ilan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

ilan



Bedeutungen von dem Begriff "ilan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 48 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
ilan notice n.
ilan announcement n.
General
ilan avow n.
ilan advert n.
ilan enunciation n.
ilan insert n.
ilan proclamation n.
ilan annunciation n.
ilan publicity n.
ilan promulgation n.
ilan bulletin n.
ilan insertion n.
ilan advertising n.
ilan ad n.
ilan proclaim n.
ilan declaration n.
ilan show card n.
ilan divulgence n.
ilan publication n.
ilan announcement n.
ilan advertisement n.
ilan bill n.
ilan advertizement n.
ilan advertizing n.
ilan enouncement n.
ilan cry [obsolete] n.
Trade/Economic
ilan advertizement n.
ilan announcement n.
ilan annunciation n.
ilan placard n.
ilan advertisement n.
ilan notice n.
ilan ad n.
ilan posting n.
Law
ilan advertizement n.
ilan notice n.
ilan publication n.
ilan bannus n.
ilan advertisement n.
ilan announcement n.
Politics
ilan proclamation n.
Advertising
ilan advertizement n.
ilan advertizing n.
ilan bill n.
ilan advertising n.
ilan advertisement n.
Informatics
ilan advertizement n.
ilan advertisement n.

Bedeutungen, die der Begriff "ilan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tezahüratla ilan etme acclamation n.
ilan tahtası board n.
ilan etmek announce v.
ilan etmek declare v.
General
ilan tahtası bulletin board n.
ilan tahtası notice board n.
ilan panosu hoarding n.
matem çanı ile ilan veya davet etme knelling n.
bağırarak ilan etme acclaiming n.
ilan etme announcement n.
ilan eden enunciator n.
ilan eden kimse announcer n.
aziz ilan etme beatification n.
ilan tahtası board n.
ilan panosu billboard n.
ilan eden kimse promulgator n.
ilan etme publicity n.
ilan tahtası boarding n.
ilan panosu advertisement hoarding n.
ilan etme promulgation n.
ilan edilmiş tarife veya fiyatlarda yapılan indirim discount n.
ilan etme advertising n.
ilan tahtası hoarding n.
küçük ilan small advertisement n.
ilan sayfaları advertising pages n.
ilan etme indiction n.
posta ile gönderilen ilan mailer n.
ilan tahtası noticeboard n.
ilan tahtası billboard n.
savaş ilan etme declaring war n.
ilan etme declaration n.
resmen ilan etme promulgation n.
ilan-ı aşk declaration of love n.
ilan levhası sandwich board n.
ilan etme publication n.
ilan tahtası showboard n.
ilan tahtası show board n.
ilan eden proclaimer n.
adını ve suçunu basında ilan ederek utandırma name and shame n.
ilan edilmemiş bir savaş an undeclared war n.
yasa dışı ilan etme banning n.
ilan eden announcer n.
ilan eden crier n.
ilan eden declarer n.
birbirini seven iki kişinin evlendiklerini ilan etmek için, aile ve sevdikleriyle birlikte, dış ortamda yaptıkları, genellikle yasal olmayan, evlilik töreni handfasting n.
tanıtım amacıyla gönderilmiş küçük ilan stuffer n.
tanıtım amacıyla gönderilmiş küçük ilan handout n.
çerçeveli sade ilan tombstone advertisement n.
kendini uzman ilan etmiş kimse self-proclaimed expert n.
ilan veren kişi advertiser n.
ilan eden kişi advertiser n.
ilan tahtası tackboard n.
kötü ilan etme ban n.
ilan panosu callboard n.
ilan panosu notice board n.
ilan panosu bulletin board n.
ilan panosu call-board n.
ilan etme advertisement n.
ilan veren kişi advertizer n.
ilan etme advertizing n.
günahların bağışlandığının ilan edilmesi absolution n.
düzenlemek (ilan, bildiri gibi) redaction n.
ilan sahibi advertiser n.
ilan panosu anchor bed n.
ilan tahtası sistemi bbs (bulletin board system) n.
ilan edilen şey giving out n.
