Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | dally v. | oyalanmak | ||
They dallied a bit at the park before continuing their journey. Yolculuklarına devam etmeden önce parkta biraz oyalandılar. More Sentences |
||||
General | dally v. | oyalanmak | ||
They dallied a bit at the park before continuing their journey. Yolculuklarına devam etmeden önce parkta biraz oyalandılar. More Sentences |
||||
General | dally v. | ertelemek | ||
Don't dally too long; we need to make a decision soon. Çok fazla da ertelemeyin; bizim yakında bir karar vermemiz gerek. More Sentences |
||||
General | dally n. | hayvanı iple bağlarken ipi eyerdeki çıkıntı etrafından geçici olarak döndürme | ||
General | dally v. | vakit öldürmek | ||
General | dally v. | oynaşmak | ||
General | dally v. | haylazlık etmek | ||
General | dally v. | eğlenmek | ||
General | dally v. | sallanmak | ||
General | dally v. | işi ağırdan almak | ||
General | dally v. | zaman öldürmek | ||
General | dally v. | alay ederek oynamak | ||
General | dally v. | dalga geçmek | ||
General | dally v. | geciktirmek | ||
General | dally v. | bir hayvanı iple bağlarken eyerdeki çıkıntılı kısımdan ipi geçirmek | ||
General | dally v. | (eyerdeki) ipi bükmek | ||
General | dally v. | (eyerdeki) ipi döndürmek |