Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | disco n. | disko | ||
These are drugs that are mainly used by young people at discos, concerts and parties. Bunlar çoğunlukla gençler tarafından diskolarda, konserlerde ve partilerde kullanılan uyuşturuculardır. More Sentences |
||||
General | disco n. | gece kulübü | ||
General | disco v. | diskoya gitmek | ||
Computer | ||||
Computer | disco n. | microsoft firmasının web hizmetlerine yönelik uddi muadili hizmeti | ||
Music | ||||
Music | disco n. | güçlü ve sabit ritimler, tekrarlayan sözler ve elektronik seslerle karakterize olan popüler bir dans müziği | ||
Music | disco n. | diskjokeyin müzik yapmak için kullandığı taşınabilir müzik aleti | ||
Music | disco v. | disko müziğinde dans etmek | ||
Music | disco adj. | disko ile ilgili | ||
Music | disco adj. | disko müziği ile ilgili |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | disco music n. | disko müziği | ||
We danced to the disco music. Disko müziği eşliğinde dans ettik. More Sentences |
||||
General | disco king n. | disko kralı | ||
General | disco ball n. | disko topu | ||
General | disco ball n. | disko küresi | ||
General | disco- pref. | disk anlamı veren ön ek | ||
Technical | ||||
Technical | disco process n. | disco süreci | ||
Technical | disco- pref. | kayıt anlamı veren ön ek | ||
Technical | disco- pref. | taş plak anlamı veren ön ek | ||
Marine Biology | ||||
Marine Biology | disco blenny n. | disko blenny | ||
Music | ||||
Music | post disco n. | 1970'lerin sonunda disko müziğinden esinlenerek ortaya çıkan bir müzik türü | ||
British Slang | ||||
British Slang | disco biscuit n. | düğme | ||
British Slang | disco biscuit n. | ekstazi hap | ||
British Slang | disco biscuit n. | hap | ||
British Slang | disco biscuit n. | papik |