deprive

Bedeutungen von dem Begriff "deprive" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 13 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	deprive v.	yoksun bırakmak
Their taste buds will no longer be deprived by Europe's chocolate police. Damak tatları artık Avrupa'nın çikolata polisi tarafından yoksun bırakılmayacaktır. More Sentences
2	General	deprive v.	mahrum etmek
Half truths are being used to make millions of women insecure and deprive them of their rights. Yarı doğrular milyonlarca kadını güvensiz kılmak ve haklarından mahrum etmek için kullanılıyor. More Sentences
Law
3	Law	deprive v.	mahrum etmek
Half truths are being used to make millions of women insecure and deprive them of their rights. Yarı doğrular milyonlarca kadını güvensiz kılmak ve haklarından mahrum etmek için kullanılıyor. More Sentences
4	Law	deprive	yoksun bırakmak
Their taste buds will no longer be deprived by Europe's chocolate police. Damak tatları artık Avrupa'nın çikolata polisi tarafından yoksun bırakılmayacaktır. More Sentences
General
5	General	deprive n.	mahrumiyet
6	General	deprive v.	görevden almak
7	General	deprive v.	yoksun etmek
8	General	deprive v.	kaybettirmek
9	General	deprive v.	son vermek
10	General	deprive v.	bitirmek
11	General	deprive v.	sona erdirmek
12	General	deprive v.	sonlandırmak
Religious
13	Religious	deprive v.	kilise görevinden azletmek

Bedeutungen, die der Begriff "deprive" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 29 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	deprive of v.	mahrum etmek
No one can deprive of your human rights. Kimse seni insan haklarından mahrum edemez. More Sentences
2	General	deprive of v.	yoksun bırakmak
No one shall be arbitrarily deprived of his property. Hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz. More Sentences
3	General	deprive of v.	mahrum bırakmak
Women were deprived of their most basic human rights overnight. Kadınlar bir gecede en temel insan haklarından mahrum bırakıldı. More Sentences
Phrasals
4	Phrasals	deprive (one) of (something) v.	(bir şeyi birinin) elinden almak
No one can deprive of your human rights. Kimse senin insan haklarını elinden alamaz. More Sentences
General
5	General	deprive of virginity n.	kızlığını kaybetme
6	General	deprive of virginity n.	bekaretini kaybetme
7	General	deprive of one's possessions v.	varını yoğunu elinden almak
8	General	be deprive of something v.	yoksun olmak
9	General	deprive somebody of something v.	elinden almak
10	General	not to deprive v.	mahrum etmemek
11	General	deprive someone of water and food v.	aç susuz bırakmak
12	General	deprive oneself v.	kendinden ödün vermek
13	General	deprive of v.	-den mahrum etmek
14	General	deprive of v.	-den etmek
15	General	deprive [obsolete] v.	almak
16	General	deprive [obsolete] v.	götürmek
17	General	deprive [obsolete] v.	çıkarmak
18	General	deprive [obsolete] v.	yok etmek
19	General	deprive [obsolete] v.	ortadan kaldırmak
Phrasals
20	Phrasals	deprive somebody of something v.	yoksun bırakmak
21	Phrasals	deprive someone of something v.	birini bir şeyden yoksun bırakmak
22	Phrasals	deprive someone of something v.	birini bir şeyden mahrum etmek
23	Phrasals	deprive someone of something v.	bir şeyi birinin elinden almak
24	Phrasals	deprive someone of something v.	birini bir şeyden etmek
25	Phrasals	deprive (one) of (something) v.	(birini bir şeyden) yoksun bırakmak
26	Phrasals	deprive (one) of (something) v.	(birini bir şeyden) mahrum etmek
27	Phrasals	deprive (one) of (something) v.	(birini bir şeyden) etmek
Politics
28	Politics	deprive of citizenship of a country v.	vatandaşlıktan çıkarmak
History
29	History	in the future, too, there may be malevolent people at home and abroad who will wish to deprive you of this treasure expr.	istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır