Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | fall ill v. | hastalanmak | ||
Nobody knows how many more will fall ill in those regions. O bölgelerde daha kaç kişinin hastalanacağını kimse bilmiyor. More Sentences |
||||
General | fall ill v. | hasta düşmek | ||
He fell ill three years ago. O üç yıl önce hasta düştü. More Sentences |
||||
General | fall ill v. | hasta olmak | ||
To make matters worse, his wife fell ill. Bu yetmezmiş gibi, karısı hasta oldu. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | fall ill v. | hasta düşmek | ||
When did you fall ill? Ne zaman hasta düştün? More Sentences |
||||
General | ||||
General | fall ill v. | rahatsızlanmak | ||
General | fall ill v. | yatağa düşmek | ||
General | fall ill v. | şifayı kapmak | ||
General | fall ill v. | hastalığa yakalanmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | fall ill v. | fenalık geçirmek | ||
Idioms | fall ill v. | fenalaşmak | ||
Idioms | fall ill v. | fenalık gelmek | ||
Idioms | fall ill v. | kötüleşmek |