Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | high temperature n. | yüksek sıcaklık | ||
The combination of high temperatures, poor ventilation, overcrowding and lack of water can be lethal. Yüksek sıcaklıklar, kötü havalandırma, aşırı kalabalık ve su eksikliğinin birleşimi ölümcül olabilir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | high temperature n. | yüksek sıcaklık | ||
Certain minerals break down at high temperatures and release metallic iron. Bazı mineraller yüksek sıcaklıklarda parçalanır ve metalik demir açığa çıkar. More Sentences |
||||
General | ||||
General | high temperature n. | yüksek ısı | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | high temperature n. | yüksek ısı |