(bir şeyin kullanıma hazır halde olduğunu ilan eden) açılış seremonisi christening n.
çiftin yasal olarak evlenmeksizin bağlılıklarını ilan ettikleri tören commitment ceremony n.
bazı yeni ingiltere koloni ve eyaletlerinde devlet adamlarının ibadet ve oruç tatili ilan ettiği gün fast day n.
iskoçya'da yazın ibadet ve oruç için devlet adamlarınca ilan edilen yasal tatil fast day n.
halka ilan etme outsetting n.
önceden ilan etmek prenunciation [obsolete] n.
ilan eden kimse publicizer n.
kendini söz sahibi ilan eden topluluk society n.
tokmak (toplantıda oturumun açıldığını ilan etmek için başkanın masaya vurduğu) gavel n.
ilan etmek blow the whistle on v.
iflas ilan etmek declare bankruptcy v.
ilan etmek publicize v.
bir çiftin belirli bir tarihte evleneceklerini ilan etmek publish the banns v.
bağırarak bir şeyi ilan etmek acclaim v.
geçersiz ilan etmek discredit v.
ilan etmek profess v.
herkese ilan etmek blare v.
ilan etmek trumpet v.
ateşkes ilan etmek announce truce v.
tezahüratla ilan etmek acclaim v.
yasadışı ilan etmek outlaw v.
ilan vermek advertize v.
ilan etmek clarion v.
ilan etmek trumpet forth v.
ilan etmek enunciate v.
ilan aracılığıyla eleman aramak advertise for someone v.
suçluyu ilan etmek declare guilty v.
ilan etmek promulgate v.
ilan etmek blazon abroad v.
ilan etmek post v.
ilan etmek preconize v.
kanun dışı ilan etmek proscribe v.
resmen ilan etmek promulgate v.
ilan etmek name v.
af ilan etmek proclaim amnesty v.
ilan etmek proclaim v.
ilan etmek blazon out v.
ilan etmek (göze çarpan bir şekilde) blazon v.
yapıştırmak (ilan) post v.
ilan etmek noisearound v.
tokmak (toplantıda oturumun açıldığını ilan etmek için başkanın masaya vurduğu) gavel v.
ilan etmek blaze abroad v.
ilan yapıştırmak post v.
ilan etmek pronounce v.
ilan etmek parade v.
ilan etmek tell the world v.
ateşkes ilan etmek declare cease fire v.
ilan etmek bill v.
afişle ilan etmek post v.
ilan etmek noise abroad v.
ilan etmek noise about v.
ilan etmek announce v.
bağımsızlığını ilan etmek declare one's independence v.
ilan etmek give out v.
ilan etmek publish v.
bir şeyi ilan etmek make something public v.
alkışlarla ilan etmek acclaim v.
ilan etmek make known v.
ilan etmek advertise v.
boru çalarak ilan etmek trumpet v.
savaş ilan etmek declare war v.
ilan etmek annunciate v.
çıkmak (kitap/gazete/resmi ilan) be out v.
adaylığını ilan etmek toss one's hat into the ring v.
ilan etmek herald v.
resmen ilan etmek declare formally v.
ilan etmek make a declaration v.
ilan etmek (toplantı/seçim/grev vb'nin yapılacağını) call v.
asmak (ilan) put up v.
ilan vermek advertise v.
savaş ilan etmek draw a sword v.
savaş ilan etmek take out a sword v.
aşk ilan etmek declare love v.
aşk ilan etmek profess love v.
gazeteye ilan vermek place an ad on the newspaper v.
gazeteye ilan vermek put an advertisement on the newspaper v.
gazeteye ilan vermek place a classifieds ad v.
gazeteye ilan vermek put an ad on the newspaper v.
yasadışı ilan etmek declare unlawful v.
kamuya ilan etmek declare to the public v.
ilan etmek certify v.
aziz ilan etmek canonize v.
ilan etmek denounce v.
ilan etmek declare v.
suçlu ilan etmek outlaw v.
