iç karartıcı

Bedeutungen von dem Begriff "iç karartıcı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 52 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	iç karartıcı	sad adj.
I think it's sad to not have any friends. Sanırım hiç arkadaşının olmaması iç karartıcıdır. More Sentences
2	General	iç karartıcı	dismal adj.
Ireland's situation as regards Kyoto targets is, to be honest, fairly dismal. Dürüst olmak gerekirse, Kyoto hedefleri konusunda İrlanda'nın durumu oldukça iç karartıcıdır. More Sentences
3	General	iç karartıcı	bleak adj.
We want more, even though the facts about our seas are bleak. Denizlerimizle ilgili gerçekler iç karartıcı olsa da daha fazlasını istiyoruz. More Sentences
4	General	iç karartıcı	depressing adj.
This report creates a depressing picture of the situation of women in some Mediterranean countries. Bu rapor, bazı Akdeniz ülkelerindeki kadınların durumuna ilişkin iç karartıcı bir tablo ortaya koymaktadır. More Sentences
5	General	iç karartıcı	gloomy adj.
6	General	iç karartıcı	dreary adj.
7	General	iç karartıcı	sullen adj.
8	General	iç karartıcı	cheerless adj.
9	General	iç karartıcı	wintry adj.
10	General	iç karartıcı	mopy adj.
11	General	iç karartıcı	mopey adj.
12	General	iç karartıcı	saddening adj.
13	General	iç karartıcı	dispiriting adj.
14	General	iç karartıcı	daunting adj.
15	General	iç karartıcı	disheartening adj.
16	General	iç karartıcı	sobering adj.
17	General	iç karartıcı	discouraging adj.
18	General	iç karartıcı	acheronian adj.
19	General	iç karartıcı	acherontic adj.
20	General	iç karartıcı	adust adj.
21	General	iç karartıcı	rayless adj.
22	General	iç karartıcı	thrawn [scottish] adj.
23	General	iç karartıcı	uncheerful adj.
24	General	iç karartıcı	unhappy adj.
25	General	iç karartıcı	unmerry adj.
26	General	iç karartıcı	black adj.
27	General	iç karartıcı	gloomy adj.
28	General	iç karartıcı	blue adj.
29	General	iç karartıcı	morne adj.
30	General	iç karartıcı	glummy [obsolete] adj.
31	General	iç karartıcı	dampy [obsolete] adj.
32	General	iç karartıcı	depressant adj.
33	General	iç karartıcı	dern adj.
34	General	iç karartıcı	murksome adj.
35	General	iç karartıcı	oorie [scotland] adj.
36	General	iç karartıcı	infernal adj.
37	General	iç karartıcı	droopy adj.
38	General	iç karartıcı	sloomy adj.
39	General	iç karartıcı	sodden-witted adj.
40	General	iç karartıcı	solemn adj.
41	General	iç karartıcı	surly adj.
Colloquial
42	Colloquial	iç karartıcı	humpy [uk] adj.
Idioms
43	Idioms	iç karartıcı	dull as dishwater adj.
44	Idioms	iç karartıcı	dull as ditch water adj.
45	Idioms	iç karartıcı	as dead as mutton expr.
46	Idioms	iç karartıcı	as dull as dishwater expr.
47	Idioms	iç karartıcı	as dull as ditch water expr.
Archaic
48	Archaic	iç karartıcı	dernful adj.
49	Archaic	iç karartıcı	desolatory adj.
Slang
50	Slang	iç karartıcı	downer n.
51	Slang	iç karartıcı	downie n.
52	Slang	iç karartıcı	sad-ass adj.

Bedeutungen, die der Begriff "iç karartıcı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 18 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	iç karartıcı durum	rattrap n.
2	General	iç karartıcı olma	uncheerfulness n.
3	General	iç karartıcı özellik	horror n.
4	General	iç karartıcı ortam	glumness n.
5	General	iç karartıcı duygular	glums n.
6	General	iç karartıcı vaka	dismality n.
7	General	iç karartıcı his	dismality n.
8	General	görünüşünü iç karartıcı hale getirmek	overcloud v.
9	General	iç karartıcı tonlara/renklere sahip	sad-coloured adj.
10	General	iç karartıcı tonlara/renklere sahip	sad-colored adj.
11	General	iç karartıcı bir halde	depressingly adv.
12	General	iç karartıcı bir şekilde	blackly adv.
Idioms
13	Idioms	iç karartıcı düşünce/fikir	a sobering thought n.
14	Idioms	ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer	valley of death n.
15	Idioms	ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer	valley of the shadow of death n.
16	Idioms	iç karartıcı görünmek	look bleak v.
17	Idioms	(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek	paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) v.
18	Idioms	(birini/bir şeyi) korkunç, iç karartıcı bir şekilde tasvir etmek/betimlemek	paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) v.