deter

Bedeutungen von dem Begriff "deter" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	deter v.	caydırmak
deterring private investment and increasing drastically the costs for the financing of the public deficit. özel yatırımları caydırmakta ve kamu açığının finansman maliyetlerini ciddi ölçüde artırmaktadır. More Sentences
General
2	General	deter v.	caydırmak
As a general rule, are wars not more likely to recruit terrorists than to deter them? Genel bir kural olarak, savaşların teröristleri caydırmak yerine onları silahlandırması daha muhtemel değil midir? More Sentences
3	General	deter v.	yıldırmak
I urge you not to be deterred by this resistance from the other side of the ocean. Okyanusun diğer tarafından gelen bu direnişin sizi yıldırmamasını tavsiye ediyorum. More Sentences
4	General	deter v.	engellemek
The acid test of the code will be whether it deters undercutting. Kodun en önemli sınavı alttan almayı engelleyip engellemediği olacaktır. More Sentences
5	General	deter v.	vazgeçmek
It is a prospect that runs the risk of discouraging and deterring people from using the net and e-commerce. İnsanları internet ve e-ticaret kullanımından caydırma ve vazgeçirme riski taşıyan bir ihtimaldir. More Sentences
6	General	deter v.	alıkoymak
But that should not deter us from taking this first decisive step. Ancak bu durum bizi bu ilk kararlı adımı atmaktan alıkoymamalıdır. More Sentences
7	General	deter n.	menolunma
8	General	deter n.	mani
9	General	deter v.	vazgeçirmek
10	General	deter v.	gözünü korkutup vazgeçirmek
11	General	deter v.	cesaret kırmak
12	General	deter v.	püskürtmek
13	General	deter v.	kovmak

Bedeutungen, die der Begriff "deter" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 9 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	deter from v.	vazgeçirmek
2	General	deter from v.	caydırmak
Phrasals
3	Phrasals	deter somebody from something v.	birini bir şeyden vazgeçirmek
4	Phrasals	deter someone from v.	(birinin bir şey yapmasını) engellemek
5	Phrasals	deter (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) caydırmak
6	Phrasals	deter (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) vazgeçirmek
7	Phrasals	deter (someone or something) from (something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyi) yapmamasını sağlamak
8	Phrasals	deter (someone or something) from (something) v.	(birinin/bir şeyin bir şeyi) yapmasına mani olmak
9	Phrasals	deter (someone or something) from (something) v.	(birini/bir şeyi bir şeyden) alıkoymak