(ilan vb) asmak put up v.
ilan etmek vote v.
savaş ilan etmek declare war against v.
ilan yoluyla bulmaya çalışmak advertise for v.
ilan etmek cry v.
aziz ilan etmek beatify v.
aziz ilan etmek canonise v.
aziz ilan etmek make into a saint v.
ödeme yetersizliğini ilan etmek declare oneself insolvent v.
olağanüstü hal ilan etmek declare a state of emergency v.
acil durum ilan etmek declare a state of emergency v.
aşkını ilan etmek declare one's love v.
web sitesine ilan bırakmak put an ad on a website v.
ilan asmak put up a notice v.
ilan asmak hang a notice v.
kamuya ilan etmek promulgate v.
kamuya ilan etmek announce something to the public v.
deli olduğunu ilan etmek attest officially to the insanity of v.
deli olduğunu ilan etmek certify/declare someone insane v.
resmi gazetede ilan etmek announce/proclaim something in the official gazette v.
resmi gazetede ilan etmek publish in the official gazette v.
öldüğü ilan edilmek be pronounced dead v.
ölü ilan edilmek be pronounced dead v.
evlilik yapılacağını ilan etmek/bildirmek call the banns v.
evlilik yapılacağını ilan etmek/bildirmek ask the banns v.
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak call the banns v.
evlilik yapılacağını ilan etmek/bildirmek publish the banns v.
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak publish the banns v.
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak ask the banns v.
birini şövalye ilan etmek knight v.
birini şövalye ilan etmek raise (someone) to knighthood v.
ilan etmek advertize v.
kral ilan etmek acclaim someone king v.
kral ilan etmek acclaim someone as king v.
ilan etmek preconise v.
ilan etmek publicise v.
yas ilan etmek declare mourning v.
ilan edilmek be announced v.
ilan olmak be announced v.
kamuoyuna bildirmek/ilan etmek/beyan etmek make known publicly v.
ulusal yas ilan etmek declare national mourning v.
iskambil oyunlarında belirli kâğıtların bir araya gelmesi ile kazanılan sayıyı ilan etmek meld v.
resmen ilan etmek call v.
ilan etmek addeem [obsolete] v.
ilan etmek addoom [obsolete] v.
beğendiğini ilan etmek acclaim v.
yeniden ilan etmek reacclaim v.
halka ilan etmek celebrate v.
ayarlamak, düzenlemek (ilan, bildiri gibi) redact v.
şövalye ilan etmek knight v.
ulusal acil durum ilan etmek declare national emergency v.
ulusal acil durum ilan etmek declare a national emergency v.
niyetini ilan etmek threaten v.
ölümü ilan etmek toll v.
ilan etmek annuntiate v.
ilan etmek utter v.
ilan ettirmek make v.
ilan etmek emanate v.
ilan etmek enounce v.
ilan etmek unrip v.
ilan etmek ken [dialect] v.
sembol yapı ilan etmek landmark v.
afallatıcı bir şekilde ilan etmek blare v.
ilan etmek blaze v.
ilan etmek blaze v.
tezahüratla ilan etmek hail v.
(haber) ilan etmek break v.
ilan etmek give v.
zorla ilan etmek obtrude v.
ilan etmek claim [obsolete] v.
(resmi kararı, hükmü) ilan etmek decide v.
aşkını ilan etmek declare oneself v.
suçlu ilan etmek denounce v.
ilan etmek depredicate v.
halka ilan etmek depredicate v.
ilan etmek descry [obsolete] v.
piç ilan etmek illegitimate v.
lord ilan etmek impatronize [obsolete] v.
(kendini) derebeyi olarak ilan etmek impatronize [obsolete] v.
lord ilan etmek impatronise [obsolete] v.
(kendini) derebeyi olarak ilan etmek impatronise [obsolete] v.
ilan etmek communicate v.
kötü ilan etmek comminate v.
umutsuz vaka ilan etmek condemn v.
ilan ederek duyurmak placard v.
(bir yere) ilan asmak poster v.
emek sömürücüsü ilan etmek scab v.
