Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | decision-making n. | karar verme | ||
Failure to utilise women's decision-making abilities is an unacceptable waste. Kadınların karar verme yeteneklerinin kullanılmaması kabul edilemez bir israftır. More Sentences |
||||
General | decision-making n. | karar alma | ||
Effective decision-making is crucial for the success of any organization. Etkili karar alma, kurumların başarısında hayati önem taşır. More Sentences |