| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | energy crisis n. | enerji krizi | ||
|
We are all aware that the international energy crisis, in particular, means that action is urgently needed. Hepimiz özellikle uluslararası enerji krizinin acilen harekete geçilmesi gerektiği anlamına geldiğinin farkındayız. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | energy crisis n. | enerji krizi | ||
|
We condemned it and the European Union's approach to the energy crisis needs to be completely overhauled. Bunu kınıyoruz ve Avrupa Birliği'nin enerji krizine yönelik yaklaşımının tamamen gözden geçirilmesi gerekiyor. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | energy crisis n. | enerji krizi | ||
|
We condemned it and the European Union's approach to the energy crisis needs to be completely overhauled. Bunu kınadık ve Avrupa Birliği'nin enerji krizine yönelik yaklaşımının tamamen gözden geçirilmesi gerekiyor. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | energy crisis n. | enerji buhranı | ||
| Trade/Economic | energy crisis n. | enerji kaynaklarının teminindeki azalma ve fiyat artışından kaynaklanan ekonomik problem | ||