(gayrimeşru çocuğun) belirli bir adamdan olduğunu ilan etmek filiate v.
parlamentonun uygulamalarını hiçe sayıp keyfi olarak ilan etmek gavel v.
(cadı ilan edilmiş kişinin) derisini defalarca delmek prick v.
ilan etmek preconizate v.
ilan etmek signify v.
net ve yankılı bir şekilde ilan etmek sing v.
tu kaka ilan etmek crucify v.
(birini) suçlu ilan etmek becrime v.
ilan etmek protest [obsolete] v.
il ilan etmek provincialise v.
il ilan etmek provincialize v.
ilan etmek subscribe [obsolete] v.
(birini) ilan etmek create v.
resmen ilan edilmiş enounced adj.
ilan edilmiş proclaimed adj.
ilan edilebilir enunciable adj.
ilan ve afişe edilmiş programda bulunmayan unscheduled adj.
açıkça ilan edilmiş olan avowed adj.
kendini mesih ilan etmiş self-proclaimed messiah adj.
kendini ilan eden self-proclaimed adj.
kendi iradesiyle ilan edilen self-declared adj.
ilan ile ilgili annunciatory adj.
kendini böyle ilan eden self-professed adj.
ilan edilmemiş unaired adj.
ilan edilmemiş undeclared adj.
ilan edici enunciatory adj.
ilan edilmemiş unproclaimed adj.
ilan edilmemiş unprofessed adj.
kanun kaçağı ilan edilmiş broken [scotland] adj.
kendini ... ilan eden self-proclaimed adj.
yolsuz ilan etmek illegitimate v.
Phrasals
(siyasi kararı) muhalefetle karşılaşmaksızın yetkili güçle ilan etmek hand down v.
resmen ilan etmek put in v.
ilan etmek show forth v.
herkese ilan etmek acknowledge (one) as (something) v.
herkese ilan etmek acknowledge someone as something v.
herkese ilan etmek acknowledge something as something v.
olarak ilan edip methetmek/yüceltmek/övmek/göklere çıkarmak extol (someone or something) as (something) v.
olarak ilan edip methetmek/yüceltmek/övmek/göklere çıkarmak extol someone or something as something v.
herkese ilan etmek/duyurmak acknowledge (one) as (something) v.
alenen ilan etmek/duyurmak acknowledge someone as something v.
savaş ilan etmek declare war on someone v.
ilan etmek stick up v.
ilan yapıştırmak stick up v.
duyuru, poster, ilan asmak stick up v.
birine sürpriz bir şekilde ilan etmek spring on someone v.
sürpriz bir şekilde ilan etmek spring on v.
(birini) bir şey ilan etmek name (one) as v.
(birini) bir şey olarak ilan etmek name (one) as v.
olduğunu ilan etmek acknowledge as v.
(biri/bir şey) için ilan vermek advertise for (someone or something) v.
(biri/bir şey) için ilan vermek advertise for (someone or something) v.
birine bir şeyi ilan etmek announce something to someone v.
'-e (bir şeyi) ilan etmek announce (something) to v.
'-e ilan etmek announce to v.
herkese ilan etmek blare out v.
ilan etmek call out v.
ilan etmek bruit (about) v.
(bir şeyin birinin/kendinin) olduğunu iddia/ilan etmek claim (something) for (oneself or something) v.
(bir şeyin birinin/bir şeyin) olduğunu iddia/ilan etmek claim something for someone or something v.
olarak ilan edip methetmek/yüceltmek/övmek/göklere çıkarmak extol as v.
(yasal) bir kararı duyurmak/ilan etmek/beyan etmek hand something down v.
ilan asmak post on v.
(sosyal bir alanda/platformda) ilan asmak post on (something) v.
Phrases
olarak tanımak/ilan etmek hail (someone) as (something) v.
Colloquial
yazılı ilan ink n.
facebook'ta ilan edilmiş (ilişki) facebook official adj.
facebook ilişki durumunda ilan edilmiş facebook official adj.
facebook ilişki durumunu değiştirerek herkese ilan edilmiş (ilişki) facebook official adj.
savaş ilan edildi war has been declared expr.
