fine line - Türkisch Englisch Wörterbuch

fine line

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "fine line" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
fine line n. ince çizgi
Tom and Mary are waltzing on the fine line between hate and love.
Tom ve Mary nefret ve aşk arasındaki ince çizgide vals yapıyorlar.

More Sentences

Bedeutungen, die der Begriff "fine line" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Proverb
there's a fine line between genius and insanity dahilik ile delilik arasında ince bir çizgi vardır
Idioms
a fine/thin line n. ince bir çizgi
a fine line n. ince çizgi
a fine line between something n. iki şey arasındaki ince çizgi
tread a fine line between (something) v. (iki şey) arasında çok ince bir çizgide olmak/yürümek
tread a fine line between (something) v. (iki şey) arasında denge kurmak
tread a fine line between (something) v. (iki şey) arasında denge oluşturmak
tread a fine line between (something) v. (iki şey) arasında denge sağlamak
walk a fine line between something v. iki tarafı da dengede tutmak
walk a fine line between something v. ince bir çizgi üzerinde yürümek
tread a fine line between (something) v. (iki şey) arasında ince bir çizgide gidip gelmek
tread a fine line between (something) v. (iki şey) arasında denge kurmak
tread a fine line between (something) v. (iki tarafı/durumu) dengelemek
tread a fine line between (something) v. (iki durumu/yaklaşımı) dengede tutmak
tread/walk a fine line v. ince bir çizgide olmak
tread/walk a fine line v. ince bir çizgide yürümek
tread/walk a fine line v. tehlikeli sularda yüzmek
tread/walk a fine line v. hata yapmaya elverişli zor/tehlikeli bir durumun içerisinde olmak
tread/walk a fine line v. ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek
tread/walk a fine line v. çok ince bir çizgide olmak/yürümek
tread/walk a fine line v. tehlikeli sularda yüzmek
there is a fine line between (something) and (something else) expr. (bir şeyle bir şey arasında) arasında ince bir çizgi var
Speaking
there is a fine line between n. arasında ince bir çizgi var