da romanya ile ukrayna arasında bölünmüş bir bölge |
bucovina n.
|
|
430 |
Geography |
orta avrupa'da romanya ile ukrayna arasında bölünmüş bir bölge |
bukovina n.
|
|
431 |
Geography |
orta avrupa'da romanya ile ukrayna arasında bölünmüş bir bölge |
bukovyna n.
|
|
432 |
Geography |
doğu avrupa'da ukrayna ile polonya arasında bir nehir |
bug n.
|
|
433 |
Geography |
doğu avrupa'da ukrayna ile polonya arasında bir nehir |
western bug n.
|
|
434 |
Geography |
himalayalar'da, nepal ile tibet arasında yer alan ve dünya'nın en yüksek noktası olan zirve |
chomolungma n.
|
|
435 |
Geography |
güney meksika'da, meksiko ile veracruz arasında yer alan ve ülkenin en yüksek zirvesi olma özelliğini gösteren sönmüş bir yanardağ |
mount orizaba n.
|
|
436 |
Geography |
italya ile fransa arasında bir dağ geçidi |
little saint bernard pass n.
|
|
437 |
Geography |
italya ile fransa arasında bir dağ geçidi |
little st bernard pass n.
|
|
438 |
Geography |
bonn ile kuzey denizi arasında yer alan ren nehri bölgesi |
lower rhine n.
|
|
439 |
Geography |
almanya'da elbe gölü ile oder gölü arasında bir bölge |
lusatia n.
|
|
440 |
Geography |
isviçre ile fransa arasında bir göl |
geneva n.
|
|
441 |
Geography |
isviçre ile fransa arasında bir göl |
geneve n.
|
|
442 |
Geography |
lübnan ile suriye arasında kalelerle çevrili bir tepe |
golan n.
|
|
443 |
Geography |
mississippi nehri ile rocky dağları arasında yer alıp kurak ve yaşama elverişsiz olduğu düşünülen bölgeler |
desert n.
|
|
444 |
Geography |
batı alpleri'nin fransa ile italya arasında kalan bölümü |
graian alps n.
|
|
445 |
Geography |
batı afrika'da, gambiya ile angola arasında kalan kıyı şeridinde bir bölge |
guinea n.
|
|
446 |
Geography |
kızıl deniz'in sina yarımadası ile suudi arabistan arasında yer alan kolu |
gulf of akaba n.
|
|
447 |
Geography |
alaska yarımadası ile alexander takımadaları arasında yer alan bir körfez |
gulf of alaska n.
|
|
448 |
Geography |
orta yunanistan ile mora yarımadası arasında bir körfez |
gulf of lepanto n.
|
|
449 |
Geography |
güney çin denizi'nin hindiçin ile malakka yarımadası arasında yer alan kolu |
gulf of siam n.
|
|
450 |
Geography |
güney çin denizi'nin hindiçin ile malakka yarımadası arasında yer alan kolu |
gulf of thailand n.
|
|
451 |
Geography |
abd ile kanada arasında bir göl |
ontario n.
|
|
452 |
Geography |
abd ile kanada arasında bir göl |
ontario lake n.
|
|
453 |
Geography |
mozambik ile madagaskar arasında yer alıp üç ada ile çok sayıdaki adacıktan oluşan bir takımada |
comoro islands n.
|
|
454 |
Geography |
deniz yatağının kıta sahanlığı ile abisal bölge arasında keskin şekilde alçaldığı bölge |
bathyal district n.
|
|
455 |
Geography |
iskoçya ile orkney adaları arasında dar bir kanal |
pentland firth n.
|
|
456 |
Geography |
arjantin ile uruguay arasında bir haliç |
plata n.
|
|
457 |
Geography |
arjantin ile uruguay arasında bir haliç |
river plate n.
|
|
458 |
Geography |
küba ile florida keys arasında yer alan bir deniz yolu |
florida strait n.
|
|
459 |
Geography |
küba ile florida keys arasında yer alan bir deniz yolu |
straits of florida n.
|
|
460 |
Geography |
isveç'in güneyi ile danimarka'nın doğusu arasında bulunan bir boğaz |
oresund n.
|
|
461 |
Geography |
pasifik okyanusu'nun endonezya ile yeni gine arasında kalan bölümü |
seram sea n.
|
|
462 |
Geography |
alaska yarımadası ile kodiak arasında yer alan boğaz |
shelikof strait n.
|
|
463 |
Geography |
singapur adası ile riau adaları arasında yer alan bir boğaz |
singapore strait n.
|
|
464 |
Geography |
jutland ile norveç arasında yer alan geniş bir boğaz |
skagerak n.
|
|
465 |
Geography |
jutland ile norveç arasında yer alan geniş bir boğaz |
skagerrak n.
|
|
466 |
Geography |
mercan denizi'nin papua yeni gine ile solomon adaları arasında kalan bölümü |
solomon sea n.
|
|
467 |
Geography |
michigan'ın güneydoğusu ile ontario arasında bir göl |
st clair n.