Idioms
(boksta) eldiven takma, maçın rauntlara bölünmesi, nakavt ilan etmeden önce on saniye sayılması gibi birtakım dürüst dövüşme kuralları the queensberry rules n.
savaş ilan etmek take up the hatchet v.
özgürlüğünü ilan etmek cut the apron strings v.
eşitlik ilan etmek call it a draw v.
beraberlik ilan etmek call it a draw v.
eşitlik ilan etmek call it a wash v.
beraberlik ilan etmek call it a wash v.
eşitlik ilan etmek all it even v.
beraberlik ilan etmek all it even v.
bütün dünyaya ilan etmek scream something from the rooftops v.
bütün dünyaya ilan etmek shout something from the rooftops v.
aşkını ilan etmek drop the l-bomb v.
ilan-ı aşk etmek drop the l-bomb v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek proclaim (something) from the housetop v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek proclaim (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek proclaim (something) from the housetops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek proclaim (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak proclaim (something) from the rooftops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek proclaim (something) from the rooftops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak scream (something) from the housetop v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek scream (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak scream (something) from the housetops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek scream (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) yüksek sesle ilan etmek shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak shout (something) from the housetops v.
(bir şeyi) bütün dünyaya ilan etmek shout (something) from the housetops v.
(bir şeyi) yüksek sesle ilan etmek shout (something) from the housetops v.
bir şeyi herkese ilan etmek/duyurmak shout something from the housetops/rooftops v.
bir şeyi bütün dünyaya ilan etmek shout something from the housetops/rooftops v.
bir şeyi yüksek sesle ilan etmek shout something from the housetops/rooftops v.
adaylığını ilan etmek put one's hat in the ring v.
adaylığını ilan etmek put one's hat into the ring v.
(bir şeyin) sonunun geldiğini ilan etmek ring the knell of (something) [old-fashioned] v.
sonunun geldiğini ilan etmek ring the knell of v.
(biri/bir şey) aradığını ilan etmek put out a call for (someone or something) v.
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru yayınlamak put out a call for (someone or something) v.
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan/duyuru çıkartmak put out a call for (someone or something) v.
(biri/bir şey) arandığına dair bir ilan vermek put out a call for (someone or something) v.
(birinin) doğru olduğunu herkesin önünde kabul etmek/herkese ilan etmek acknowledge (one) to be right v.
birini/bir şeyi politik anlamda desteklediğini ilan etmek/açıklamak announce (one's support) for someone or something v.
barış ilan etmek beat swords into ploughshares v.
barış ilan etmek turn swords into ploughshares v.
(birini) günah keçisi ilan etmek throw (one) under the bus v.
(birine/bir şeye) karşı savaş ilan etmek declare war against (someone or something) v.
-e savaş ilan etmek declare war on v.
(birine/bir şeye) savaş ilan etmek declare war on (someone or something) v.
günah keçisi ilan etmek throw someone to the wolves v.
yüksek sesle ilan etmek shout from the housetops v.
ilan etmek/duyurmak shout from the housetops v.
bütün dünyaya ilan etmek shout from the housetops v.
yüksek sesle ilan etmek shout from the rooftops v.
ilan etmek/duyurmak shout from the rooftops v.
bütün dünyaya ilan etmek shout from the rooftops v.
adaylığını ilan etmek toss hat into the ring v.
değerli ilan etmek beat a drum v.
kara koyun ilan edildi the knives are out (for somebody) expr.
günah keçisi ilan edildi the knives are out for someone expr.
bu alenen savaş ilan etmektir! of course, you know this means war! expr.
bu alenen savaş ilan etmektir! of course, you realize this means war! expr.
Speaking
ben de sizleri karı koca ilan ediyorum and so I pronounce you man and wife expr.
sizi karı koca ilan ediyorum I now pronounce you man and wife expr.
sizi karı koca ilan ediyorum I now pronounce you husband and wife expr.
sizi karı koca ilan ediyorum I pronounce you husband and wife expr.
