Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | dik uzanan | upright adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | birbirine dik uzanan | quartering adj. |
General | yüzeye dik olarak uzanan | direct [obsolete] adj. |
Radio | ||
Radio | yüksek ve dik uzanan anten | mast n. |
Botanic | ||
Botanic | çenetlere dik uzanan tohum zarı | transverse partition n. |
Geography | ||
Geography | lake district'te dik ve sivri kayalık boyunca uzanan eğimli kaya tabakası | rake n. |
Geography | bir kıta veya adanın suyun altında yer alan ve kıyıdan başlayıp deniz tabanının dik şekilde okyanus tabanına doğru alçaldığı yere kadar uzanan bölümünün sınırı | shelf n. |
Geology | ||
Geology | etkilenen kayaların doğrultusuna paralel veya dik olmayıp eğik olarak uzanan bir fay | oblique fault n. |