duraklamak - Türkisch Englisch Wörterbuch

duraklamak

Bedeutungen von dem Begriff "duraklamak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
duraklamak pause v.
There is a saying that opportunity comes to pass, not to pause.
Bir söz vardır: Fırsat duraklamak için değil, geçmek için gelir.

More Sentences
duraklamak stop v.
It is a perfect place to stop and stay for a while.
Duraklamak ve bir süre kalmak için mükemmel bir yer.

More Sentences
General
duraklamak falter v.
If Germany, the engine of growth, falters, the whole of the European Union will be affected.
Büyümenin motoru olan Almanya'nın duraklaması halinde tüm Avrupa Birliği bundan etkilenecektir.

More Sentences
duraklamak stop v.
It is a perfect place to stop and stay for a while.
Duraklamak ve bir süre kalmak için mükemmel bir yer.

More Sentences
duraklamak pause v.
There is a saying that opportunity comes to pass, not to pause.
Bir söz vardır: Fırsat duraklamak için değil, geçmek için gelir.

More Sentences
duraklamak lag v.
duraklamak waver v.
duraklamak halt v.
duraklamak hesitate v.
duraklamak check v.
duraklamak be at a stand v.
duraklamak jib v.
Phrasals
duraklamak get behind v.
Colloquial
duraklamak hop off v.
Idioms
duraklamak skip a beat v.

Bedeutungen, die der Begriff "duraklamak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 16 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bir engel karşısında duraklamak balk v.
duraklamak /uğramak make a stop v.
Phrasals
bir yerde duraklamak/durmak lay over in some place v.
duraklamak/duraksamak blanch at v.
(bir şey) karşısında duraklamak/duraksamak blanch at (something) v.
(bir süre) duraklamak stall for (something) v.
(bir şeyde/bir yerde) durmak/duraklamak stop at (something) v.
Colloquial
yoğun bir program sırasında dinlenmek veya kendine çeki düzen vermek için duraklamak touchdown n.
Idioms
duraklamak/yavaşlamak break one's stride v.
soluklanmak için duraklamak catch one's breath v.
araba yarışında yakıt ikmali veya tamir için duraklamak make a pit stop v.
duraklamak/yavaşlamak break stride v.
soluklanmak için duraklamak catch breath v.
söyleyeceği şeyin etkisini artırmak için duraklamak pause for effect v.
heyecan yaratmak/iyice merak ettirmek için duraklamak pause for effect v.
söyleyeceği şeyin daha çok etki yaratmasını sağlamak için duraklamak pause for effect v.