deficient

Bedeutungen von dem Begriff "deficient" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	deficient adj.	eksik
Entrepreneurship and adaptability are still judged to be deficient. Girişimcilik ve uyum yeteneğinin hala eksik olduğu düşünülmektedir. More Sentences
General
2	General	deficient adj.	yetersiz
In many of these countries the judicial system is still very poor and deficient. Bu ülkelerin birçoğunda yargı sistemi hala çok zayıf ve yetersizdir. More Sentences
Medical
3	Medical	deficient adj.	yetersiz
Over time, the various voting values tend to consolidate deficient corporate structures. Zaman içinde, çeşitli oy değerleri yetersiz kurumsal yapıları konsolide etme eğilimindedir. More Sentences
General
4	General	deficient adj.	açık
5	General	deficient adj.	zayıf
6	General	deficient adj.	güdük
7	General	deficient adj.	kifayetsiz
8	General	deficient adj.	eksik
9	General	deficient adj.	gerekli
10	General	deficient adj.	noksan
11	General	deficient adj.	eksik kalan
Trade/Economic
12	Trade/Economic	deficient adj.	eksik
13	Trade/Economic	deficient adj.	kusurlu
14	Trade/Economic	deficient adj.	tamamlanmamış
Law
15	Law	deficient adj.	ayıplı
Medical
16	Medical	deficient adj.	noksan
Ottoman Turkish
17	Ottoman Turkish	deficient adj.	muallel

Bedeutungen, die der Begriff "deficient" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 23 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	deficient amount n.	açık
2	General	deficient amount n.	açık miktarı (hesapta)
3	General	be deficient in v.	- de eksik olmak
4	General	mentally deficient adj.	zihinsel özürlü
5	General	mentally deficient adj.	geri zekalı
6	General	culturally deficient adj.	kültürel açıdan yetersiz
7	General	culturally deficient adj.	kültürel açıdan eksik kalmış
Trade/Economic
8	Trade/Economic	deficient amount n.	açık
9	Trade/Economic	demand-deficient unemployment n.	eksik talep işsizliği
10	Trade/Economic	deficient demand theories n.	eksik tüketim teorileri
11	Trade/Economic	deficient amount n.	gerekli miktar
12	Trade/Economic	faulty, defective and deficient adj.	hatalı, kusurlu ve eksik
Technical
13	Technical	electron deficient covalent bond n.	elektron eksikli ortaklaşım bağı
14	Technical	metal-deficient oxides n.	metal eksikli oksitler
Computer
15	Computer	data deficient n.	eksik veri
Construction
16	Construction	deficient work n.	eksik iş
Medical
17	Medical	gene-deficient mice n.	geni baskılanan fareler
18	Medical	hepatophosphorilase deficient glycogenosis n.	hepatofosforilaz yokluğu glikojenozisi
19	Medical	oxygen deficient atmosphere n.	oksijenden yetersiz atmosfer
20	Medical	immune-deficient adj.	bağışıklık yetmezliği bulunan
21	Medical	immune-deficient adj.	bağışıklığı yetersiz
22	Medical	immune-deficient adj.	immün yetmezliği bulunan
Environment
23	Environment	species of global conservation concern, i.e. classified as globally threatened, near threatened or data deficient in the IUCN Red List n.	iucn tarafından tehlike altında, neredeyse tehlike altında ya da yetersiz veri olarak sınıflandırılmış türler