Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | halüsinasyon görmek | hallucinate v. | ||
Sami wasn't hallucinating. Sami halüsinasyon görmüyordu. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Colloquial | halüsinasyon görmek | see things v. | ||
I've seen things. Halüsinasyon gördüm. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | halüsinasyon görmek | be seeing things v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | alkolün/alkolü bırakmanın etkisiyle halüsinasyon görmek | see pink elephants v. |
Idioms | alkolün/alkolü bırakmanın etkisiyle halüsinasyon görmek | see pink spiders v. |
Idioms | alkolün/alkolü bırakmanın etkisiyle halüsinasyon görmek | see snakes v. |