Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | disparity n. | farklılık | ||
We all know that there was a very wide disparity between the various Member States' approaches to accepting refugees. Çeşitli Üye Devletlerin mültecileri kabul etme yaklaşımları arasında çok büyük farklılıklar olduğunu hepimiz biliyoruz. More Sentences |
||||
General | disparity n. | eşitsizlik | ||
The solid fact is that the accession of 12 new States will substantially increase the disparities in the EU. Somut gerçek şudur ki 12 yeni Devletin katılımı AB'deki eşitsizlikleri önemli ölçüde arttıracaktır. More Sentences |
||||
General | disparity n. | fark | ||
Not only has there been no improvement since then, if anything the disparity has become even greater. O zamandan bu yana herhangi bir gelişme olmadığı gibi, aradaki fark daha da artmıştır. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | disparity n. | eşitsizlik | ||
As regards equal opportunities, gender disparity is still high. Fırsat eşitliği bakımından, kadın-erkek eşitsizliği hâlâ büyüktür. More Sentences |
||||
General | ||||
General | disparity n. | uyumsuzluk | ||
General | disparity n. | ihtilaf | ||
General | disparity n. | nispetsizlik | ||
General | disparity n. | müsavatsızlık | ||
General | disparity n. | disparite | ||
General | disparity n. | ayrılık | ||
General | disparity n. | başkalık | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | disparity n. | dengesizlik | ||
Trade/Economic | disparity n. | mübayenet | ||
Law | ||||
Law | disparity n. | mübayenet | ||
Informatics | ||||
Informatics | disparity n. | aykırılık | ||
Informatics | disparity n. | eşleşmeme | ||
Informatics | disparity n. | tutmazlık |