|
|
468 |
Geography |
alaska'nın güneydoğusu ile yukon bölgesinin güneybatısı arasında yer alan bir sıradağ |
st elias mountains n.
|
|
469 |
Geography |
montreal ile ontario gölü ağzı arasında kanallar dizisi |
st lawrence seaway n.
|
|
470 |
Geography |
alaska ile yukon bölgesi arasında bir sıradağ |
st. elias mountains n.
|
|
471 |
Geography |
alaska ile yukon bölgesi arasında bir sıradağ |
st. elias range n.
|
|
472 |
Geography |
ingiltere ile hindistan arasında |
anglo-indian adj.
|
|
473 |
Geography |
yatay kapsamı yaklaşık olarak 10 ile 1000 kilometre arasında olan meteorolojik olaylara ait |
mesoscale adj.
|
|
474 |
Geography |
yatay kapsamı yaklaşık olarak 10 ile 1000 kilometre arasında olan meteorolojik olaylar ile ilişkili |
mesoscale adj.
|
|
475 |
Geography |
batı abd'de rocky mountains ile sierra nevada veya cascade sıradağları arasında bulunan |
intermountain adj.
|
|
Meteorology |
|
476 |
Meteorology |
deniz veya okyanus ile kara arasında esen sürekli rüzgarlara verilen ad |
monsoon n.
|
|
Geology |
|
477 |
Geology |
miyosen dönemin sonu ile günümüz arasında oluşan jeolojik yapıları inceleyen bilim dalı |
neotectonics n.
|
|
478 |
Geology |
bileşimi trakit ile andezit arasında olan bir lav çeşidi |
trachyandesite n.
|
|
479 |
Geology |
bileşimi trakit ile andezit arasında olan bir kayaç |
trachybasalt n.
|
|
480 |
Geology |
(buzulda) alt buz bölgesi ile üst buzkar arasında kalan alan |
firn line n.
|
|
481 |
Geology |
(buzulda) alt buz bölgesi ile üst buzkar arasında kalan alan |
firn limit n.
|
|
482 |
Geology |
ferromagnezyen mineral oranı yüzde 30 ile 60 arasında değişen (volkanik kayaç) |
mesocratic adj.
|
|
483 |
Geology |
(volkanik kayaçlar) yüzde 55 ile 66 arasında silika içeren |
intermediate adj.
|
|
Military |
|
484 |
Military |
amfibi birliklerin varışı ile görevin tamamlanması arasında geçen süre |
action phase n.
|
|
485 |
Military |
(ingiliz ordusunda) er ile onbaşı arasında kalan rütbe |
lance corporal n.
|
|
486 |
Military |
ingiliz ordusunda er ile onbaşı arasında rütbe |
lance corporal n.
|
|
487 |
Military |
(ingiliz ordusunda) er ile onbaşı arasında kalan rütbe |
lancepesade n.
|
|
488 |
Military |
atış yönlendirme merkezi ile gözcü arasında kurulan irtibat |
fire mission n.
|
|
489 |
Military |
askeri deniz ulaştırma komutanlığı ile abd gemi operatörleri arasında imzalanan bir sözleşmeli destekleme anlaşması |
sealift readiness program n.
|
|
Sport |
|
490 |
Sport |
tenis ve benzeri sporlarda kortun servis hattı ile saha çizgisi arasında kalan kısmı |
backcourt n.
|
|
491 |
Sport |
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınki ile vuruş yüzü en çok açılı olan demir golf sopasınınki arasında olan demir uçlu golf sopası |
mashie niblick n.
|
|
492 |
Sport |
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınki ile vuruş yüzü en çok açılı olan demir golf sopasınınki arasında olan demir uçlu golf sopası |
number six iron n.
|
|
493 |
Sport |
(rugby) sahanın toplanma alanı ile en yakın taç çizgisi arasında kalan bölümü |
blind side n.
|
|
494 |
Sport |
kriket sahasında nokta ile üçüncü adam arasında kalan bölüm |
box n.
|
|
495 |
Sport |
kriket sahasında nokta ile üçüncü adam arasında kalan bölüme yerleştirilen saha oyuncusu |
box n.
|
|
496 |
Sport |
kriket sahasında nokta ile üçüncü adam arasında kalan bölüm |
gully n.
|
|
497 |
Sport |
kriket sahasında nokta ile üçüncü adam arasında kalan bölüme yerleştirilen saha oyuncusu |
gully n.
|
|
498 |
Sport |
kriket sahasında nokta ile üçüncü adam arasında kalan bölüm |
gulley n.
|
|
499 |
Sport |
kriket sahasında nokta ile üçüncü adam arasında kalan bölüme yerleştirilen saha oyuncusu |
gulley n.
|
|
Basketball |
|
500 |
Basketball |
fiziksel özellikleri sebebiyle kısa forvet ile uzun forvet pozisyonları arasında kalmış ve genellikle ikisinde de başarısız olan oyuncu. |
tweener n.
|
|