Trade/Economic
basılı ilan printed notice n.
basılı ilan printed bulletin n.
broşürlerde ilan edilmeyen tarife unpublished fare n.
ilan tahtası billboard n.
ilan panosu bulletin board n.
ilan edilen temettü announced dividend n.
ilan tahtası bulletin board n.
ilan ve reklam vergisi announcement and advertisement tax n.
ilan panosu notice board n.
ilan tahtası notice board n.
indirim yapılmadan önce bir mal veya hizmetin ilan edilmiş fiyatı rack rates n.
ilan yoluyla tebliğ notification by publication n.
mal borsası ilan tahtası commodity board n.
resmi ilan official announcement n.
tescil ve ilan registration and announcement n.
temettü ilan tarihi dividend declaration date n.
ticari ilan commercial announcement n.
yeni çıkartılan hazine bonolarının veya tahvillerin ilan edilen faiz oranlarından satışa sunulması subscription n.
resmi ilan legal n.
hükümsüz ilan etmek to declare null and void v.
iflasını ilan etmek adjudge bankrupt v.
ilan etmek notify v.
iflasını ilan etmek declare bankrupt v.
borcunu ödemeyen kimsenin londra borsası üyeliğinden atıldığını ilan etmek hammer v.
ilan yapıştırmayın post no bills expr.
Law
ilan etme advertizing n.
alacaklının ilan ile davet edilmesi citation of creditor n.
ilan etme advertising n.
ilan tarihi proclamation date n.
ilan (nikah) banns n.
ilan yoluyla mahkemeye davet summons by publication n.
muhatabı olmayan ilan deed poll n.
önceden ilan etme due notice n.
yasa dışı ilan etme illegitimation n.
yanlış ilan false publication n.
resmen ilan etmek notice v.
iflasını ilan etmek adjudge bankrupt v.
sokağa çıkma yasağı ilan etmek declare a curfew v.
resmen ilan etmek promulgate v.
varis olarak ilan etmek ken [scotland] v.
(vergiye veya gümrüğe tabi eşyayı) mülkiyetinde olarak ilan etmek declare v.
(birini) veliaht ilan etmek serve v.
(birini) varis ilan etmek serve v.
cezası ilan edilmiş under sentence adj.
Politics
bağımsızlığını ilan eden ülke breakaway state n.
bir partinin ilan ettiği tüm adaylara oy verme straight ticket n.
genel ilan public notice n.
genel ilan public notification n.
hükümsüz ilan edilen tasarruf act declared void n.
ilan etme proclamation n.
umumi ilan public announcement n.
umumi ilan public notice n.
yayın ve ilan promulgation n.
yerleşik monarşiye karşı kendini kral ilan eden kimse antiking n.
hükümetin ilan ettiği kamu kuralı ordinance n.
daha üst düzeydeki yetkili kadrosunun boş olmasından ötürü altındaki birkaç makamı da boş ilan etme spill [australia] n.
bağımsızlığını ilan etmek proclaim one's independence v.
barış ilan etmek declare peace v.
bağımsızlık ilan etmek declare independence v.
bağımsızlık ilan etmek proclaim independence v.
bağımsızlığını ilan etmek declare one's independence v.
ilan etmek proclaim v.
olağanüstü hal ilan etmek declare emergency rule v.
milli yas ilan etmek declare national mourning v.
kamuya ilan etmek proclaim v.
kamuya ilan etmek make a proclamation v.
resmen ilan etmek declare publicly v.
seferberlik ilan etmek declare mobilization v.
resmen ilan etmek nuncupate v.
sıkıyönetim ilan etmek proclaim martial law v.
resmen ilan etmek enounce v.
sıkıyönetim ilan etmek declare a state of siege v.
yasadışı ilan etmek damn v.
(siyasi seçimde) kazananın ilan edildiği açıklamayı geri almak uncall v.
Media
seri ilan classified advert n.
seri ilan classified advertisement n.
seri ilan classified ad n.
gazeteye veya internete evlenmek için verilen seri ilan matrimonial n.
ufak ilan small ad n.
basit ilan small ad n.
