Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Politics | güçlükler | difficulties n. | ||
Such SMEs frequently face difficulties in assessing finance, particularly in the start-up phase. Bu tür KOBİ'ler özellikle başlangıç aşamasında finansman bulma konusunda sıklıkla güçlüklerle karşılaşmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | güçlükler | rigors n. | ||
General | güçlükler | bed of nails n. | ||
General | güçlükler | strains n. | ||
General | güçlükler | rigours n. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | ancak büyük güçlükler çekerek | ill adv. |
Phrases | ||
Phrases | bir edimin yaratabileceği sıkıntılar/zorluklar/güçlükler | the deuce to pay n. |
Phrases | ekonomik güçlükler nedeniyle | due to the economic difficulties expr. |
Idioms | ||
Idioms | güçlükler karşısında ayakta kalan kimse | happy warrior n. |
Idioms | sıkıntı ve güçlükler | trials and tribulations expr. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | insanın iç dünyasını veya ruh yapısını etkileyen güçlükler | psychic costs n. |
Trade/Economic | ekonomik güçlükler | economic plights n. |