engage in - Türkisch Englisch Wörterbuch

engage in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "engage in" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 10 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
engage in v. uğraşmak
We are engaged in much more important things than that.
Biz bundan çok daha önemli işlerle uğraşıyoruz.

More Sentences
engage in v. ile uğraşmak
This would really be more helpful than engaging in external foreign politics.
Bu gerçekten de dış politika ile uğraşmaktan daha faydalı olacaktır.

More Sentences
Idioms
engage in v. ile iştigal etmek
Tom is engaged in medical research.
Tom tıbbi araştırma ile iştigal etmektedir.

More Sentences
engage in v. ile uğraşmak
She is engaged in social work.
O, sosyal hizmetler ile uğraşmaktadır.

More Sentences
engage in v. ile ilgilenmek
My brother is engaged in cancer research.
Erkek kardeşim, kanser araştırması ile ilgileniyor.

More Sentences
General
engage in v. kalkışmak
engage in v. meşgul olmak
engage in v. ile meşgul olmak
engage in v. kendini kaptırmak
Idioms
engage in v. ile meşgul olmak

Bedeutungen, die der Begriff "engage in" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 46 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
engage in violence v. şiddet uygulamak
It has not acted forcefully towards those engaged in violence or it has only done so unilaterally.
Şiddet uygulayanlara karşı güçlü bir şekilde hareket etmemiş veya bunu sadece tek taraflı olarak yapmıştır.

More Sentences
Phrasals
engage (one) in (something) v. (bir iş) yapmak
Madam, what you wish to engage in now is a hypothetical discussion.
Hanımefendi, şu anda yapmak istediğiniz şey varsayımsal bir tartışmadır.

More Sentences
engage (one) in (something) v. (birini bir şeye) bulaştırmak
We will not tolerate anyone who engages in terrorism.
Terörizme bulaşan hiç kimseye tolerans göstermeyeceğiz.

More Sentences
General
engage in banditry v. haydutluk etmek
engage in demagoguery v. demagoji yapmak
engage in harmful activities v. zararlı faaliyetlerde bulunmak
engage in destructive activities v. zararlı faaliyetlerde bulunmak
engage in a sexual intercourse v. cinsel ilişkiye girmek
engage in activities v. etkinliklerde bulunmak
engage in an activity v. faaliyette bulunmak
engage in violence v. şiddet göstermek
engage in dialogue v. diyalog içerisinde olmak
engage in human activities v. beşeri faaliyetlerde bulunmak
engage in competition v. rekabete girmek
engage in speculation v. spekülasyona kapılmak
engage in combat with v. çatışmaya girmek
engage in tourism v. turizm yapmak
engage someone in something v. birini bir şey ile meşgul etmek
engage in private speech v. kendi kendine konuşmak
engage in anal intercourse v. anal seks yapmak
engage in deception v. sahte/yapmacık tavır takınmak
engage in deception v. içi-dışı başka olmak
engage in deception v. takiyye yapmak
engage in a partnership v. ortaklığa girmek
engage in dialogue v. diyaloğa girmek
Phrasals
engage someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyle oyalamak
engage someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyle meşgul etmek
engage someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeyin içine çekmek
engage someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeye bulaştırmak
engage someone or something in something v. birini/bir şeyi bir şeye katmak/dahil etmek
engage (one) in (something) v. (bir şeyle) meşgul olmak
engage (one) in (something) v. (birini bir şeyin) içine çekmek
engage (one) in (something) v. (birini bir şeye) dahil etmek/katmak
engage (one) in (something) v. (birini bir şeyle) oyalamak
engage (one) in (something) v. (birini bir şeyle) meşgul etmek
Idioms
engage in small talk v. havadan sudan şeyler konuşmak
engage in small talk v. geyik muhabbeti yapmak
Trade/Economic
engage in influence peddling n. nüfuz ticareti
engage in promotional activities v. reklam faaliyetlerinde bulunmak
engage in promotional activity v. tanıtım faaliyetinde bulunmak
engage in trade v. ticaretle uğraşmak
Law
felonies violating freedom to engage in business and freedom of labour n. iş ve çalışma hürriyeti aleyhinde cürümler
Politics
engage in opposition activities v. muhalefet yürütmek
engage in missionary activities v. misyonerlik faaliyetlerinde bulunmak
engage in deception v. takkiye yapmak
engage in deception v. takiye yapmak