Advertising
çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı island position n.
çevresinde hiçbir ilan yeri olmayan müstakil reklam alanı island position n.
esas ilan metni running text n.
ilan sayfaları classified ad n.
minimum ilan sahası minimum rate holder n.
reklam amaçlı ilan panosu giyen kimse boardman n.
ilan etmek advertise v.
Technical
ilan tahtası sistemleri bulletin board services n.
ilan tahtası sistemleri bulletin board system n.
ilan etmek declare v.
Computer
elektronik posta ve ilan tahtaları electronic mail and bulletin boards n.
ilan tahtaları ve dosya kitaplıkları bulletin boards and file libraries n.
ilan tahtası sistemi bulletin board system n.
ilan tahtası bboard n.
ilan tahtası klasörü bulletin board folder n.
usenet ilan tahtası usenet bulletin board n.
yeni ilan tahtası klasörü new bulletin board folder n.
ilan tahtası sistemi monochrome bbs n.
kullanıcının ilan tahtası sisteminde uzaktan çalışan bir program ile etkileşim kurabildiği yazılım mekanizması door [dated] n.
kullanımdışı ilan etmek deprecate v.
ilan edildi advertised expr.
facebook'ta ilan edilmiş (ilişki) anlamındaki ifadenin kısaltması fbo (facebook official) abrev.
facebook ilişki durumunda ilan edilmiş anlamındaki ifadenin kısaltması fbo (facebook official) abrev.
facebook ilişki durumunu değiştirerek herkese ilan edilmiş (ilişki) anlamındaki ifadenin kısaltması fbo (facebook official) abrev.
Telecom
ilan tıklanma oranı ad click rate n.
ilan afiş sistemi bulletin board system n.
Aeronautic
ilan edilmiş kapasite declared capacity n.
Marine
(telsiz konuşmasında) acil durum ilan etmek declare a pan v.
Chemistry
şu anda varlığı geçersiz ilan edilen kuramsal bir element nebulium n.
Social Sciences
(belirli seremoniler ile) savaş ilan etmek clarigate v.
Education
küçük seri ilan classified advertisement n.
küçük seri ilan classified ad n.
History
(teksaslıların kutladığı) 1836’da teksas’ın meksika’dan bağımsızlığını ilan ettiği gün texas independence day n.
roma imparatorluğu'nun ilk imparatoru augustus'un rakiplerini yenerek imparatorluğunu ilan ettiği tarih ile imparator numerian'ın ölümü arasındaki süre (m.ö 27 - m.s 284) principate n.
özellikle fransa'da fransız devrimi sırasında ilan edilen vatandaşlık doktrinlerine karşıtlık anticivism n.
abd'nin martin luther king, jr.'ın doğumunu anma amacıyla ilan ettiği, ocak ayının üçüncü pazartesi günü yapılan anma günü martin luther king day n.
abd'nin martin luther king, jr.'ın doğumunu anma amacıyla ilan ettiği, ocak ayının üçüncü pazartesi günü yapılan anma günü martin luther king jr's birthday n.
eski yahudi yasalarında murdar ilan edilen bir kuş gier-eagle n.
köle iskoçların serbest bölgede yaşayarak özgürlüklerini ilan edemeyeceklerine ilişkin resmi hüküm scott decision n.
genel ilan si quis n.
özellikle fransa'da fransız devrimi sırasında ilan edilen vatandaşlık doktrinlerine karşı olan anticivic adj.
Religious
haham, sinagog yetkilileri ya da cemaat tarafından ilan edilen üç dini aforozdan biri cherem n.
haham, sinagog yetkilileri ya da cemaat tarafından ilan edilen üç dini aforozdan biri -herem n.
yetkili bir rahip ve en az iki şahit olmadan yapılan evliliğin, katolik evliliği olmadığını ilan eden cemaat kurul kararı ne temere n.
herhangi bir kanıt olmadan doğru olduğu ilan edilen dini doktrin tenet n.
papa tarafından ilan edilen genel af jubilee n.
papanın yanılmaz olduğunu ilan eden konsil vatican i n.