gerçekleşme - Türkisch Englisch Wörterbuch

gerçekleşme

Bedeutungen von dem Begriff "gerçekleşme" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 23 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gerçekleşme effectuation n.
gerçekleşme materialization n.
gerçekleşme eventuating n.
gerçekleşme realization n.
gerçekleşme accruing n.
gerçekleşme fruition n.
gerçekleşme actualization n.
gerçekleşme realisation n.
gerçekleşme materialisation n.
gerçekleşme act n.
gerçekleşme occurence n.
gerçekleşme solidification n.
Trade/Economic
gerçekleşme accruement n.
gerçekleşme realization n.
gerçekleşme accurement n.
gerçekleşme realisation n.
gerçekleşme accrual n.
Linguistics
gerçekleşme realization n.
gerçekleşme exponence n.
gerçekleşme realisation n.
gerçekleşme actualisation n.
gerçekleşme actuation n.
Philosophy
gerçekleşme entelechy n.

Bedeutungen, die der Begriff "gerçekleşme" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 43 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
gerçekleşme olasılığı likelihood n.
What is the likelihood of it happening within the next hour?
Önümüzdeki bir saat içinde gerçekleşme olasılığı nedir?

More Sentences
belli aralıklarla gerçekleşme periodicity n.
doğru zamanda olma/gerçekleşme temporarity n.
aylık olarak gerçekleşme mensality n.
gerçekleşme süreci hopper n.
(bir şeyin) gelecekte gerçekleşme ihtimali lookout [uk] n.
(bir şeyin) gelecekte gerçekleşme ihtimali look-out [uk] n.
tesadüfen gerçekleşme obvention [obsolete] n.
kazara gerçekleşme obvention [obsolete] n.
bir olayın gerçekleşme olasılığının gerçekleşmeme olasılığına oranı odds n.
aynı anda gerçekleşme coinstantaneity n.
münasip gerçekleşme zamanı day n.
peşi sıra gerçekleşme subsequentness n.
gerçekleşme ihtimali olan probable adj.
birlikte gerçekleşme anlamı veren bir ön ek met- pref.
Idioms
(gerçekleşme ihtimali anlamında) hiç şansı olmamak have no chance in hell v.
(bir şeyin) olma/gerçekleşme ihtimali var (the) smart money is on (something) expr.
Trade/Economic
aktuaryal varsayımla gerçekleşme arasındaki farkların etkisi experience adjustments n.
birlikte gerçekleşme co-occurrence n.
gerçekleşme ihtimali yüzde yarımdan az olarak hesaplanan durumlar tail risk n.
gerçekleşme ilkesi realisation n.
gerçekleşme esası accrual basis n.
gerçekleşme ilkesi accrual concept n.
gerçekleşme ilkesi realization n.
Technical
yıldırım ve gök gürültüsü gerçekleşme sıklığının bir zaman ölçeğine göre kaydedilmesi ceraunography n.
yıldırım ve gök gürültüsü gerçekleşme sıklığının bir zaman ölçeğine göre kaydedilmesi keraunography n.
Telecom
gerçekleşme esasına dayanan muhasebe accrual accounting n.
gerçekleşme faktörü accrual factor n.
Statistics
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı mathematical probability n.
n bölü m şeklinde tanımlanan, bir olayın m tane eşit olasılıklı durum içerisinde n kere gerçekleşme olasılığı classical probability [uk] n.
bir durumun ortalama gerçekleşme sayısının gerçekleşebilme sayısının ortalamasına bölümü base rate n.
bir durumun gerçekleşme olasılığını hesaplarken temel oranı yok sayıp diğer verilere odaklanma base rate fallacy n.
bir olayın diğer başka olaylara bağlı olarak gerçekleşme ihtimali contingent probability n.
bir olayın deney boyunca gerçekleşme sayısı frequency n.
birinin gerçekleşme olasılığı diğerininkini etkilemeyen independent adj.
şans eseri gerçekleşme ihtimali düşük olup altında sistemli bir sebep bulunduğuna işaret eden gözlemlere ait veya ilişkili significant adj.
şans eseri gerçekleşme ihtimali düşük olup sistemli bir sebebe işaret ederek significantly adv.
Social Sciences
sosyokültürel gelişim ve değişim süreçlerinin gerçekleşme şekli dynamics n.
Linguistics
gerçekleşme kuralları felicity conditions n.
gerçekleşme kuralları felicity conditions n.
Religious
incil'deki dünyanın sonu ile ilgili kehanetlerin bugün gerçekleşme aşamasında olduğu öğretisi presentism n.
incil'deki dünyanın sonu ile ilgili kehanetlerin bugün gerçekleşme aşamasında olduğu öğretisini benimsemiş kimse presentist n.
Military
operasyonun gerçekleşme saati time on target n.