Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | driver n. | sürücü | ||
It looks as if compulsory professional training for drivers will soon become a reality. Görünüşe göre sürücüler için zorunlu mesleki eğitim yakında gerçeğe dönüşecek. More Sentences |
||||
Common Usage | driver n. | şoför | ||
They use local drivers, but the whole organisation is provided by that NGO. Yerel şoförler kullanıyorlar ama tüm organizasyon bu STK tarafından sağlanıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | driver n. | makinist | ||
The Danish train drivers are ready, and the whistle has sounded today. Danimarkalı makinistler hazır ve düdük bugün çaldı. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | driver n. | sürücü | ||
The possibility of being able freely to determine premiums undoubtedly constitutes good news for good drivers. Primleri özgürce belirleyebilme olasılığı şüphesiz iyi sürücüler için iyi bir haberdir. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | driver n. | sürücü | ||
It is disgraceful that drivers should live in fear of assault and robbery. Sürücülerin saldırı ve soygun korkusu içinde yaşaması utanç vericidir. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Automotive | driver n. | sürücü | ||
This is why I agree that drivers should be trained to prevent illegal immigration. Bu nedenle sürücülerin yasadışı göçü önlemek üzere eğitilmesi gerektiğine katılıyorum. More Sentences |
||||
Railway | ||||
Railway | driver n. | makinist | ||
As the train went by, Tom caught a glimpse of the driver. Tren geçerken, Tom makinisti bir anlığına gördü. More Sentences |
||||
General | ||||
General | driver n. | sert yönetici | ||
General | driver n. | arabacı | ||
General | driver n. | etmen | ||
General | driver n. | hayvan güden kimse | ||
General | driver n. | faktör | ||
General | driver n. | güçlendirici | ||
General | driver n. | operatör | ||
General | driver n. | ortadan kaldıran kimse | ||
General | driver n. | def eden kimse | ||
General | driver n. | kovucu | ||
General | driver n. | uçan aracı istenen şekle ya da yere sokan kimse | ||
Technical | ||||
Technical | driver n. | kaplin | ||
Technical | driver n. | rayba | ||
Technical | driver n. | sürgü parçası | ||
Technical | driver n. | şahmerdan | ||
Technical | driver n. | zımba | ||
Technical | driver n. | akıntıyla taşınan kütükleri yönlendiren işçi | ||
Technical | driver n. | ses üretmek için diyaframlı hoparlörü çalıştıran manyetik cihaz | ||
Computer | ||||
Computer | driver n. | sürücü yazılımı | ||
Computer | driver n. | uyumcu | ||
Electric | ||||
Electric | driver n. | devrede salınım veya titreşim üretip sürdüren elektrikli cihaz | ||
Automotive | ||||
Automotive | driver n. | gündelik otomobil | ||
Automotive | driver n. | sökme takma aleti | ||
Automotive | driver n. | sökme / takma aleti | ||
Automotive | driver n. | tornavida sapı | ||
Railway | ||||
Railway | driver n. | arkadakileri hareket ettiren ilk tekerlek seti | ||
Railway | driver n. | lokomotif direksiyonu | ||
Marine | ||||
Marine | driver n. | randa bumbasının ucundaki serene kurulan kare yelken | ||
Marine | driver n. | çok direkli yelkenlide altıncı direk | ||
Marine | driver n. | çok direkli yelkenlide aşağıda duran yelken | ||
Fishery | ||||
Fishery | driver n. | küçük bir tekneyle önden giderek balık sürülerinin ağ kurulurken kaçmalarını önleyen mürettebat üyesi | ||
Sport | ||||
Sport | driver n. | (sopa, raket) vurmaya yarayan spor ekipmanı | ||
Sport | driver n. | ahşap başlı golf sopası | ||
Ornithology | ||||
Ornithology | driver n. | wilson bataklık çulluğu | ||
Ornithology | driver n. | amerika'ya özgü uzun gagalı bir suçulluğu |