Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | hayranlar | fans n. | ||
You have fans in the visitors' gallery, but unfortunately, they are not permitted to applaud. Ziyaretçi galerisinde hayranlarınız var, ancak ne yazık ki alkışlamalarına izin verilmiyor. More Sentences |
||||
General | hayranlar | fanbase n. | ||
General | hayranlar | fandom n. | ||
General | hayranlar | public n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | hayranlar tarafından belirli bir rol için oyuncuların veya ünlülerin önerilmesi | fancast n. |
Idioms | ||
Idioms | (hayranlar tarafından yazılan kurgu hikayelerin satılabilmesi için) telif hakkı gerektiren kısımları çıkarmak | file off the serial number(s) v. |
Media | ||
Media | hayranlar tarafından yazılıp ünlülere övgü içeren mektuplar | fan mail n. |