|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
uçurtmalarda ortaya dik olarak gelen çıta |
cross spar n.
|
|
2 |
General |
yüzeye dik olarak uzanan |
direct [obsolete] adj.
|
|
Textile |
|
3 |
Textile |
çinli kadınların geleneksel olarak giydiği dik yakalı, eteği yırtmaçlı, pamuk ya da ipekten elbise |
cheongsam n.
|
|
4 |
Textile |
çinli kadınların geleneksel olarak giydiği dik yakalı, eteği yırtmaçlı, pamuk ya da ipekten elbise |
qipao n.
|
|
5 |
Textile |
komünist çin'de yaygın olarak giyilen, bol pantolon ve gömleğe benzer, dik yakalı ve düz bir ceketten oluşan basit bir giyim tarzı |
mao suit n.
|
|
Woodworking |
|
6 |
Woodworking |
yaş halkaları yüzeye dik olacak şekilde kütükten radyal olarak (odun) kesmek |
rift v.
|
|
Automotive |
|
7 |
Automotive |
dingile tutturulmuş ve çerçeveye bağlı olarak salınan ve dingili şaşı çerçevesine göre dik konumda tutan rotlar |
radius rods n.
|
|
Aeronautic |
|
8 |
Aeronautic |
dik olarak tırmanan ve rule yapmadan inebilen hava aracı |
autogyro n.
|
|
9 |
Aeronautic |
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter |
autogyro n.
|
|
10 |
Aeronautic |
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter |
gyrocopter n.
|
|
Marine |
|
11 |
Marine |
denizden dik olarak yükselen kara parçası |
bold coast n.
|
|
12 |
Marine |
dik olarak gelen dalga |
normally incident wave n.
|
|
13 |
Marine |
gemilerin teknesine dikilen ve tüm güvertelerin içinden dik olarak yukarı çıkan yüksek direk |
mast n.
|
|
|
14 |
Marine |
geminin omuzluklarından baş kıç hattına dik olarak verilen koltuk halatı |
breast n.
|
|
15 |
Marine |
geminin omuzluklarından baş kıç hattına dik olarak verilen koltuk halatı |
breast line n.
|
|
16 |
Marine |
gemideki bir nokta ile uçağa dik olarak ölçülen üç referans düzlemi arasındaki uzaklığı |
offset n.
|
|
17 |
Marine |
gemilerin teknesine dikilen ve tüm güvertelerin içinden dik olarak yukarı çıkan yüksek direği sökmek |
unmast v.
|
|
18 |
Marine |
omurgaya dik olarak |
abeam adv.
|
|
19 |
Marine |
omurgaya dik olarak |
beam adv.
|
|
Math |
|
20 |
Math |
yüzeye dik olarak |
normally adv.
|
|
Chemistry |
|
21 |
Chemistry |
iki eğik olarak kesişip üçüncüye dik olan üç adet eşit olmayan kristal eksenine ait |
hemiorthotype adj.
|
|
22 |
Chemistry |
iki eğik olarak kesişip üçüncüye dik olan üç adet eşit olmayan kristal ekseniyle ilgili |
hemiorthotype adj.
|
|
Biology |
|
23 |
Biology |
vücudun uzun ekseni yere dik olarak yürüyen |
orthograde adj.
|
|
Botanic |
|
24 |
Botanic |
ağırlıklı olarak güney abd ve batı hint adaları’nda yetişen, dik ve dikenli kabuklu, beyaz-kırmızımsı çiçekli büyük kaktüslerden oluşan cins |
cereus n.
|
|
25 |
Botanic |
köksap ve sürgünleri yenebilen, nemli ve sıcak iklimlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen büyük dik yapraklı bir bitki |
giant taro (alocasia macrorrhiza) n.
|
|
26 |
Botanic |
köksap ve sürgünleri yenebilen, nemli ve sıcak iklimlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen büyük dik yapraklı bir bitki |
giant alocasia n.
|
|
27 |
Botanic |
köksap ve sürgünleri yenebilen, nemli ve sıcak iklimlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen büyük dik yapraklı bir bitki |
biga n.
|
|
28 |
Botanic |
köksap ve sürgünleri yenebilen, nemli ve sıcak iklimlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen büyük dik yapraklı bir bitki |
pia n.
|
|
29 |
Botanic |
köksap ve sürgünleri yenebilen, nemli ve sıcak iklimlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen büyük dik yapraklı bir bitki |
cunjevoi n.
|
|
30 |
Botanic |
dik olarak aynı yerden çıkan dört adet (çim) |
tetrastichous adj.
|
|
Forestry |
|
31 |
Forestry |
(newfoundland ve labrador'da) kütüklerin dik olarak saklandığı kabin |
tilt n.
|
|
Geology |
|
32 |
Geology |
kaya parçacıklarının depremin ana yayılım yönüne dik olarak sağlı sollu hareketine neden olan sismik yüzey dalgası |
love wave n.
|
|
33 |
Geology |
kaya parçacıklarının depremin ana yayılım yönüne dik olarak sağlı sollu hareketine neden olan sismik yüzey dalgası |
l wave n.
|
|
|
34 |
Geology |
etkilenen kayaların doğrultusuna paralel veya dik olmayıp eğik olarak uzanan bir fay |
oblique fault n.
|
|
Photography |
|
35 |
Photography |
kameranın optik ekseni dünya yüzeyine dik olarak çekilen hava fotoğrafı |
vertical air photograph n.
|
|
Engineering |
|
36 |
Engineering |
bir yüzü eksenine dik olarak döndürmek için kullanılan bir torna aleti |
facer n.
|
|