Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | graze on (something) v. | (bir şeyle) beslenmek | ||
There is plenty of evidence that people grazed on mammoth meat. İnsanların mamut etiyle beslendiğine dair pek çok kanıt var. More Sentences |
||||
Phrasals | graze on (something) v. | otlamak | ||
Phrasals | graze on (something) v. | (bir şey) otlanmak | ||
Phrasals | graze on (something) v. | (bir şeyden) otlanmak | ||
Phrasals | graze on (something) v. | (bir şey) atıştırmak | ||
Phrasals | graze on (something) v. | azar azar (bir şeyler) yemek |